Tahran'dan Göç Edenler ve Kalanların Gözünden: Şehirdeki Son Gelişmeler Neler?

İran'da Tahran'ın Tahliyesi ve Savaşın Etkileri
İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla patlak veren savaş, altıncı gününe girerken, sık sık saldırılara maruz kalan başkent Tahran’daki İranlılar, kenti terk etmek için yola çıkmaya başladı.
Bloomberg haber kaynağına konuşan 35 yaşındaki Neda isimli bir İranlı, salı günü Tahran’ın merkezinden uzaklaşmak amacıyla hareket etti. Şehirdeki bir mahalle üzerinden çevrimiçi bir sosyal medya platformunda deneyimlerini paylaşan Neda, “En büyük korkum, bu belirsizliğin ve muğlaklığın ne kadar süreceği. Bu durum bir hafta mı yoksa sekiz yıl mı devam edecek? Her gün sürekli bir adaptasyon içerisinde mi olacağız?” şeklinde konuştu.
Neda, İran yönetiminin destekçisi olmadığını belirterek, pek çok kişinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya yoğun bir öfke duyduğunu ifade etti. Netanyahu’ya atıfta bulunarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Birçok kişi için konuşamam ama bağlantı kurduğum çoğu insan, duyduğum hissi paylaşıyor: Onun her sözüyle içimde bir öfke kabarıyor. Ona karşı derin bir nefret besliyorum.” dedi.
“BİLMEME KORKUSU KAYGI DOĞURDU”
Ferhad ve arkadaşları, İsrail’in saldırılarının başlamasının ardından Tahran’dan ayrılanlardan. The Guardian’a yaşadığı durumu aktaran Ferhad, normalde memleketine ulaşmanın iki buçuk saat sürdüğünü fakat bu sefer altı saatte bu mesafeyi kat ettiklerini söyledi.
22 yaşındaki Ferhad, kısa mesaj aracılığıyla yaptığı röportajda, “Küçük çocuklar, yaşlılar, büyükanneler ve büyükbabalar… Herkes yollarda kalmıştı.” diye belirtti.
24 yaşındaki Mina isimli bir diğer Tahranlı, kentten ayrılmak için 10 saatini yolda geçirdiğini ifade ederek, “Sıkışık trafikte beklerken, saldırıların bize otoyolda isabet etmesinden korktuk. Etrafımızda gizli depolama tesisleri olabilir mi? Bilmemenin doğurduğu korku, kaygıyı da beraberinde getirdi.” diye konuştu.
“KENT YARI KAPANMA DURUMUNDA”
Tahran’dan henüz ayrılmayan bir İranlı, başkentteki güncel durumu anlattı. Tahran nüfusunun “yarısından fazlasının” şehirden gittiğini belirten Akram isimli İranlı, “Tahran, yarı kapanma halinde. Sadece bankalar ve belediyeler açık. Gıda ürünleri azalıyor, pazar neredeyse kapalı ve şehir neredeyse tahliye edildi.” ifadelerini kullandı.
Akram, petrol istasyonlarının da müşterilerine günde en fazla 10 litre akaryakıt alma izni verdiğini ve bu nedenle uzun kuyrukların oluştuğunu aktardı.
“BABAM HAPİSHANEDE, TAHLİYE NE DEMEK?”
İsrail ordusu, pazartesi günü Tahran’ın geniş bir kısmı için tahliye emirleri yayınlayarak “askeri altyapının” bombalanacağına dair açıklamalar yaptı. Sosyal medya üzerinden yayımlanan bu mesajlar, 20 aydır İsrail’in saldırı, işgal ve abluka altında tuttuğu Gazze, Lübnan ve Yemen’deki tahliye emirlerini akıllara getirdi.
ABD Başkanı Donald Trump, dün sosyal medya paylaşımında Tahran’ın “tahliye edilmesi” çağrısında bulundu.
İnsan hakları savunucuları ise bu tahliye emirlerini eleştirerek tepki gösterdi. Halen Tahran’da bulunan Sadia isimli 40 yaşındaki bir kadin, The Guardian’a verdiği demeçte, “Tahran’da kalan üç tür insan var: Gidecek yeri olmayanlar, gidecek parası bulunmayanlar ve izin talepleri hükümet tarafından reddedilen orta kademe kamu çalışanları.” diye konuştu.
Tahran’daki Evin Hapishanesi’nde tutulanlar da duruma tepki gösterdi. İnsan hakları aktivisti olan babası Reza Khandan’ın hapiste bulunduğunu belirten Mehraveh Khandan, Instagram hesabından, “Babam hapishanede! Tahran’ın nasıl tahliye edileceğini bana açıklayabilir misiniz? Tahran’ın tahliye edilmesiyle ne demek istiyorsunuz?” diye sorguladı.
Mina da yaptığı açıklamada, “Güzel memleketimin yok olduğunu gösteren fotoğrafları burada görüyorum. Yanımda çok az şey var, sadece hayatta kalmama yetecek kadar… Tüm kalbim ve ruhum Tahran’da. Yanıma sadece umudumu aldım.” şeklinde konuştu.