Sosyal Medya Kullanımı ve Depresyon: Şaşırtıcı Bulgular Ortaya Çıktı!

Sosyal Medya Kullanımı ve Depresyon Arasındaki Bağlantı Üzerine Araştırmalar
Bilim insanları, 9 ile 13 yaş aralığındaki çocukları (tweens) üç yıl boyunca sosyal medya kullanımı ve depresyon belirtileri açısından inceledi. Araştırmanın bulgularına göre, sosyal medya kullanımındaki artış ilerleyen dönemde depresyon semptomlarını artırma eğilimi gösteriyor.
Mayıs ayında JAMA Network Open dergisinde yayımlanan çalışmada yaklaşık 12 bin ön-ergen çocuk takip edildi. Pediatri Doçenti Jason Nagata, Washington Post’a dikkat çekici bulguları aktardı. Çalışma süresince, 9 yaşındaki çocukların günlük sosyal medya kullanım süresi ortalama 7 dakikayken, bu süre 13 yaşında 74 dakikaya ulaştı. Aynı dönemde depresyon belirtilerinde ise yüzde 35 oranında bir artış gözlemlendi. Nagata, “Sosyal medya, depresyon belirtilerini artıran ciddi bir risk faktörü olarak değerlendiriliyor'' dedi.
Nagata, çoğu sosyal medya platformunun minimum yaş sınırının 13 olduğunu belirtirken, çalışmanın başında 9-10 yaş aralığındaki çocukların yüzde 20’sinin sosyal medya hesabı bulunduğunu, 11-12 yaşlarında ise bu oranın iki katına çıktığını ifade etti. Ayrıca, çocukların ortalama üç farklı platformda hesaplarının olduğunu vurgulayan Nagata, en yaygın uygulamanın TikTok olduğunu belirtti. TikTok'u Instagram ve Snapchat takip ediyor.
Nagata, “Bu durum, yaş doğrulama sistemlerinin yeterince etkin çalışmadığını ortaya koyuyor. Kurallar ve yasalar mevcut olsa da, çocuklar teknolojiyi bu kuralları aşacak şekilde kullanabiliyorlar” şeklinde konuştu.
SİBER ZORBALIĞA DİKKAT
Aynı araştırma grubu ile yapılan başka bir çalışmada, 11-12 yaşlarındaki çocukların siber zorbalığa maruz kalmaları durumunda intihar düşüncesi veya girişiminde bulunma riskinin iki katından fazla olduğu tespit edildi. Ayrıca bu çocukların marihuana, alkol ve tütün gibi maddeleri deneme olasılıklarının da oldukça yüksek olduğu belirlendi.
Sosyal medyanın depresyon belirtilerini artırmasının bir diğer nedeni ise “yer değiştirme” (displacement) fenomeni olarak tanımlanıyor. Nagata, “Günde sadece 24 saat söz konusu. Çocuklar ekranlarda ve sosyal medyada ne kadar fazla zaman geçirirse, uyku veya fiziksel aktivite gibi sağlığa faydalı aktivitelere o kadar az zaman kalıyor” açıklamasında bulundu.
Gençlerin yüzde 63’ünün yatak odalarında gece boyunca telefon veya diğer elektronik cihazları bulundurduğu ifade edildi. Uzmanlar, akıllı telefonların odanın dışına bırakılması gerektiğini vurguladı.