Emine Saydam

Mutluluğumuzu Ölçmenin Yeni Yolu: Doyum Seviyemiz mi?

Mutluluğumuzu Ölçmenin Yeni Yolu: Doyum Seviyemiz mi?

Mutluluk ve ''Mutluluk İllüzyonu''

‘’Yaşıyorum!’’ hissi, sizde hangi duyguları tetikliyor? Sadece mutluluk anlarında mı yaşadığınızı hissediyorsunuz? Yaşamınızdaki en önemli hedef mutluluk mu? Son günlerde, kişisel gelişim çerçevesinde “Mutluluk İllüzyonu” denilen bir olgunun içine sürükleniyoruz. Burada kastettiğimiz, mutluluğun yalnızca bir duygu olarak değil, nihai bir “Amaç” olarak algılanması ve bizlere sunulmasıdır. Çünkü insan olarak hissettiğimiz tek duygunun, yalnızca ‘’Mutluluk’’ olması pek gerçekçi görünmüyor. Mutluluk, felsefe, psikoloji, nörobilim ve sosyoloji gibi çeşitli disiplinlerde farklı bakış açılarıyla ele alınmaktadır. Peki, mutluluk tam olarak nedir? Neden buna ‘’Mutluluk İllüzyonu’’ diyoruz?

MUTLULUK VE ''MUTLULUK İLLÜZYONU''
Mutluluk, genel hatlarıyla ‘’pozitif’’ duygular ve ‘’iyi’’ hissetme hali ile ilişkilendirilir. Fakat, mutluluğu sadece üzerimizdeki gülümseme ile sınırlamak ve sosyal medyada gördüğümüz birkaç ipucu ile sürekli bir mutluluk hali yakalamak pek de gerçekçi değildir. Bu yaklaşım, bireylerde büyük bir baskı yaratmaktadır. Örneğin; ‘’Eğer şu an mutlu hissetmiyorsam, ben de bir sorun var demektir.’’, ‘’Günlük rutinimde bunu yaparsam mutlu olabilirim.’’, ‘’Bu eşyayı alırsam, mutlu olurum ve tamamlanırım.’’ gibi birçok düşünce ve inancı tetikleyebilmektedir.

Hayat; acı, korku, öfke, yorgunluk ve belirsizlik gibi pek çok durumu ve duyguyu barındırmaktadır. Mutluluk duygusu da yüzeyde görünmeyen bu hisleri, durumları, çabayı ve anlamı içinde taşır. Ne kadar yaşadığımız durumu ve duyguları fark edebilirsek, değerlerimizi bilir ve bu yönde harekete geçersek, o zaman içsel olarak anlamlı ve doyurucu bir yaşam sürebiliriz. Fakat mutluluğu bir hedef haline getirirsek, şu anı unutup içimizde bir boşluk hissinin derinleşmesine sebep olabiliriz. Bu boşluk hissiyle dış dünyaya daha bağımlı hale gelebilir ve dışsal bir uyarıcının bizi kendimize getirmesini bekleyebiliriz. Yani mutluluğa ulaşmaya çalışırken, aslında kendimizi mutsuz hissettirebiliriz.

Peki bu aşamada değerlerimizin ve duygularımızın farkına nasıl varabiliriz? Anlam oluşturmaya nereden başlayabiliriz? Bunun için kendimize birkaç soru sorarak yola çıkabiliriz:
‘’Şu an gerçekten ne hissediyorum?’’
‘’Bu hisler bana ne anlatmaya çalışıyor?’’
‘’Şu an neye ihtiyacım var?’’
‘’Benim için gerçekten önemli olan şeyler nelerdir?’’
‘’Hiçbir şey yokken bile neyin olması beni kendimde hissettirebilir?’’
‘’İstediğim bir gün nasıl geçerdi? Bunun içinde neler olmalı?’’
‘’Hayatta neyin peşinden koşmaya değer buluyorum?’’
‘’Yaşlandığımda geriye baktığımda, neleri 'iyi ki yaptım' diye düşünüyorum?’’

Bu sorulara yanıt bulduktan sonra, yaşamımıza uygun bazı alışkanlıkları dahil edebiliriz:
Günlük tutmak (Bu, yazılı olmak zorunda değil; boyalar, fotoğraflar veya müziklerle de olabilir, hangi yöntem sizi daha rahat hissettiriyorsa.)
Şükür defteri tutmak veya şükür alışkanlığı geliştirmek
Kendinizi kutlamak, küçük de olsa her başarıyı tebrik etmek
Kısa nefes egzersizleri yaparak bedenimizle bağlantı kurmak
Dışsal uyaranlardan, özellikle ekranlardan uzak kalıp kendimize zaman ayırmak
Doğada vakit geçirmek
En doğru cevaplar ve alışkanlıkları belirleyebilme kapasitesi yine sizde mevcut. İçsel farkındalığınız derinleştikçe, zaman zaman desteğe ihtiyaç duyduğunuzda bir uzmandan yardım almak, bu keşif yolculuğunda size güvenli bir alan sağlayabilir. Unutmayalım ki cevaplar ve alışkanlıklar kesin değildir; hayat koşullarımız ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda değişebilir ve evrilebilir.