Erken Uyanmanın Beyin Üzerindeki Etkisi: Genetik Faktörler Öne Çıkıyor

Nörobilimci ve yazar Rachel Barr, erken kalkmanın beyin işlevlerini artırdığına dair mevcut inancın aslında genetik faktörlerle derin bir ilişki içinde olduğunu ifade ediyor.

Barr, vücudumuzun iç saatinin büyük ölçüde genetik yapı ile belirlendiğini ve beynin en yüksek uyanıklık seviyesinin zamanının da buna bağlı olarak şekillendiğini belirtiyor. "Gece kuşu" DNA yapısına sahip bireyler, günün ilerleyen saatlerinde daha fazla verimli olabiliyor, ancak erken uyananlar REM uyku evresinden yararlanamama riskiyle karşı karşıya kalıyor. REM uykusu, beynin duygusal süreçlerini yönettiği kritik bir dönem olarak biliniyor.

GECE KUŞLARI DAHA VERİMLİ

Barr, gece kuşlarıyla ilgili olumlu bilgiler de aktarıyor: "Gece kuşları, günün ilerleyen saatlerinde daha fazla üretken olma eğilimindedir. Eğer sabah saat 5’te uyanıyorsanız, REM uykunuzun büyük bir kısmını kaybetme riskiyle karşılaşabilirsiniz. REM uykusu, duygusal işlemler açısından son derece önemlidir.”

Barr, kendi deneyimini de paylaşarak: “Genellikle oldukça erken kalkıyorum ancak uyku konusunda sıkıntı yaşıyordum. Yakın zamandaki genetik testim sonucunda gece kuşu olduğumu öğrendim. Yeni bir uyku düzenine geçtim ve bu süreç oldukça iyi gidiyor.” şeklinde ifade ediyor.

ERKEN UYANMAK ZARARLI MI?

Nörobilimciler, yalnızca erken kalkmanın üretkenliği sağladığını ileri sürmüyor. İç saatimize göre en verimli olduğumuz zaman dilimleri bireyler arasında farklılık gösteriyor ve bu durumu değiştirmek kolay olmuyor.

Bu nedenle, sabah erken uyananların REM uykusunu kaybetme riskleri göz önünde bulundurulmalı ve kişisel biyolojik ritimlere uygun bir uyku programı oluşturulması önem taşıyor.