Sophie Turner'dan çarpıcı açıklama: ''ABD'den ayrılırken hayatımın en zor dönemindeydim''

Sophie Turner: "Burada Kendimi Evimde Hissediyorum"

Flaunt dergisine verdiği röportajda 29 yaşındaki aktris, “Burada kendimi evimde hissediyorum. Bir daha taşınmak istemiyorum” şeklinde ifadeler kullandı. ABD'de yaşarken ailesinin ve arkadaşlarının öneminin yeterince farkında olmadığını kabul eden Turner, “İnsan, sevdiği kişilerden uzak kaldığında onların ne denli önemli olduğunu anlıyor” dedi. İngiliz oyuncu, ülkesi İngiltere’ye geri döndüğünde onlara duyduğu minnettarlığın arttığını da sözlerine ekledi.

Game of Thrones dizisiyle dikkatleri üzerine çeken Turner, çocuk sahibi olmanın kariyeri üzerinde derin etkiler yarattığını aktardı. İki çocuğu bulunan oyuncu, annelik deneyiminin sahne performansına da olumlu katkılar sağladığını belirtti.

Sophie Turner ve Joe Jonas, 2024 yılında resmi olarak boşandı. Ünlü çift, arabuluculuk yöntemiyle nafaka, mal paylaşımı ve çocukların velayeti konularında bir uzlaşı sağladı. Yargıç Gina Beovides, evliliğin “geri dönülemez şekilde sona erdiğini” duyurdu.

İkili arasındaki ilişki, 2016 yılında Jonas’ın Instagram üzerinden Turner’a ulaşmasıyla başlamıştı. 2017'de nişanlanan çift, 2019 yılında Las Vegas'ta sürpriz bir törenle dünya evine girdi. Boşanma sürecinde ortak bir basın açıklaması yapan çift, “Dört güzel yılın ardından evliliğimizi dostça sonlandırma kararı aldık. Ortada birçok spekülasyon mevcut ama bu gerçekten ortak bir karardı. Lütfen mahremiyetimize ve çocuklarımızın gizliliğine saygı gösterin” ifadelerini kullandı.

PASAPORT GERİLİMİ

Turner, boşanma süreci sonrasında New York mahkemesine başvurarak çocuklarının velayeti konusunda Joe Jonas’a dava açtı.

''HAYATIMIN EN KÖTÜ GÜNLERİYDİ''

Vogue’a konuşan Turner, boşanma sürecinde medyada “kötü anne” olarak yansıtıldığını, Jonas’ın ise “ilgili baba” olarak gösterildiğini dile getirdi. Bu durumun kendisini derinden üzdüğünü belirten oyuncu, yaşadığı zorlu süreci şu sözlerle anlattı: “O dönemde bir dizinin setindeydim ve sözleşme gereği iki hafta daha orada kalmak zorundaydım. Çocuklarım Amerika’daydı ve onlara ulaşamıyordum. Üstüne bir de onlarca haber çıkmaya başladı. Gerçekten çok canım yandı çünkü anne olarak attığım her adımı zaten sorguluyorum. Anne suçluluğu çok gerçek bir şey. Kendime sürekli ‘Bunların hiçbiri doğru değil. Sen iyi bir annesin, hiçbir zaman çılgın partilere karışmadın’ demek zorunda kaldım. Hayatımın en kötü günleriydi.”