Damla Cesur

Sonsuz Döngü: Travmanın Çekim Gücüyle Tanıştığımız İlişkiler

Sonsuz Döngü: Travmanın Çekim Gücüyle Tanıştığımız İlişkiler

Romantik İlişkilerde Psikolojik Kalıplar ve Duygusal İyileşme

Romantik ilişkilerde benzer kişilik özelliklerine ilgi duyma eğilimi, genellikle farkına varılmadan süregelen psikolojik bir durumu temsil ediyor. Uzmanların ifadesine göre, "tekrarlama zorunluluğu" olarak adlandırılan bu durum, bireylerin geçmişte yaşadıkları duygusal yaraları yeniden canlandıran ilişkilere yönelmesine yol açabiliyor. Bu durum, başlangıçta sağlıklı görünen ilişkilerin bile "sıkıcı" olarak algılanmasına sebep olabiliyor.

Psikologlar, bireylerin sıklıkla farkında olmadan, tanıdık acıyı "yuva" gibi hissetme eğiliminde olduklarını belirtiyor. Çocukluk döneminde ya da ilk aşk tecrübelerinde meydana gelen olumsuz deneyimler, eleştirel duygu, duygusal mesafe veya öngörülemezlik gibi unsurlar, bireylerin gelecekteki ilişkilerini bu kalıplarla biçimlendirmelerine neden olabiliyor.

İlişkilerin başlangıcında karşılaşılan yoğun duygusal çekim, her zaman sağlıklı bir bağlanmayı ifade etmiyor. Uzmanlar, bu hislerin bazen, bireyin sinir sisteminin geçmişte tanıdığı ve travmatik anılarıyla ilişkilendirdiği durumlara karşı bir tepki olabileceğine dikkat çekiyor. Bu nedenle, ilk buluşmada kalbin hızla çarpması veya yüksek bir heyecan hissetmek, her zaman "doğru kişiyle tanışma" olarak yorumlanmamalıdır.

Klinik gözlemler, iyileşme aşamasında olan kişilerin zaman la "tipik" tercihlerini değiştirdiğini ortaya koyuyor. Duygusal olarak sağlıklı bireyler, ilişkilerinde güvenlik, tutarlılık ve şefkat gibi unsurları daha çok önceliklendirmeye başlıyor. Uzmanlar, karmaşık ya da dramatik ilişkiler yerine, sakin ve destekleyici bağların daha sürdürülebilir olduğuna vurgu yapıyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: iyileşme süreci tamamlanmadan da sağlıklı ilişkiler kurabilmek mümkün. Psikologlar, duygusal farkındalığın bu süreçte önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. “Tam olarak iyileşmemiş olabilirsiniz ama farkında olarak yeni kalıplar oluşturabilirsiniz” düşüncesi öne çıkıyor.

Bireylerin ilişkilere yaklaşırken kendilerine sorması gereken bazı sorular öneriliyor: “Bu kişi bana fayda sağlıyor mu, yoksa yalnızca tanıdık olduğu için mi çekici geliyor?” ve “Bu kişide gerçek bir bağ mı hissediyorum, yoksa eski bir hikâyeyi değiştirme umuduyla mı onunla kalmışım?”

Bu sorular, bireysel farkındalığı artırmak ve zararlı kalıplardan uzaklaşmak için atılacak temel adımlar olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, geçmişi tamamen unutmanın şart olmadığını, esas önemli olanın geçmişin ötesinde sağlıklı ilişkiler kurmayı seçmek olduğunu dile getiriyor.