Sumud Filosu: Hedeflerine Ulaşarak Tarih Yazdı!

Sumud Filosu’nun Gazze Ablukasını Kırma Girişimi
Küresel Sumud Filosu, Ağustos sonunda başladığı ve İsrail'in Gazze'ye yönelik deniz ablukasını aşmayı ve insani yardım sağlamayı hedefleyen sivil bir girişimi, 1 Ekim gecesi gerçekleşen İsrail askeri operasyonuyla sonlandırdı. Bu operasyon, 2 Ekim geç saatlere kadar devam etti.
KAYBEDEN İSRAİL OLDU
Bu süreçte genel görüş, 43 küçük tekneden oluşan ve 57 ülkeden yaklaşık 500 aktivisti bünyesinde barındıran Sumud Filosu'nun kazanan, İsrail'in ise kaybeden olduğu yönündedir.
Sumud Filosu, farklı organizasyonların bir araya gelmesiyle oluşmuş ve tarihteki en büyük sivil aktivizm örneklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. İsrail'in insanlık ve uluslararası hukuku ihlal eden, son iki yılda 60.000'den fazla sivilin ölümüne yol açan askeri harekâtlarına dikkat çekmeyi başaran Sumud Filosu, büyük bir siyasi aktivizm örneğini dünya gündemine taşımış oldu.
Daha küçük ve hızlı gemilerle denize açılan Sumud Filosu, tüm süreci sosyal medya üzerinden kamuoyuyla paylaşarak, birçok yeni girişime de ilham verdi. 10 gemiden oluşan yeni bir filonun yakında İtalya'dan hareket edeceğine dair haberler basında yer almaya başladı.
GAZZE’YE ABLUKA ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI
İsrail, Gazze’ye 17 yıldır deniz ablukası uygulamaktadır. Daha önce Mavi Marmara gibi birçok sivil girişim, bu ablukayı protesto etmek ve insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkmış, ancak İsrail ordusu tarafından engellenmiştir.
Sumud Filosu, bu eylemiyle Gazze ablukasının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin tavsiye kararında belirtildiği gibi, İsrail’in Gazze’yi işgal planının temel parçalarından biri olduğunu yeniden küresel gündeme taşımıştır.
İsrail'in 1994 tarihli Denizlerde Silahlı Çatışmalara Uygulanabilir Hukuk Kuralları'nı içeren San Remo Manueli'ni açıkça ihlal ettiği de bu olayla ortaya çıkmıştır. San Remo kurallarına göre, insani yardım taşıyan deniz araçları engellenemez.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkenin Sumud Filosu’na düzenlenen operasyonu yargıya taşıması, İsrail’in uluslararası hukuk tanımaz tutumunun gündemde tutulması ve sorumluların yargı önünde ortaya çıkarılması açısından dikkat çekici bir gelişme olarak öngörülmektedir.
Sumud Filosu, İsrail’in uluslararası hukuka aykırı davranışlarının gözler önüne serilmesine katkı sağladı.
İKNA OLMAYANLARI DA İKNA ETTİ
Sumud Filosu, İsrail’in artan izolasyonunun somut diplomatik sonuçlar vermeye başladığı bir dönemde gerçekleşmesi nedeniyle de önemli bir olay oldu ve henüz ikna olmamış bazı grupları da etkileyerek büyük bir başarı elde etti. Gazze’de yaşananlara sesiz kalınmasına karşı protesto amacıyla açıldıklarını belirten Sumud Filosu, bu amacına ulaşmış gibi görünüyor. İsrail’in filoyu rahatsız etmek için düzenlediği drone saldırıları da bu süreçte geri tepti ve İsrail’in aleyhine bir faktör olarak kaydedildi.
İSRAİL DÜNYA KAMUOYUNU TAMAMEN YİTİRDİ
İsrail'in askeri harekâta başlamasının hemen ardından başlayan protesto eylemleri, Avrupa'dan Güney Amerika’ya kadar yayıldı ve farklı inanç gruplarından katılımlarla büyüdü. Filodaki vatandaşların yanı sıra birçok ülke de askeri harekâtı kınadı ve İsrail yönetiminden hesap sorulmasını talep etti. İspanya, İngiltere, Almanya, İrlanda ve İtalya gibi ülkelerde yoğun kitlesel protestolar düzenlendi. Birçok ülke, İsrail’e resmi protesto notası verdi ve vatandaşlarının güvenli bir şekilde ülkeden ayrılmasına izin verilmesi gerektiğini vurguladı.
Kolombiya, İsrailli diplomatların ülkeden ayrılmasını isterken, Arjantin halkı da sokaklara dökülerek Sumud Filosu’na destek verdi. İsrail’e yakın bilinen Arjantin Cumhurbaşkanı Javier Milei, daha bir hafta önce ülkesini ziyaret etmek isteyen İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’ya kamuoyundaki tepkileri gerekçe göstererek olumlu bir yanıt vermemişti. Bu gelişme, Netanyahu ve hükümetinin ne denli derin bir izolasyona girdiğini açıkça göstermektedir. Ayrıca, dünya kamuoyunun İsrail ile ilişkilerde hükümetlerine daha fazla baskı yapması ve uluslararası kurumlar ile faaliyetlerden çıkarılması taleplerinin güçlenmesi muhtemeldir.
İsrail’in Sumud Filosu’na yaptığı operasyon, dünyanın birçok ülkesinde protestoları tetikledi.
İSRAİL SOSYAL MEDYADA DA KAYBETTİ
Son dönemlerde İsrail'in kaybettiği alanlardan biri de sosyal medya olmuştur. İsrail Başbakanı Netanyahu'nun TikTok ve Instagram gibi platformlardaki rahatsızlığı, Gazze'de yaşananların sosyal medya üzerinden uluslararası kamuoyuna taşınması ile ilgili Amerikan basınında yer bulmuştu. ABD'deki desteklerini korumak için sosyal medyayı "en önemli silah" olarak tanımlayan Netanyahu’nun bu açıklamayı yapma sebebi, Amerikan toplumundaki Gazze olayları ile ilgili son dönemdeki önemli değişikliklerdir.
New York Times'ın Siena Üniversitesi ile gerçekleştirdiği bir ankete göre, Amerikan toplumu yapıldığı günden bu yana ilk defa Filistinlilerin tarafında duruyor. Ankete katılanların yüzde 35'i Filistin'i, yüzde 34'ü ise İsrail'i desteklerken, yüzde 31'i kararsız olduğunu belirtti. Yukarıda belirtilen oranlar, 7 Ekim 2023 olaylarının ardından İsrail için yüzde 47, Filistin için ise yüzde 20 olarak kaydedilmiştir. Bu da Amerikan toplumundaki önemli değişiklikleri gözler önüne seriyor. Bu değişimin temelinde sosyal medyanın etkisi olduğu düşünülmektedir.
Gazze’de son dönemde yaşanan açlık ve susuzluktan kaynaklanan çocuk ölümleri ve kitlesel cezalandırma uygulamaları, daha fazla insana ulaşmıştır. Tamamen insani amaçlar taşıyan Sumud Filosu’na uluslararası sularda gerçekleştirilen askeri operasyonlar, canlı yayınlarla geniş kitlelere ulaştı ve sosyal medyada milyonlarca görüntülenme elde etti. Bu durum, İsrail’in sosyal medyada karşılaştığı bir başka yenilgi olarak kaydedilecektir.