Türkiye'yi bekleyen altı tehlike: Kararsız hava koşulları felakete zemin hazırlıyor!

İklim Değişikliği Etkisiyle Yaz Sellerinde Artış Göze Çarpıyor
Son yıllarda iklim değişikliğinin etkileri doğrultusunda, aniden ortaya çıkan ve büyük hasarlara yol açan yaz sellerinin artış gösterdiği dikkatleri çekmektedir.
Prof. Dr. Murat Türkeş, yaz sellerinin, kısa süre içinde meydana gelen kuvvetli sağanaklar sonucu kuru zemin üzerine büyük ve iri yağmur ya da dolu damlalarının düşmesiyle suyun yüzeysel akışa geçmesi neticesinde oluştuğunu aktardı.
KASTAMONU ÖRNEĞİ
İklim değişikliğinin, son zamanlarda bu tür sellerin sıklığını ve şiddetini artırdığını vurgulayan Türkeş, "Dünya genelinde kentleşme de bu durumun etkili faktörlerinden biri. Bunun en belirgin örneği, 11 Ağustos 2021 tarihinde Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yaşanan olaydır. Bu felaket, sırf bir doğal afet olmakla kalmayıp, doğayla insan yerleşimi arasında nasıl daha dengeli bir ilişki kurmamız gerektiğini de hatırlatmaktadır." dedi.
Kastamonu'da yaşanan felaketten bir fotoğraf
Türkeş, bozulmuş araziler, eski dere yataklarının yokluğu, akarsuların olmaması, uygunsuz yerleşim ve ormansızlaşma gibi durumların yaz sağanaklarının etkisini artırdığına dikkat çekerek, "Buharlaşma arttıkça atmosferdeki nem de yükselebiliyor; ısınan hava daha fazla nem tutabilme kapasitesine sahip. Nemli ve sıcak hava kütlesi soğuk hava ile karşılaştığında konvektif kararsızlık meydana gelir. Bu durum da kuvvetli sağanaklar ve gök gürültülü yağışlarla neticelenir." açıklamasında bulundu.
Bu tür yağışlar akarsuların taşmasına, sellerin ortaya çıkmasına, heyelanlara ve su baskınlarına yol açmaktadır. Yaz mevsiminde, iklim değişikliği sebebiyle havanın yüksek sıcaklık ve nem barındırdığı dönemlerde; yağışa dönüşebilen yüksek su miktarı, her türlü yağışın yaz sellerine neden olabilecek şiddette ve gök gürültülü sağanaklar şeklinde düşmesine sebebiyet verebilmektedir.
TÜRKİYE'NİN ALTI NOKTASI İÇİN UYARI
Türkeş, yaz sellerinin genellikle Muson Asya’sı, tropikal ve subtropikal iklimlerin etkili olduğu bölgelerde meydana geldiğini, fakat son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle orta enlemlerde de ortaya çıkmaya başladığını belirtti.
Türkiye’de en büyük sel felaketlerinin kuzeybatıda, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Kuzeydoğu ve Güneybatı Anadolu ile İç ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görüldüğünü ifade eden Türkeş, bu yörelerin coğrafi özelliklerinin felaketlere zemin hazırladığını sözlerine ekledi.
"AVRUPA'DA İYİ YÖNETİLEN BÜTÜN AKARSU SİSTEMLERİ TAŞIYOR"
Türkeş, normal koşullarda 100 veya 500 yılda bir meydana gelmesi beklenen yağışların dahasıyla daha sık bir şekilde karşımıza çıkmaya başladığına dikkat çekerek, "Avrupa'da bile iyi yönetilen akarsu sistemleri taşkınlar yaşıyor. Sel önleme setleri ve teknik yapılar yetersiz kalıyor; kentler taşan akarsulardan ciddi şekilde etkileniyor ve sel sularının çekilmesi uzun süre alabiliyor." şeklinde konuştu.
Kastamonu'da 2021'de meydana gelen sel felaketi
"BÜTÜN DÜNYADA ALTYAPILAR DEĞİŞMEK ZORUNDA"
İspanya ve Texas’ta bu yıl yaşanan sellere atıfta bulunan Türkeş, şunları söyledi: "İklim değişikliği nedeniyle, önümüzdeki 50 yıl içinde aşırı yağışların meydana getireceği taşkınları, selleri ve su baskınlarını artan sıklık ve şiddette deneyimleyeceğiz. Dolayısıyla, dünya genelinde altyapı sistemlerinin değişimi kaçınılmaz. Bu nedenle, kentlerde iyi tasarlanmış ve kentin fiziksel coğrafya özelliklerini, topografyasını, akarsu jeomorfolojisini, doğal akarsu ağını, sosyoekonomik yapılarını ve nüfusunu dikkate alacak şekilde yağmur suyu drenaj sistemleri kurulmalıdır. Kanalizasyon sistemlerinde ayrıca yağmur suyunu toplayarak, dağıtma ve uzaklaştırma işlevlerine özel sistemler inşa edilmelidir." dedi.
Türkeş, kentlerde yok edilen eski akarsu sistemlerinin taşkın yatakları ile birlikte korunması ve çevresindeki yerleşimlerin kaldırılması gerektiğini belirtti.