Emine Saydam

Prof. Dr. Türkçapar'dan Sonbahar Melankolisiyle Başa Çıkma Yöntemleri!

Prof. Dr. Türkçapar'dan Sonbahar Melankolisiyle Başa Çıkma Yöntemleri!

Sonbahar hüznü, efsane olmaktan öte, somut bilimsel nedenlere dayanan bir gerçektir:

Güneş ışığındaki azalma, vücutta serotonin seviyelerinin düşmesine yol açar. Serotonin, duygu durumumuzu, moralimizi ve uyku düzenimizi etkileyen önemli bir sinir ileti molekülüdür. Ayrıca, güneş ışığının azalması, karanlıkta salgılanarak günlük ritmi düzenleyen “uyku hormonu” melatoninin artışına sebep olur. Bu durum, sürekli bir uyku hali yaratmakta ve hareketlerimizi yavaşlatmaktadır. İşte bu süreç, sonbahar "depresyonunun" temelini oluşturur.

Eylül ayı, psikolojik açıdan önemli bir dönüm noktasıdır. Yaz tatilinin sona ermesi, okulların açılması ve iş temposunun artması, yalnızca dışsal değişiklikler değil, aynı zamanda beynimizin "eğlence modundan" "sorumluluk moduna" geçişini zorunlu kılar.

Bu geçiş süreci, günlerin kısalmasıyla ve kışın yaklaşmasıyla birlikte bireylerin, karşılaşacakları zorlukları ve üstlenecekleri yeni sorumlulukları düşünmeleriyle belirgin hale gelir. Tatil döneminin sona ermesi ve kış mevsimiyle ilişkilendirilen olumsuz anılar bu durumu tetikler.

Ayrıca, sonbahar ayları doğanın "vedalaşma" mevsimi olarak değerlendirilir. Yeşil alanların kaybolması ve sıcaklık düşüklüğü, beynimize geçmiş anıları ve kayıpları hatırlatan sinyaller gönderir. Bu nedenle bu mevsimde geçmişe daha fazla yöneliriz ve “keşke”lerle dolup taşarız.

Araştırmalara göre, sonbahar melankolisinden en fazla etkilenen gruplar şunlardır: kadınlar, öğrenciler ve eğitim alanında çalışan bireyler. Daha önce depresyon atlatmış olanlar, günlerinin büyük kısmını kapalı mekanlarda geçirenler, D vitamini eksikliği bulunanlar ve sosyal destek ağı zayıf kişiler de bu risk grubunu oluşturur.

Işık ihtiyacınızı karşılayın: Sabah saatlerinde yaklaşık 30 dakika, açık havada gün ışığına maruz kalmaya özen gösterin. Gün boyunca mümkün mertebe doğal ışık alın; ofiste cam kenarında oturun, öğle molalarınızı dışarıda değerlendirin ve ev ile iş yerinizde yaz aylarına göre daha aydınlık bir aydınlatma kullanın.

Düzenli Egzersiz Yapın: Düzenli fiziksel aktiviteler, ruh halini iyileştiren ve depresyon belirtilerini hafifleten en etkili yöntemlerden biridir. Egzersiz, endorfin salgısını artırır ve serotoninin beyne geçişini kolaylaştırır. Haftada üç kez, yaklaşık 40 dakika süreyle tempolu yürüyüş veya egzersiz yapmaya çalışın. Mümkünse dışarıda yaparak hem hareket etmiş hem de doğal ışık almış olursunuz.

Beslenme Düzeninizi Gözden Geçirin: Sonbahar aylarında vücut sıklıkla karbonhidrat esaslı yiyeceklere yönelir. Bu, mevsime özgü doğal bir tepkidir ancak dengeyi sağlamak önemlidir. D vitamini ve Omega 3 alımınıza dikkat edin. Serotonin düzeyini artıracak besinleri diyetinize ekleyin: balık, yumurta, peynir, kuruyemiş, çikolata, muz ve yeşil yapraklı sebzeler. Ayrıca bol su içmeyi unutmayın.

Sosyal Bağlarınızı Güçlendirin: Sosyal çevrenizden ve günlük rutinlerinizden uzaklaşmamaya gayret edin. Sonbaharda içe kapanma eğilimi artsa bile, sosyal faaliyetleri sürdürmek büyük önem taşır. Arkadaşlarınızla buluşun, aile etkinliklerine katılın ve yeni hobiler geliştirin. Grup etkinlikleri, hem sosyal destek sağlar hem de motivasyonu artırır.

Uyku Düzeninizi Koruyun: Melatonin artışı nedeniyle sonbaharda daha fazla uyku hali hissedebilirsiniz; ancak düzenli bir uyku ritmi oluşturmak çok önemlidir. Her gün aynı saatlerde uyuyup uyanmaya dikkat edin. Yatak odanızı karanlık tutun ve uyumadan önce ekran kullanımını sınırlandırın. Kaliteli bir uyku için odanızı yalnızca uyku amacıyla kullanın, sıcaklığını ideal seviyede (18–21 °C) ayarlayın ve yatmadan 2-3 saat önce yemek yemekten kaçının.

Anlam Arayın, Hedef Belirleyin: Sonbahar, yeni başlangıçlar için uygun bir mevsimdir. Bu dönemi fırsat olarak değerlendirin. Yeni projeler geliştirin, öğrenmek istediğiniz becerilere zaman ayırın ve gelecek planları oluşturun. Günlük yaşamınıza küçük yenilikler ekleyin: sıcak bir çay keyfi yapmak, kitap okumak, müzik dinlemek veya yaratıcı etkinliklerle uğraşmak gibi.

Eğer bu belirtiler günlük yaşamınızı ciddi bir şekilde etkiliyorsa, bir uzmanın desteğini almayı düşünebilirsiniz:

  • İki hafta boyunca sürekli üzgün hissetme
  • Günlük aktivitelerde ciddi zorluklar yaşama
  • İştah ve uyku düzeninde aşırı değişiklikler
  • Ölüm veya intihar düşünceleri
  • İş veya okul performansında belirgin bir düşüş

Bunlar gibi durumlarda bir psikiyatristten yardım almak uygun olabilir.

Sonbahar melankolisi, normal ve yaygın bir durumdur. Bu durumu yaşadığınız için kendinizi yargılamayın veya farklı hissetmeyin. Bilimsel nedenlerini anladığınızda ve pratik adımlar attığınızda, bu dönemi daha kolay geçirebilirsiniz.

Unutmayın ki sonbahar, kayıpların yanında yeni başlangıçların da mevsimidir. Doğanın renk değiştirmesi ile siz de bu değişime ayak uydurabilir, güçlenerek çıkabilirsiniz. Kendinize karşı nazik olun ve gerekirse destek almaktan çekinmeyin.