Prof. Dr. Türkçapar: Geçmişimiz, yaşadıklarımızın gizli nedeni mi?

Travmanın Tanımı ve Etkileri Üzerine Bilimsel Gelişmeler
Her olumsuz durumu travma olarak nitelendiren ve insan psikolojisini yalnızca bu perspektiften açıklamaya çalışan görüşler, oldukça sınırlı, tek taraflıdır ve bilimsel dayanağı yoktur. Bilimsel açıdan her olumsuz olay travma olarak değerlendirilmez. Mevcut araştırmalar, psikoloji ve psikiyatri alanında genel olarak travmanın, bireyin “gerçek bir ölüm, ölüm tehlikesi, ciddi yaralanma ya da bedensel bütünlüğüne yönelik tehdit, cinsel şiddet veya saldırı gibi durumları bizzat yaşaması veya böyle bir olaya tanık olması” anlamına geldiğini ortaya koymaktadır.
Travma Geçiren Herkes Hastalanır Mı?
Travma deneyimleyen bireyler üzerinde yapılan tarama çalışmaları ve ileriye dönük uzun dönemli araştırmalar, bedensel ya da cinsel saldırı, kazalar, doğal felaketler veya savaş gibi travmatik olaylardan sonra hemen hemen herkesin zorlanma belirtileri gösterdiğini, ancak bu bireylerin önemli bir kısmının tedaviye ihtiyaç duymaksızın zamanla bu belirtilerden kurtulduğunu göstermektedir.
Her Şey Çevreyle Mi İlgili?
2015 yılında Amsterdam Vrije Üniversitesi'nden Tinca Polderman tarafından yapılan ve 14.558.903 ikiz çiftini içeren geniş kapsamlı bir analiz, kişilik özelliklerinin yaklaşık %49'unun kalıtım yoluyla açıklanabileceğini ortaya koymuştur. Bu bulgu, genetik unsurların, kişilik özelliklerinin neredeyse yarısını etkilediğini, geri kalan kısmının ise çevresel faktörler ve bireysel tecrübelerle şekillendiğini göstermektedir. Yani insan psikolojisini yalnızca genetik veya sadece çevresel etkilerle açıklamak mümkün değildir; kişiliğimiz, doğuştan gelen özelliklerimizle yaşamımıza dahil olan deneyimlerin bir bileşimi olarak oluşur.
Hatırlanan Her Şey Gerçek Mi?
Bellek üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, insan belleğinin bir kayıt cihazı gibi çalışmadığını, aynı zamanda zihnin onu şekillendirdiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle geçmiş olaylara dair hatırlananlar, birebir gerçekliğin bir yansıması değildir ve bellek, hatırlayan kişinin bakış açısına, duygusal durumuna ve o anki koşullara bağlı olarak farklılık gösterebilir. Ayrıca, bellek; terapistin tutumu ve yönelttiği sorular gibi birçok faktörden etkilenerek yanlış anılara neden olabilir.
O Zaman Ne Yapmalıyız?
Her olayı geçmişe ve yaşanan travmalara bağlamak, bireyi edilgen bir duruma sokar; geçmişi aşırı düşünme, mevcut anı kaybetme, yakın çevresine karşı olumsuz tutum ve duygular besleme ile sürekli bir mutsuzluk yaratabilir. Ancak insan psikolojisinin yalnızca geçmiş ve yaşanılan olaylarla belirlenmediği unutulmamalıdır. Geçmişi değiştiremeyiz ama geçmişe yüklediğimiz anlamı ve ondan çıkarabileceğimiz sonuçları değiştirebiliriz. İnsan, geçmişiyle ilgili yapabileceği en önemli şey, onu sadece "sözde" silmeye çalışmak değil, geçmişini kabul ettikten sonra bugünü sağlıklı davranışlar ve deneyimlerle farklılaştırmaya çabalamaktır. Bu da geçmişten daha sağlıklı sonuçlar çıkartmak ve şu an sağlıklı bir yaşam sürmekle mümkündür.