"Yapamazsın" Eleştirileri Cesaretlendirdi: Marangoz Hızla Tezgahın Başına Geçti!

**Kendi Mobilya İmalatını Başlayan Organizasyoncu: "Ben Yapamaz Mıyım?"**
Üniversite mezunu olan Kuru, organizatör olarak kariyerine başladıktan sonra farklı mekanlarda eşya tasarımı için sık sık mobilyacılara gitmeye başladı. İstediği özellikte mobilyalar bulamayınca, "Ben yapamaz mıyım?" sorusunu kendisine sordu ve bu alanda kendi yolculuğunu başlattı.
Küçük bir atölye kurarak işe koyulan Kuru, videolar izleyerek ve deneme yanılma yöntemi ile marangozluk becerilerini geliştirmeye başladı. Yirmi metrekarelik atölyesinde, alışılmışın dışında bir marangoz anlayışı sergileyen Kuru, kendi tarzına uygun şekilde komodin, masa, sandalye ve dolap gibi ürünler üretmektedir.
"Sen yapamazsın", "Öyle kolay değil" söylenmeleri beni hırslandırdı"
Kuru, Anadolu Ajansı muhabirine verdiği demeçte, organizasyon konusunda çalıştığı dönemlerde her etkinlik için özel dekor tasarımları oluşturduğunu, ancak marangozların bu tasarımları beklediği gibi gerçekleştiremediğini aktardı. İlk etapta çıta alarak dekor hazırlamayı denediğini belirten Kuru, şunları kaydetti:
"Ben organizasyoncu olarak dükkan açmıştım. O zaman farklı bir şey olsun diye çıtalardan bir masa yapmayı düşündüm. Çünkü gümüş tepsiler benim tarzıma pek uygun değildi. Sanayiden çıta aldım ama yapmaya çalıştığımda beceremedim. O dönemler işin inceliklerine aşina değildim. Birkaç marangozun yanına gidip, 'Bu işi yapmaya çalışıyorum ama beceremiyorum' dedim. Birisi, 'Sen zaten yapamazsın, anlamazsın' diyerek beni geri gönderdi. Başka bir marangoz ise, 'Bu makineyle böyle olmaz' gibi sözlerle beni kovdu." dedi.
DOLAP KAPAĞI TAKMAK İÇİN SAATLERCE DÜŞÜNDÜ
Kuru, oldukça inatçı bir karaktere sahip olduğunu belirterek, "Kendi kendime düşünmeye başlamıştım. Matematik ve geometri konusunda iyiydim ama ailemde marangoz yoktu. Yani kimseye marangozluk öğretemedim. Biraz düşünerek, mantık çerçevesinde bu işleri bir araya getirmeye çalıştım." ifadesinde bulundu.
Diğer organizatörler, Kuru’nun yaptığı masaları ve vazoları çok beğenmeye başlayınca, ondan bu ürünleri talep etmeye başladılar. Kuru, "Yapmam" demedi ve onlara bu ürünleri üretmeye başladı. İlk başta dolap kapağını takmakta zorlanmasına rağmen, birbirine oturmayan iki aynı ölçüdeki kapakla karşılaşınca saatlerce düşündü. Zamanla her şey hızla düzene girmeye başladı." dedi.
Marangozların araçlarının tehlikeli olduğuna ve zor anlar yaşandığına dikkat çeken Kuru, şunları kaydetti:
"Sonrasında bu işi kendi kendime öğrenmeye başladım. Bu aletleri kullanmak hiç kolay değil. Çalışmaya başladığımda bütün dükkan camdandı. Erkekler geldiğinde, 'O makine böyle tutulmaz', 'Onu o şekilde yapamazsın' şeklinde geri dönüşler aldım. Ancak ben kendi yöntemimle çalıştım ve bu işin çok keyifli olduğunu keşfettim. Bu mesleği kadınların da icra etmesi, birçok kişi tarafından olumlu karşılandı. Yanımda olan komşularım büyük destek verdi. İnsanlar bir şeye ihtiyaç duyduğunda hemen bana başvurdular. Böylece kendimi geliştirmeye başladım ve zamanla anahtar teslim işler yapmaya başladım. Yaklaşık yedi yıldır bu sektördeyim. Amacım, insanlara doğal materyallerle ölümsüzlüğü yaşatmak. Çünkü bir ağaç mobilya, yıllar boyu kullanılabiliyor."
Kuru, her müşteri için farklı mobilya tasarımları ürettiğini ve kişiye özel projeler oluşturduğunu da sözlerine ekledi.