Yasemin Döngü

Pankreas Kanseri: Dikkat Edilmesi Gereken Erken Belirtiler ve Artan Risk Faktörleri!

Pankreas Kanseri: Dikkat Edilmesi Gereken Erken Belirtiler ve Artan Risk Faktörleri!

Pankreas kanserinin ilk belirtileri, hastalığın ileri aşamalara geçmeden önce kendini gösterir. Sarılığın başlangıcı, safra kanalında meydana gelen tıkanıklığın cilt ve göz renginin sararmasına yol açmasıyla belirgin hale gelir.

Tıkanıklığın oluşumu, koyu renkli idrar, açık renkli dışkı ve kaşıntılı cilt gibi ek belirtilerle birlikte seyreder. Hastaların çoğu, karın veya sırt bölgesinde kendini gösteren tekrar eden donuk bir ağrı hisseder. Bu durum, tümörün sindirim sürecini bozmasından kaynaklanır ve hastalarda ani kilo kaybı, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma gibi şikayetlere yol açabilir.

Ani diyabet veya kontrolsüz diyabet semptomlarının gelişimi, tümörün pankreastaki insülin üretimini etkilemesinden dolayı pankreas kanseri anlamına gelebilir. Pankreas kanseri belirtileri, diğer tıbbi sorunlarla benzerlik gösterdiği ve hastalığın geç dönemlerinde ortaya çıkma eğiliminde olduğu için bireylerin sağlık durumlarını sıkı bir şekilde takip etmeleri önemlidir.

SİGARA İÇMEK
İnsanlar, pankreas kanserini önleme noktasında kontrol edebilecekleri temel risk faktörü olarak sigara içimini belirleyebilirler. Pankreas hücrelerinin DNA'sı, tütün dumanındaki kimyasallar tarafından zarar görerek kansere neden olan mutasyonları tetikleyebilir. Sigara içen bireylerin, sigara içmeyenlere göre pankreas kanseri geliştirme riski iki ila üç kat daha fazladır. Bu risk, sigara içen kişinin sigarayı bırakmasının ardından, yaşlarına bakılmaksızın zamanla azalır. Puro, elektronik sigara gibi tüm tütün ürünlerinin kullanımı, pankreas kanseri riskini artırmaktadır. Pankreas kanseri riskini azaltmak isteyen bireylerin, tüm tütün ürünlerinden tamamen uzak durmaları önerilmektedir.

Obezite ve bel çevresinde yağ birikimi, pankreas kanseri riski %20 oranında artırmaktadır. Kırmızı etler, işlenmiş gıdalar, doymuş yağlar ve şekerli içeceklerin tüketimi, obeziteye, kronik iltihaplanmaya ve insülin direncine yol açarak kanser gelişimini tetiklemektedir. Beslenme düzeninde meyve, sebze ve tam tahılların yer almaması da kanser gelişim riskini artırmaktadır. İşlenmiş gıdaların az seviyede bulunduğu bitki temelli bir beslenme tarzı, insanların sağlığını korurken kanser riskini de düşürmektedir. Pankreas kanserini önlemek için bireylerin, doğru beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite aracılığıyla kilolarını kontrol etmeleri önemlidir.

Aşırı alkol tüketimi, pankreas kanseri gelişme olasılığını artırmaktadır; çünkü pankreatit rahatsızlıkları, organın kronik iltihaplanmasına yol açar. Uzun süreli pankreatit, pankreas dokusuna zarar verir ve kanserin gelişim sürecini destekleyen koşullar yaratır. Düzenli yüksek miktarda alkol tüketenlerde pankreatit riski yükselmektedir; bu durum da pankreas kanseri riskini artırır. Alkol tüketiminin tamamen sıfıra indirildiğinde pankreas kanseri riski düşmektedir. Pankreaslarını kanserden korumak isteyen kişilerin dikkatli olması gerekmektedir; zira ölçülü alkol tüketimi bile riski az da olsa artırabilir.

Yetersiz fiziksel aktivite, kilo alımına ve tip 2 diyabete neden olabilmektedir. Pankreas kanseri, obezite ve diyabet hastalarında daha kolay ilerlemektedir; zira bu durumlar insülin ve kanser hücrelerinin büyümesini destekleyen faktörleri etkiler.

Egzersiz, bireylerin kilolarını kontrol altında tutmalarını ve kan şekeri seviyelerini dengede tutmalarını sağlar; bu da pankreas kanseri riskini düşürmektedir. Yeni başlayan bir diyabet ya da mevcut diyabet yönetiminin bozulması, pankreas kanseri gelişimini gösterebilir. Diyabet beklenmedik bir şekilde geliştiğinde, pankreas kanserinin yanı sıra diğer olası durumların da değerlendirilmesi açısından tıbbi inceleme gerekmektedir.

Bazı sektörlerde çalışan bireyler, pankreas kanseri geliştirme riskiyle daha fazla karşı karşıya kalmaktadır. Kuru temizleme, metal işleme ve kanserojen maddelerle çalışmalar yapan işçiler, pankreas kanseri için yüksek risk taşır. Pankreas, bu kimyasallardan dolayı DNA hasarına maruz kalmakta ve bu durum, kanserin gelişimi için kalıcı iltihaba neden olmaktadır. Bireyler, kanser riskini azaltmak için tehlikeli kimyasallara maruz kalmayı en aza indirmek amacıyla gerekli önlemleri almalıdır. Koruyucu ekipman kullanarak ve iş yerindeki güvenlik kurallarına uyarak, çalışanlar tehlikeli maddelere maruz kalma oranlarını düşürebilirler.