Atilla Türkoğlu

Tıbbın Sınırlarını Zorlayan Gelişme: İnsan Derisinden Yumurtalık Hücresi Üretildi!

Tıbbın Sınırlarını Zorlayan Gelişme: İnsan Derisinden Yumurtalık Hücresi Üretildi!

Bilim İnsanları Kısırlık Tedavisinde Yeni Yöntem Geliştiriyor

Nature Communications dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, araştırmacılar sıradan bir insan deri hücresinin çekirdeğini (genetik bilgilerin büyük kısmını barındıran yapı) alarak, bu çekirdeği çekirdeği çıkarılmış bir donor yumurtaya aktardılar.

Bu yöntem neticesinde 82 işlevsel insan olgunlaşmamış yumurta hücresi üretildi ve laboratuvar ortamında bu hücrelerin döllenmesi sağlandı.

Ortaya çıkan yumurtalar, deri hücresini sağlayan kişiyle genetik olarak akraba oluyor ve başka bir bireyin spermiyle döllenme gerçekleştirebiliyor. Araştırmacılar, bu buluşun kısırlık tedavisinde yeni bir kapı aralayabileceğini vurguluyor.

KISIRLIK TEDAVİSİNDE YENİ UMUT

Araştırmanın ortak yazarlarından biri olan Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi’nden (OHSU) Prof. Dr. Paula Amato, “Bu yöntem sayesinde yaşı ilerlemiş kadınlar veya kanser tedavisi nedeniyle yumurta üretemeyen kadınlar, genetik olarak kendi çocuklarına sahip olma imkanı bulabilir.” diye ifade etti.

ZORLUKLAR VE MİTOMEYOZ YÖNTEMİ

Bilim insanlarının aşması gereken en önemli engel, yeniden programlanan yumurtaların doğru sayıdaki kromozomu taşımalarını sağlamaktı.

Normal hücrelerde 46 kromozom bulunurken, yumurta ve sperm hücrelerinde 23’er kromozom yer almaktadır.

Araştırma ekibi, doğal hücre bölünmesini taklit ederek fazla kromozomları dışarda bırakan ve geride 23 kromozom bırakmayı sağlayan bir yöntem geliştirdi. Bu sürece “mitomeyoz” denildi. Ancak üretilen yumurtaların yalnızca yüzde 9’undan daha azı, döllenme sonrası embriyo gelişiminin kritik aşaması olan blastosist evresine (5–6 günlük gelişim) ulaşabildi. Ayrıca ortaya çıkan tüm embriyolar kromozom bozuklukları taşıyordu.

KLİNİK KULLANIM İÇİN YILLAR GEREKİYOR

Uzmanların görüşüne göre, bu embriyoların sağlıklı bebeklere dönüşmesi beklenmiyor.

Bu nedenle, yöntemin güvenli ve etkili bir şekilde kullanılabilmesi için uzun yıllar süren araştırmalar yapılması gerektiği kaydediliyor. Prof. Amato, klinik kullanım için en az 10 yıla ihtiyaç olduğunu belirtti.