Makine İhracatında Dolaşan Başarı Rüzgarı

Türkiye'nin Makine İhracatı İlk Yarısında Artış Gösterdi
Türkiye'nin makine ihracatı, 2023 yılının ilk altı ayında, bir önceki yıl aynı döneme oranla %0,3'lük bir artışla 13,7 milyar dolara ulaştı. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) verilerine göre, makine imalat sektörünün ihracatı, ocak-haziran aralığında miktar itibarıyla %5,7 düşmesine karşın, değer açısından %0,3 artış gösterdi. Böylece, haziran ayında elde edilen olumlu verilerin etkisiyle, makine ihracatı bu yıl ilk kez değer bazında artış kaydetmiş oldu.
İhracattan elde edilen gelir 13,7 milyar dolar seviyesine ulaşırken, kilogram başına düşen ortalama birim fiyatı %6,3 artışla 7,8 dolara yükseldi. Yıllıklandırılmış ihracat ise %0,5 artarak 28,3 milyar dolara ulaştı. Ocak-haziran döneminde en yüksek ihracat gerçekleştiren ülke ise 1,5 milyar dolarla Almanya oldu. Almanya'yı 871 milyon dolarla ABD ve 593 milyon dolarla İtalya izledi. İhracat, Almanya'ya %0,8, ABD'ye %3 ve İtalya'ya %11,8 oranında artış gösterdi. Ek olarak, ilk 10'da yer alan ve sıralamadaki konumu hızla azalan Rusya'ya yapılan ihracat %36,4 oranında gerilerken, Fransa'ya %27 ve Romanya'ya %24,6 oranında artış sağlandı.
Alt sektörler arasında en yüksek ihracat ise içten yanmalı motor ve aksamlarında %5 artışla 1,2 milyar dolara ulaştı. En büyük daralma ise inşaat ve madencilik makinelerinde gerçekleşti; bu kayıp 167 milyon doları buldu.
"TÜRKİYE, ÇİN'E GÖRE ALTERNATİF OLARAK KONUMLANMALIDIR"
Açıklamalarda bulunan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, ABD'nin ticaret politikalarında uyguladığı sertleşmenin küresel tedarik zincirlerinde yarattığı belirsizlik ve sanayi yatırımlarına etkilerini değerlendirdi. AB, Çin, Tayvan ve diğer uzak bölgelerdeki küresel ekonomik gelişmelere değinen Karavelioğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Avrupa Komisyonu'nun Çin'e karşı korumacı önlemler geliştirmeye başlaması ve açık ticaret politikası ile birlikte selektif savunma stratejileri benimsemesi, AB'nin yeni bir yönelim içinde olduğunu gösteriyor. G7 toplantısında Çin'in kritik ürünlerdeki tekelci yaklaşımına karşı ortak hareket çağrısı yapılması da bu eğilimin küresel işbirlikleriyle derinleştirileceğinin bir göstergesi. Türkiye, bu çerçevede hem Çin'e olan bağımlılığı azaltma stratejisinde bir alternatif hem de adil ticaret ilkelerini gözeten bir ortak olarak kendini konumlandırmalıdır."
"YATIRIM ORTAMINDA ÜMİTLER YEŞERMEYE BAŞLADI"
Karavelioğlu, Türkiye için önemli bir ticaret katalizörü olan Almanya'daki makine ve tesis mühendisliği sektöründe mayıs ayında siparişlerin %9 oranında arttığını vurgulayarak, bu durumun baz etkisi olmasına rağmen toparlanma sinyali verdiğini belirtti. Ayrıca, AB ülkelerindeki yurt dışı siparişlerinin arttığını ve makine teçhizat yatırımlarında orta vadeli genişlemelerin görüldüğünü de kaydetti. Yatırım ortamında ümitlerin yeniden şekillendiğinin altını çizen Karavelioğlu, TL'nin değer kazanımının dezenflasyon sürecine katkıda bulunacağına dair beklentilerin var olduğunu söyledi. Ancak, PMI endeksinin haziranda 46,7'ye gerilemesinin sanayi üretimindeki durgunluk açısından güçlü bir uyarı içerdiğini de sözlerine ekledi.
Makine sektöründeki üretimin mayıs ayında %9,3 oranında düştüğünü ve haziran ayında kapasite kullanım oranının %68,6 düzeyine gerilediğini ifade eden Karavelioğlu, "Bu durum, sektörün telafisi zor kayıplarla karşı karşıya olduğunu gösteriyor" dedi.
"YÜKSEK FAİZ SANAYİNİN BEREKETİNİ KAÇIRIYOR"
MAİB Başkanı Karavelioğlu, İSO İkinci 500'deki makine üreticisi firmaların satış gelirlerinde artış yaşanmasına rağmen karlılığın ciddi oranda azaldığını belirtti. Üretimden satışlarda %41'lik bir artış yaşanmasına rağmen bu oranın, yurt içi üretici fiyat endeksi altında kaldığını vurgulayarak, reel büyümeyi ifade etmediğini ifade etti. Karavelioğlu, "Faizin, enflasyon karşısındaki reel getirisinin tarihi seviyelere ulaşması ve üretim riski çeşitliliğinin artmasıyla birlikte, çok düşük seviyelerde faaliyet kârı ile iş yürütmenin sürdürülemez hale geldiğini TÜİK'in açıkladığı istihdam verilerinden görebiliyoruz. Sanayi küçülürken, inşaat ve hizmet sektörleri büyüyor ve tüketim ithalat üzerinden gerçekleşiyor. Kısacası, yüksek faiz sanayinin bereketini kaçırıyor" değerlendirmesinde bulundu.