Atilla Türkoğlu

Tartışmalar Arifesinde: Sıradaki Adım Ne Olacak?

Tartışmalar Arifesinde: Sıradaki Adım Ne Olacak?

Tartışmanın İletişim Üzerindeki Etkileri ve Önemi

Günlük yaşamımızda ailemiz, arkadaşlarımız ve iş arkadaşlarımızla sürekli bir iletişim içindeyiz. Bu etkileşimler sırasında zaman zaman tartışmalar kaçınılmaz hale geliyor. Bu sıkıntılı durumların üstesinden gelmek adına, düşüncelerimizi kendimize saklamayı tercih edebiliyoruz.

Bunun en önemli sebeplerinden biri, tartışma kavramına ilişkin genel olarak gelişen olumsuz algılardır. Ancak, tartışmalar doğru bir şekilde yönetildiğinde, iletişimimizi güçlendiren bir faktör olma potansiyeline sahip olabilir mi?

Tartışma, iletişimimizdeki en doğal aşamalardan biridir. Hangi tür tartışma yöntemini benimsediğimiz, ilişki dinamiklerimiz hakkında önemli ipuçları verebilir. İlişkileriniz genellikle tartışmalar sonrasında sona mı eriyor yoksa karşınızdaki kişiyle daha da mı yakınlaşıyorsunuz? İşte bu soruya, iki farklı tartışma biçiminden yaklaşabiliriz: Yapıcı ve Yıkıcı Tartışma Modelleri.
Yapıcı Tartışma; iki tarafın birbirini saygı çerçevesinde dinleyerek, sakin bir tutumla iletişim kurduğu ve ortak hedefin bir çözüm bulmak olduğu tartışma şeklidir. Bu tür bir iletişimde genellikle tartışmanın temel amacı, bireylerin kendi duygu ve düşüncelerini aktarabilmesi ve karşı tarafın bunları anlamaya çalışmasıyla ortak bir noktada buluşmaktır. Birey duygu ve düşüncelerini paylaştıktan sonra, karşısındakinin anlatılanları her yönüyle kabullenmek zorunda olmadığını fark eder. Böylece, tepki gösterme eğiliminden uzak, duygusal regülasyonun devreye girdiği ve kişisel ile ilişkisel gelişime açık bir iletişim tarzı oluşturulmuş olur.

Öte yandan, Yıkıcı Tartışma, daha karamsar bir perspektifle yaklaşarak genellikle öfke, karşı tarafı suçlama ve geçmişteki hataları yüzüne vurma gibi olumsuz tutumları içerir. Bu nedenle, genellikle yapıcı tartışmanın aksine amacı uzlaşmaktan ziyade haklı çıkmaktır. Bu durum, zorlayıcı ve anlayışsız bir iletişim ortamı yaratabilir ve çoğunlukla ilişkilerde bir kopma yaşanmasına neden olabilir.
Peki, baştaki sorumuza geri dönelim; iletişim biçimimizi daha yapıcı bir şekilde geliştirebilir miyiz? Tartışmalarda bile ilişkilerimizi güçlendirecek bir uzlaşma sağlayabilir miyiz?

Tartışmaktan kaçınmak yerine, bunu karşımızdaki bireyin ihtiyaçlarını anlamak ve uzlaşmaya varmak için bir araç olarak görebilirsek, korkulanın aksine mevcut bağlarımız daha da güçlenme fırsatı bulabilir. Yapılan empati sayesinde iletişim tarzımız gelişip dönüşme fırsatı elde edebiliriz.
Bu konuda ilk adımı atmakta zorlanmak oldukça doğaldır. Bu nedenle, süreci bir uzman eşliğinde başlatmak, yakın ilişkilerimiz ve günlük hayatımızdaki diğer etkileşimler için destekleyici olabilir.