Yarışmadan Çok, İnovasyonun Gücü!

Dyson'ın Yenilikçi Ürün Lansmanı
Gündelik hayatımızda sıkça kullandığımız elektrikli süpürge ve saç kurutma makineleri gibi ürünlere yeni bir bakış açısı kazandıran ve 100 yıldır var olan tasarımları köklü bir şekilde dönüştüren Sir James Dyson, yeni bir nesil yarattı.
Teknoloji yazarı ve NTV Tekno Hayat programı sunucusu Ahmet Can, Berlin'deki lansman etkinliğinden izlenimlerini paylaştı.
Geçtiğimiz hafta Almanya'nın Berlin şehrinde, Dyson'ın yeni ürünlerinin tanıtımında Sir James Dyson ile bir araya gelme şansı buldum. Toplantı yerine bir İngiliz'e yakışır şekilde klasik bir Mini otomobille gelmesi dikkat çekti. Sıcak ve samimi bir tavırla katılımcıları selamladı. Teknoloji dehası olarak, yeni ürünlerini sahneye çıkarır gibi büyük bir heyecanla tanıttı. O gün toplamda 11 yeni ürün tanıtıldı; yeni nesil kablosuz elektrikli süpürgelerden saç bakım cihazlarına kadar pek çok yenilik yer aldı. Lansmanın ardından kendisiyle özel bir röportaj gerçekleştirdim.
HAYAL EDEREK BAŞLAYAN YOLCULUK
Röportajıma, “100 yıl önce icat edilen saç kurutma makinesi ya da elektrikli süpürgeyi tamamen değiştirdiniz. Bu yenilikçi yaklaşımı nasıl yakalıyorsunuz?” sorusuyla başladım. Sir James Dyson, girişimci heyecanıyla yanıtladı:
“Benim hayalim, oldukça hafif ve basit bir elektrikli süpürge tasarlamaktı. Bugün PencilVac ürünümüzle bunu başardık. Bu model için yeni bir teknoloji geliştirmemiz gerekti. Devasa bir motor kullanmak yerine, aynı güce sahip ama bir çubuğun içine sığabilecek kadar küçük bir motor ürettik. Yaklaşık 2 Euro büyüklüğünde. Bu sayede hem hafif hem de güçlü bir süpürge hayalimiz gerçeğe dönüştü.”
Dyson'ın bu yaklaşımının temelinde, ürünlerdeki “sinir bozucu unsurları ortadan kaldırma” felsefesi yatıyor. “Dyson’dan önce süpürgelerin kablolu olması zorunluydu. Fiş takıp, kabloyu çekiştirip, sarmak zorundaydınız. Biz, bu sinir bozucu unsurları ortadan kaldırmayı amaçladık ve bu da yeni teknolojiyi üzerinde geliştirmemizi sağladı.”
Bu mantığın saç kurutma makinelerine de uygulandığını belirtti. “Diğer üreticilerin kullandığı rezistanslar oldukça büyük. Bu da makineleri küçültmelerini engelliyor. Biz ise rezistansı oldukça küçük hale getirdik. Bu sayede ürünü köklü bir şekilde dönüştürebiliyor, daha hafif, esnek ve daha az kaynak tüketen bir hale getirebiliyoruz. Yani, yaptığımız şey, bir ürünün potansiyelini hayal etmek ve o hayali gerçekleştirecek teknolojiyi geliştirmek.”
KOPYACILIK DEĞİL, YARATICILIK ÖNEMLİ
Sir James Dyson’a sorduğum bir diğer soru, rakip firmaların Dyson’ın tasarım ve teknolojisini kopyalama eğilimiydi. Bu pazardaki durumu gördüğünde neler hissettiğini aktardığında, “Elbette hoşumuza gitmiyor,” ifadelerini kullandı.
“Ben okuldayken, birinin ödevini kopyaladığınızda okuldan atılıyordunuz. Şirketlerde de durum böyle olmalı. Çoğu insan kopyalamanın rekabet yarattığını ve bunun tüketiciler için faydalı olduğunu düşünüyor. Ben tam tersini savunuyorum. Çünkü şirketler yalnızca kopyalayıp, bir ürünü geliştirmek ve piyasaya sunmak için bizim katlandığımız masrafları üstlenmiyor. Bu nedenle, ürünler çok daha düşük maliyetlerle üretiliyor. Ayrıca, tüketiciye gerçek bir seçenek sunmuyorlar.”
