Sık Tüketim Tuzağı: Felçten Kalp Krizine Sağlığa Zararı Açıkça Ortada!
GLİFOSAT
Glifosat, en sık kullanılan ve düzenli olarak tercih edilen herbisitlerden biridir. Bu kimyasal, genetiği değiştirilmiş gıda ürünleriyle, özellikle soya fasulyesi, mısır ve buğdayla ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, az miktarda organik olmayan tahıllar ile bazı meyve ve sebzelerde de bulunabilmektedir.
Temel amacı yabancı otları ortadan kaldırmak olan glifosat, bazı hazır gıdalarda kalıntı olarak yer alabilmektedir. Uzun süreli kullanımı, bazı sağlık kuruluşları tarafından potansiyel insan kanserojeni olarak sınıflandırılmasına yol açmış ve bu durum, kanser ile hormon işlev bozuklukları arasında olası bağlantılara dair endişeleri artırmıştır.
Bir öğün yalnızca çok az miktarda glifosat barındırabilir; ancak, düzenli tüketim bu maddenin sağlık üzerindeki risklerini artırabilmektedir. Frontiers dergisinde yayımlanan bir araştırma, glifosatın nörolojik bozukluklardan inflamatuar durumlara kadar çok geniş bir etki yelpazesine sahip olduğunu öne sürmektedir.

YAPAY TATLANDIRICILAR
Aspartam, sukraloz ve sakarin gibi yapay tatlandırıcılar, diyet içecekleri, yağsız gıdalar ve birçok işlenmiş gıda ürününde sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tatlandırıcılar, ek kalori eklemeden tatlılık sağlaması amacıyla tasarlanmıştır.
Bazı büyük ölçekli araştırmalar, yüksek miktarda yapay tatlandırıcı tüketiminin bağırsak mikrobiyomunda değişikliklere neden olduğunu ve bunun da insülin duyarlılığı ile glikoz metabolizmasını etkilediğini göstermiştir.
Yapılan incelemeler, bu tatlandırıcıların yetişkinlerde kardiyovasküler hastalık riski ve depresyon ile potansiyel bağlantılarını ortaya koymuştur. Bu katkı maddeleri şeker artışlarını azaltabilse de, özellikle düzenli tüketim yapan çocuklarda uzun vadeli metabolik etkileri konusunda endişeler bulunmaktadır. PMC dergisinde yayımlanan bir çalışmada, sık sık yapay tatlandırıcı tüketiminin, vasküler hastalık risk faktörleri dikkate alındığında bile felç, diyabet ve demans gibi durumlar için artmış riskle ilişkili olduğu ifade edilmektedir.

SODYUM NİTRAT
Sodyum nitrit ve nitrat, sosisli sandviçler, sosisler, pastırmalar ve diğer işlenmiş etlerde kullanılmaktadır. Bu kimyasalların kullanımı, rengin korunması ve bakteri üremesinin engellenmesi amacı taşımaktadır.
Yüksek sıcaklıklara maruz kaldıklarında, bu maddeler midede asit oluşturmaya başlayarak laboratuvar araştırmalarında kanser riskini artırdığı tespit edilen güçlü bileşikler olan nitrozaminlere dönüşmektedir.
Nüfus araştırmaları, işlenmiş et tüketiminin artmasının mide ve kolorektal kanser sıklığı ile ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Springer Nature dergisinde yayımlanan son bir meta-analiz de, işlenmiş gıda tüketiminin kanser vakalarında %18 oranında bir artışla sonuçlandığını onaylamaktadır. Ayrıca, bazı vakalarda yapılan NIH araştırmaları, nitritin (sodyum nitrit veya potasyum nitrit kaynaklarından) alımının yetişkinlerde ve çocuklarda ciddi methemoglobinemi ile ilişkilendirildiğini göstermektedir.

MONOSODYUM GLUTAMAT
Monosodyum glutamat (MSG), etin ve umami lezzetlerinin daha belirgin hale geldiği bilinen bir lezzet artırıcıdır. Bu madde, işlenmiş çorbalarda, donmuş yemeklerde ve "sağlıklı" olarak etiketlenen birçok atıştırmalıkta sıkça yer almaktadır.

Çoğu insan MSG'yi sorunsuz bir şekilde tüketebilirken, bazı bireylerde MSG alımı sonucunda baş ağrısı, yüz kızarması veya mide bulantısı gibi semptomlar gözlemlenmektedir. Kronik veya aşırı tüketim, MSG'ye duyarlı kişilerde hafif nörolojik belirtilere yol açabilir. Ancak MSG'nin genel sağlık üzerindeki etkileri hâlâ tartışma konusudur. NIH tarafından yayımlanan bir araştırma, MSG kullanımının kardiyotoksisite, hepatotoksisite, nörotoksisite, düşük dereceli inflamasyon ve metabolik bozukluklarla ilişkili olduğunu ifade etmektedir.

YAPAY GIDA RENKLENDİRİCİLERİ
Kırmızı 40, Sarı 5 gibi yapay gıda boyaları, atıştırmalıklar, içecekler ve tatlıların görsel çekiciliğini artırmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu boyaların özellikle dikkat sorunları yaşayan çocuklarda davranış bozukluklarına yol açtığı sık sık dile getirilmektedir. Bazı yapay boyaların alerjik reaksiyonlar ve kanserojenlik ile potansiyel bağlantıları üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Uzmanlar ve ilgili düzenleyici kuruluşlar, yapay gıda boyası içeren ürünlerin tüketiminin azaltılmasını önermektedir. Çevresel Araştırma ve Halk Sağlığı dergisinde yayımlanan bir çalışma, sentetik boyaların çocuklar için zararlı olabileceğini, hiperaktivite, davranış sorunları, alerjiler ve daha ciddi sağlık sorunları ile ilişkili olabileceğini belirtmiştir. DEHB veya otizm gibi rahatsızlıkları olan çocuklar, bu durumlar sonucunda kötüleşen semptomlar yaşayabilirken, sağlıklı çocuklar da bilişsel, davranışsal veya beslenme ile ilgili olumsuz etkilerle karşılaşabilir.