TCMB’nin Temmuz Sonrası Stratejileri: Ekonomik Yol Haritası Nasıl Belirleniyor?

Enflasyon Verileri ve Faiz İndirimine Giden Yol
Son dönemde beklentilerin altında kalan enflasyon rakamları, faiz indirimine zemin hazırlıyor. Aylık enflasyon oranı %1,37, yıllık bazda ise %35,05 seviyelerinde gerçekleşti. Ayrıca, Piyasa Katılımcıları Anketi'ne göre yıl sonu enflasyon beklentileri düşüş gösterdi.
Bu veriler ve beklentiler incelendiğinde, faiz indirimi için mantıklı bir ortam oluşmuş gibi görünüyor.
GEVŞEME DEMEK SIKILIĞI TERK ETMEK DEĞİL
Merkez Bankası'nın elindeki araçlar yalnızca faiz oranlarıyla sınırlı değil. Banka, bu geçiş sürecini dikkatli bir şekilde yönetebilir. Daha açık bir ifadeyle, atılacak adımlar “erken gevşeme” algısından kaynaklanabilecek riskleri azaltabilir.
Nasıl mı?
Faiz koridorunun üst sınırı sabit tutulabilir. Politika faizi düşerken, gecelik borç verme faizi sabit kalabilir. Böylelikle toplam sıkılık korunmuş olur.
Seçici kredi hamleleri devreye sokulabilir. Özellikle ihracat ve KOBİ kredileri alanında kontrollü bir genişleme görülebilir. (Üst limit güncellemeleri vb.)
İLETİŞİMDE İNCE AYAR ZAMANI
Faiz indiriminin uygulanmasının yanı sıra, bu indirimin nasıl iletişim kurulacağı da büyük önem taşıyor. 2024 yılı boyunca enflasyona karşı sıkı bir duruşun süreceği mesajını sıkça veren Merkez Bankası, artık iletişiminde daha nazik bir yaklaşım benimseyecektir. Haziran toplantısında benzer yorumlara neden olacak değişikliklerle karşılaşmıştık. Yapılan açıklamalar "dönüş"ten çok "geçiş" anlamı taşımalıdır.
Özetle;
Merkez Bankası’nın Temmuz 2025’te faiz indirimine başlaması yüksek ihtimal olarak ön plana çıkıyor. Ancak bu geçişin başarısı, sadece oranlar üzerinden değil; kullanılan stratejiler, iletişim tarzı ve veriye dayalı kararlılığı ile şekillenecek.
“Gevşeme” kavramı yeniden politika terminolojisine girebilir, ancak bu kez son derece dikkatli, kontrollü ve veri odaklı bir şekilde olacak.