Magnesia Antik Kenti'nden Tarihe Işık Tutan Keşifler!

Antik Magnesia'da Hristiyanlık Dönemine Ait Yapılar Gün Yüzüne Çıkıyor
Efsaneye göre Teselya kökenli Magnetler tarafından kurulan 2400 yıllık antik kentteki kazı çalışmaları, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Görkem Kökdemir liderliğinde sürdürülüyor.
Geçmişteki Efes, Priene ve Tralleis şehirlerini birbirine bağlaması nedeniyle ticari ve stratejik açıdan büyük bir öneme sahip olan Magnesia, Artemis Kutsal Alanı, Agora, Zeus Tapınağı, Çarşı Bazilikası, Theatron, Gymnasiın-Hamam kompleksleri ve 40 bin kişilik stadyum-hipodrum gibi birçok eski yapı ve kalıntıyı barındırıyor. Dönemin en önemli dinsel etkinliklerinden biri olan Artemis Festivali’nin düzenlendiği şehirlerden biri olarak da öne çıkmaktadır. Bu yılki kazı çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Geleceğe Miras" projesi çerçevesinde Çerkez Musa Camisi'nin yanı başındaki alanda gerçekleştirilmektedir.
Doç. Dr. Kökdemir, daha önce keşfedilmemiş bir alanda çalışma yürüttüklerini belirtirken, bugüne kadar 400 metrekarelik bir alanın açığa çıkarıldığını ifade etti. Kökdemir, şu açıklamalarda bulundu: "Şu ana kadar somut bulgusu olmayan Hristiyanlık dönemi ile ilgili ilk izlere ulaştık. Bulduğumuz yapı kompleksinin Hristiyanlık ile Geç Doğu Roma dönemi arasında inşa edildiğini düşünüyoruz. Kazılarda keşfettiğimiz ve iyi korunmuş freskler, bize milattan sonra beşinci yüzyıldan itibaren dini amaçlarla kullanılan büyük bir kompleksin içinde bulunduğumuzu gösteriyor. Çok özel buluntular elde ettik. Örneğin, bronz bir kandil bulduk. Bu kandil, 4. yüzyıl ile 6. yüzyıl arasına tarihlenebilir ve paganın sona erip Hristiyanlığın öne çıktığı döneme ait olabilir. Sikkeler ve mimari detaylar da benzer bulgular sunuyor. Kısacası, Magnesia'nın daha önce bilinmeyen bir yapısı gün ışığına çıkıyor. Ayrıca, tarihî olarak erken Hristiyanlık ile Beylikler dönemi arasındaki eksik bağlantıyı dolduracak bir çalışma içindeyiz."
Doç. Dr. Kökdemir, Magnesia'da Hristiyanlık dönemine ait böyle bir yapının ilk kez gün yüzüne çıktığını vurguladı. Antik kentin 4. yüzyıldan sonraki yapısına dair önceki bilgilerin yetersiz olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Küçük buluntular bile bize yeterince bilgi sunmuyordu. Ancak şu an bir mimarinin içindeyiz ve buradan çıkacak her detay, bize Hristiyanlık dönemi ve Beylikler dönemi öncesindeki süreç hakkında derinlemesine bilgiler verecektir." Kökdemir, kazıyı tamamladıktan sonra gün yüzüne çıkarılan alanı ziyaretçilere açmayı planladıklarını da sözlerine ekledi.