Satürn'ün Uydusu Titan'da Yaşam Mümkün mü? Uzaylılar Köpek Kadar Boyda!

# Titan'da Olası Yaşam İzleri ve Araştırmalar
Satürn’ün en büyük uydusu Titan, evrende yaşam barındırma potansiyeli taşıyan gizli bir okyanusa ev sahipliği yapıyor olabilir. Ancak yeni bir araştırmanın bulgularına göre, bu muhtemel su altı ekosisteminin toplam kütlesinin, küçük bir köpekten daha ağır olması beklenmiyor.
Arizona Üniversitesi’nden evrimsel biyolog Antonin Affholder, Titan’da gözlemlenen varsayılan ekosistemin enerji ve besin döngüsünün, uydunun derin okyanusunda litre başına yalnızca bir fermantasyon hücresini besleyecek kadar yetersiz olabileceğini belirtiyor. Bu durum uzayda yaşam araştırmaları yapanlar için oldukça moral bozucu bir haber niteliğinde.
Eşsiz Bir Uydu
Titan, Güneş Sistemi’nde eşsiz bir konumda bulunuyor. Diğer buzlu uydular gibi yüzeyinin altındaki okyanuslarda yaşam barındırma potansiyeline sahip olmasının yanı sıra, yüzeyinde zengin miktarda organik madde yer alıyor. Titan’ın yüzeyindeki hidrokarbonlar, -179 derecede sıvılaşıp nehirler ve Dünya üzerindeki Büyük Göller büyüklüğünde göletler meydana getiriyor.
Titan’ın buz tabakasının altında, tuzlu bir su okyanusu bulunuyor. Cassini-Huygens görevine ait veriler, Titan’ın ortalama 5 bin 150 kilometre çapında dev bir şekerlemeye benzediğini ortaya koyuyor: Ortada kayalık bir çekirdek, onun üzerinde yalnızca yüksek basınçta oluşan ‘buz-VI’ tabakası, altında tuzlu su okyanusu ve en dışta yaklaşık 100 kilometre kalınlığında bir su buzu tabakası yer alıyor.
Bu dış katman, Titan’ın yüzeyini kaplıyor. Metan bulutlarından yağmur damlaları halinde veya puslu sarı atmosferden katı parçacıklar şeklinde yağan organik moleküller sürekli olarak bu katmanı örtüyor.
Atmosferin üst katmanlarında, nitrojen ve metan molekülleri Güneş’ten gelen UV ışınlarıyla parçalanarak karbon ve oksijen açısından zengin ağır organik bileşiklere dönüşüyor. Bu moleküller yüzeye düşerek kahve telvesi benzeri koyu renkli kumullar oluşturuyor.
Bilim insanlarına göre bu organik zenginlik, göktaşı çarpmaları nedeniyle buz kabuğunda oluşan havuzlardan yer altı okyanusuna sızabiliyor veya kayalık çekirdekten yukarı taşınarak suya karışabiliyor.
Titan’da Olası Yaşam
Yeni çalışmada araştırmacılar, Titan’ın okyanusunda bulunan bu organik moleküllerin mikroskopik yaşam formlarını besleyip besleyemeyeceğini incelemek için biyolojik enerji modellemeleri gerçekleştirdi.
Araştırmacılara göre Titan’daki potansiyel mikroskobik canlılar, Dünya’daki Clostridia bakterileri gibi glisini parçalayarak enerji elde edebiliyor. Dünyada birçok canlı, enerjiyi oksijen kullanarak düzenlerken, Titan’daki mikroskobik organizmalar, oksijen yokluğunda fermantasyon benzeri anaerobik bir süreçle hayatta kalmak zorunda. Bilim insanları, fermantasyonun evrende kanıtlanmış en basit ve yaygın metabolik süreçlerden biri olmasından dolayı bu yöntemi inceleme modeli olarak kullandıklarını ifade ediyor. Fermantasyon, Dünya’da ekşi maya, yoğurt ve bira gibi pek çok besinin temelini oluşturuyor.
Evrenin pek çok yerinde yaygın olarak bulunan glisin ve öncü molekülleri, Titan’ın okyanusunu zamanla zenginleştirmiş olsa da, bu organik stoğun sadece çok küçük bir kısmı mikroplar tarafından kullanılabilir durumda bulunuyor.
Affholder, “Titan’ın geniş okyanusundaki yaşamın toplam kütlesi birkaç kilogramı geçmeyebilir; bu da küçük bir köpeğin ağırlığına eşdeğer.” dedi. Araştırmaya göre bu biyosferin ortalama hücre yoğunluğu ise bir kilogram su içerisindeki hücre sayısı açısından birin altında. Bu, yaklaşık 50 kilogram ağırlığındaki bir insanın karbon içeriğine denk geliyor.
Bu kadar az sayıda yaşam hücresi, devasa okyanusa dağılmış durumda olduğundan, Titan’da herhangi bir yaşam belirtisi bulmak adeta samanlıkta iğne aramaya benziyor. Üstelik bu “samanlık”, Dünya’dan yaklaşık 1,3 milyar kilometre mesafede yer alıyor.
Araştırmanın sonuçları, hakemli bilimsel dergi The Planetary Science Journal’da yayımlandı.