Dyson’a göre, şirketlerin kendi teknolojilerini geliştirmeleri ve kendi başarılarıyla Dyson’ın yenilikleri arasında bir fark oluşturması gerekiyor. “Kopyalama, intihal yapmaktır; başkalarının emeğinden beslenmektir. Bu bir tür sömürü olup, bence tüketicilere hiçbir katkısı yoktur.”
ÇİFTÇİLİKTEN TEKNOLOJİYE: DYSON'IN BİLİNMEYEN YÜZÜ
Sir James Dyson, aynı zamanda bir çiftçi. Hayatının ilk dönemlerinde çiftliklerde çalışmış ve şimdi de Dyson Farming adı altında sürdürülebilir ve yenilikçi çiftçilik uygulamalarını sürdürmeyi hedefliyor. Çiftçiliğin tamamen sevgiyle yapılan bir iş olduğunu belirten Dyson, bunu para kazanma amacı gütmeden sürdürdüğünü söyledi.
“Çiftçilikten para kazanmak mümkün değil. Bu her zaman yapmayı istediğim bir şey oldu çünkü çiftliklerde büyüdüm. Ben bunu kazanç için yapmadım, zaten bununla asla kâr elde edemeyeceğim. Bunu, gıda üretiminin ne kadar önemli olduğunu düşündüğüm için yapıyorum. Çiftçiliğe teknoloji entegre ederek verimi artırmak ve sürdürülebilir hale getirmek... Bunlar benim için oldukça önemli.”
Çiftliklerinde yıl boyunca çilek yetiştirdiklerini ifade eden Dyson, bunu özel cam seralar ve anaerobik sindirici sistemleri sayesinde verdikleri başarıyı açıkladı. “Enerji ücretsiz çünkü bir anaerobik sindiricimiz mevcut. Bu sistem seraları ısıtıyor ve elektrik üretimi gerçekleştiriyor. Biz de bu elektriği serada kullanıyoruz. Çiftçiliğe teknoloji entegre etmek beni oldukça etkiliyor. Artık saç bakım ürünlerimiz için gerekli içerikleri de kendimiz yetiştiriyoruz. Önemli bir omega yağı elde etmek için ayçiçeği yetiştiriyoruz.”
GELECEĞİN ÜRÜNLERİ: HAVA TEMİZLEYİCİDEN AKILLI ROBOTLARA
Sir James Dyson ile en son konuştuğumuz konu yeni ürünleri oldu. Lansmanda tanıttıkları ürünleri büyük bir heyecanla özetledi:
“Bu sefer radikal şekilde farklı ürünler geliştirdik. Çok ilginç bir hava temizleyicimiz var: HushJet. Sadece 24 desibel gürültüyle çalışmakta ancak muazzam miktarda hava üflemesine olanak tanıyor. Ayrıca, yerleri silen, kurutan ve ıslak temizleyen bir robotumuz mevcut: Dyson Spot+Scrub Ai robot süpürge. Lekenin üzerine bakıyor, onu algılıyor ve temizlendiğinden emin olana kadar işlemi tekrarlıyor. Bunu daha önce kimse başaramadı.”
Bir de ıslak ve kuru zemin temizleyicisinde yenilikçi bir yaklaşım benimsediklerini belirtti. “Adı Dyson Clean+Wash Hygiene. Tüm kiri, diğer makineler gibi içine çekmek yerine temizleme başlığında topluyoruz. Temizleme başlığını çıkarıp lavaboya boşaltıyorsunuz” diyerek, son zamanlarda piyasaya sunulan yeni bir saç şekillendiricimiz olan Dyson Airwrap Co-and 2x hakkında bilgi verdi. Bu ürün, yeni bir Hyperdymium motor ile çalışıyor ve size iki kat hava akışı ve basınç sunuyor. Böylece daha güçlü bukleler elde etmek mümkün hale geliyor.”
Dyson, tüm bu yeniliklerin sadece bir başlangıç olduğunu ve teknolojinin hayatımızı kolaylaştırmasına katkı sağlamak için çalışmalarına devam edeceklerini vurguladı.