Türk Müziği Makamlarının Şifalı Gücü: Ruhdan Bedene İyileştirici Etki

Günlük Hayatta Sık Rastladığımız Olguların Gizemi
Gündelik yaşamda sık sık karşılaştığımız, işittiğimiz ya da pratiğimizde yer alan çeşitli olguların nasıl ortaya çıktığı, hayatımız üzerindeki etkileri ya da bizler üzerindeki yankıları genellikle pek sorgulanmaz. Ancak bu olguların arkasındaki araçların, olayların evrimi ve sağladıkları yararlar hakkında bilgi sahibi olunduğunda, kısa bir şaşkınlık hissi uyanabilir.
TÜRK MÜZİĞİ BEDENİ DE İYİLEŞTİRİYOR
Yapılan araştırmalar, uzun süre müzik dinlemenin ruh sağlığına ve psikolojiye olumlu etkiler sağladığını göstermiştir. Ayrıca Türk musikisi makamlarının beden sağlığı üzerinde de faydalı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu konuda en önemli figürlerden biri olan Farabi, müziğin tıp alanındaki rolüne dair eserler kaleme almıştır. Türk musikisi makamlarının doğuma yardımcı olanlardan korku giderme işlevine, kaslara olan etkisinden psikiyatriye kadar geniş bir yelpazede yararlı olduğu belirlenmiştir. Farabi, bu makamların hangi durumlarda ve ne zaman daha faydalı olduğu üzerine detaylı çalışmalar yapmıştır. Ek olarak, “pentatonik melodi” olarak adlandırılan ve Hunlar döneminde kullanılan müzik yapısı, Türkler için özgün bir miras olarak bilinir; güven, kararlılık ve rahatlık hissi verdiği ifade edilmektedir.
EVLERDE EKSİK OLMAYAN NESCAFE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Brezilya'da 1930'lu yıllarda kahve üretimi önemli ölçüde artmış ve büyük miktarlarda kahve stoğu oluşmuştur. Bu kahvelerin bozulmadan saklanması ve kullanılması için yeni yöntemler geliştirilmesi gerekmektedir. Nestle'den yardım istenmiş ve markanın kimyagerlerinden Max Morgenthaler uzun süre bu konu üzerinde çalışmıştır. Nihayetinde 1938 yılında İsviçre’de “Nescafe” isimli bir ürün piyasaya sürülmüştür; ismi de “Nestlé + café” kelimelerinin birleşiminden gelmektedir. Fikir, II. Dünya Savaşı sırasındaki askerler için büyük bir kolaylık sağlamış ve bu gelişmeler sonucunda dünya genelinde popüler hale gelmiştir.
Nescafe’nin nasıl hemen kahve haline geldiği merak konusudur. Bunun için öncelikle kahve çekirdekleri kavrulmakta ve ardından kahve suyu konsantre edilmektedir. İki yöntemle kullanıma hazır kahve tozu elde edilmektedir: Birincisi, sıvı kahve sıcak havaya minik damlacıklar halinde püskürtülerek buharlaştırılır ve geri kalan ise kullanılacak kahve tozu olur. İkincisi ise kahveli sıvının -40 derecede dondurulması ve düşük basınç altında buzu buharlaştırılması ile iri kahve taneleri elde edilmektedir. Böylece ortaya çıkan kahve tozu su ile karıştırılarak içilebilir bir kahve haline dönüşmektedir.
KORSANLARIN GÖZ BANDININ ALAMETİFARİKASI!
Ekranlarda sıkça gördüğümüz korsanların, tek gözlerini kapatan göz bandının amacı genellikle gözlerini saklamak olarak bilinir. Ancak gerçek bunun çok ötesindedir. Normal ortamlarda da karanlıktan aydınlık bir alana geçerken gözlerin yeni ortama alışması zorlaşır. Korsanlar sıklıkla güverte, depo ve kamara gibi karanlık ve aydınlık alanlar arasında geçiş yapar. Gözlerinin karanlığa adaptasyon süresini kısaltmak için tek gözde bir bant kullanılır. Güverteden kapalı yani karanlık bir alana geçtiklerinde göz bandı çıkarılarak uzun süre kapalı kalan göz faaliyete geçirilir. Böylece gün boyu göz bandıyla kapalı kalan göz, karanlığa alışık hale gelmiş olur. Bu durum korsanlar için kritik bir öneme sahiptir; zira özellikle savaş gibi durumlar hızla hareket etmelerini gerektirebilir.