Strese Bağladı, Ama Tehlike Çok Başkaydı: Ölümcül Beyin Tümörü Tanısı

Başarılı Nöroloğun Menenjiyomla Mücadelesi
Uzun yıllar boyunca başarılı bir nörolog olarak görevde bulunan Dr. Ilene Sue Ruhoy, 2014 yılında halsizlik, baş dönmesi, mide bulantısı, migren ve sinirlilik gibi çeşitli sorunlar yaşamaya başladı. Ruhoy, birçok meslektaşı gibi bu belirtileri strese, hormonal dengesizliklere ve sinüs enfeksiyonlarına atfetti. Ancak, hiç kimse onu tam anlamıyla dinlemedi ve uyarılarına gerekli önemi vermedi.
Bir yıl boyunca farklı doktorlardan MR talep etmesine rağmen, 2015 yılında nihayet bir hekim onun isteklerini ciddiye aldı. Yapılan beyin taramasında, sol hemisferde elma büyüklüğünde bir menenjiyom tespit edildi; bu tümör, beynin iki yarımküresini sağ tarafa doğru itiyordu.
Menenjiyomlar, anser sınıfına girmese de ciddi komplikasyonlara yol açma potansiyeline sahip olup, vakalara göre ölüm oranı %63 ila %90 arasında değişiklik gösterebiliyor. Ruhoy, tümörü besleyen damarları kapatmak amacıyla bir dizi operasyon geçirdikten sonra, kitlenin tamamen çıkarılması için büyük bir cerrahi müdahaleye alındı.
DailyMail.com’a verdiği demeçte, Ruhoy tanı alana kadar geçen süreci şu şekilde anlattı:
“Geriye dönüp baktığımda, insanların bana inanması için neredeyse yalvardığımı fark ettim. Eğer daha önce biri sesimi duysaydı, beynime üç kez uygulanan radyasyon tedavisinden ve yaşadığım nükslerden kurtulabilirdim.”
Ruhoy’un yaşadığı durum, tıp sisteminin kronik hastalıklara karşı yetersizliğini gözler önüne serdi. Bir doktorun randevuda göz teması kurmadığını, başka birinin ise "MR çektirerek histeriye katkıda bulunmak istemiyorum" dediğini ifade etti.
Yaklaşık dokuz ay süren mücadelenin ardından bir aile hekimi, Ruhoy’un talebini dikkate aldı. Muayene odasında gözyaşlarıyla "Lütfen bana bir beyin MR’ı isteyin" diyerek doktoruna yalvardığını belirten Ruhoy, "Bir nörolog sizden beyin MR'ı isterse, MR istersiniz” yanıtının hayatında dönüm noktası olduğunu vurguladı.
“Tamamen Eski Halinize Dönemezsiniz, Ama İyileşebilirsiniz”
Ruhoy, hastalarına umut verirken gerçekçi olmayı tercih ediyor:
“Hiçbir zaman tamamen 'normal'e dönebilecek miyim? Bu, en sık sorulan sorulardan biri. Maalesef, bu hastalıklardan önceki halinize bütünüyle dönmeyi vaat edemem, ancak bedeninize dikkat eder, sinyallerini dinler ve istikrarlı bir çabayla yaşarsanız, çok daha iyi hissedebilmeniz mümkündür.”