Powell’ın Yazgısındaki Değişmez Çizgi

Trump ve Powell Arasındaki Ekonomik Gerilim Derinleşiyor
Donald Trump ile Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell arasında süregelen çatışma, Amerikan ekonomi tarihinde modern zamanların en büyük para politikası anlaşmazlığı olarak kayıtlara geçti. Trump, 2017 yılında Jerome Powell'ı, kendisi Cumhuriyetçi bir kimlik taşıdığı için, Merkez Bankası Başkanı olarak atadı. Ancak kısa bir süre içinde Powell, Trump'ın hedefi haline dönüşerek, Trump'ın ikinci dönemi için birçok strateji masada yer aldı. Başkan Trump'ın amacı, Powell'ı zayıflatmak, mümkünse görevden almak ve Federal Rezerv'i daha "sadık" bir yönetime devretmek.
GERİLİM 2018'DE BAŞLADI
ABD Başkanı Trump, ilk döneminde Steve Mnuchin'in önerisiyle Jerome Powell'ı Janet Yellen'ın yerine Merkez Bankası Başkanı olarak göreve getirdi. İkili arasındaki ilişki başlangıçta olumlu bir seyir izledi. Zira Powell, hem Trump'ın partisinden bir isimdi hem de uygulanan para politikaları, Trump'ın beklentileri doğrultusundaydı. Ancak 2018 yılında Federal Rezerv faiz artırımlarına devam ettiğinde, Trump bunu sert bir biçimde eleştirdi ve “Powell ve Fed, ekonomik büyümemizi sabote ediyor” diyerek açıkça suçladı. Hatta, Powell'ı bir noktada “Çin Devlet Başkanı Xi kadar tehlikeli” olarak nitelendirdi.
Sonrasında gelen pandemi süreci, birçok şeyi değiştirdi.
2020'de, pandemi nedeniyle Federal Rezerv faiz oranlarını hızla sıfıra indirirken büyük çapta varlık alımları gerçekleştirdi. Trump, bu hamleleri memnuniyetle karşıladı fakat Powell'a karşı duyduğu güvensizlik devam etti.
İKİNCİ DÖNEM VE GÖLGE KOMİTE
2025 yılının Temmuz ayı itibarıyla ikili arasındaki ilişki daha da kötüleşti. Trump-Powell ilişkisi, sadece soğuk kalmakla kalmayıp, yapısal bir sorun haline geldi. Trump'a yakın kaynaklara göre, Powell'ın görevden alınması fikri masada yer alıyordu. Ancak, bu konuda hukuksal engeller mevcut. Yine de Trump'ın bu meselelerdeki becerisi göz ardı edilmemeli.
Son günlerde medyada yer alan "Gölge Komite" önerisi, Trump'ın stratejilerinden biri olarak öne çıkıyor. Trump, Powell’ı görevden almaksızın yerine atayacağı adayı daha önceden duyurarak, Fed'in karar mekanizmasını kamuoyunda itibarsızlaştırmayı hedefliyor. Ayrıca, Fed'in harcamaları üzerindeki suistimal argümanları da sıkça gündeme getiriliyor.
HUKUK VE PİYASA DİRENÇLİ
Mesele, yalnızca Trump'ın isteğiyle çözülecek gibi görünmüyor. Mevcut yasalara göre bir Federal Rezerv Başkanı, yalnızca "geçerli" suç gerekçesiyle görevden alınabilir. Faiz politikası ise bu gerekçelerden biri olarak kabul edilmiyor. Bazı Cumhuriyetçi senatörler bile Fed'in bağımsız kalması yönünde kaygılarını dile getiriyor. Öte yandan piyasa aktörleri de rahatsız. JPMorgan CEO'su Jamie Dimon gibi isimler, Fed Başkanı meselesinin kırmızı çizgi olduğunu belirtiyor. Piyasalardaki dalgalı tahvil hareketliliğinin temelinde de, Powell ve Trump arasındaki gerginliğin yattığı ifade ediliyor.
TRUMP SATRANÇ OYNUYOR
Jerome Powell'ın görev süreyi 2026 yılının Mayıs ayında son bulacak. Trump'ın bu tarihe kadar sabretmesi muhtemel görünüyor. Ancak Trump'ın sabırlı olması, pek de kolay bir durum değil.
Ancak;
Powell'ı görevden alma girişimi başarılı olmasa bile, onu itibarsızlaştırmak ve yerine gelecek ismi önceden açıklamak, piyasalarda Powell’ın etkisini zayıflatabilir. Bu durum, merkez bankasının görünürde “bağımsız” ama işlevsel olarak “kuşatılmış” bir konumda olmasına yol açar.
Özetle;
Federal Rezerv, sadece bir “faiz belirleme kurumu” olmaktan öte, küresel finans sisteminin merkezi konumundadır. Eğer bu merkezde bağımsızlık zedelenirse, yalnızca Amerikan ekonomisi değil, dünya finans mimarisinin dinamikleri de ciddi şekilde sarsılabilir.