Laboratuvar Başarısı: İlk Kez Canlı İnsan Derisi Üretildi!

Dünyanın En Gelişmiş İnsan Derisi Laboratuvar Ortamında Üretildi

Queensland Üniversitesi Frazer Enstitüsü'ndeki bilim insanları, laboratuvar koşullarında dünyanın en gelişmiş insan derisini üretmeyi başardıklarını duyurdu. Araştırma ekibi, bu yapay derinin nadir görülen genetik cilt hastalıklarının incelenmesi ve yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılabileceğini belirtiyor.

Kök hücrelerden elde edilen deri kopyasında kan damarları, kıl kökleri, doku katmanları ve bağışıklık hücreleri yer alıyor. Enstitü Direktörü Prof. Kiarash Khosrotehrani, altı yıllık bir çalışmanın ürünü olan bu deri organoidlerinin cilt nakilleri, yara iyileşmesi ve cilt hastalıkları araştırmalarında önemli bir devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti:

“Bu çalışma, nadir görülme sıklığı yüksek çocuklarda görülen birçok hastalığın tedavisi için yeni fırsatlar sunacaktır.”

GELİŞMİŞ BİR DERİ MODELLERİ

Araştırmada yer alan Dr. Abbas Shafiee, daha önce geliştirilmiş olan cilt modellerinin yalnızca tek bir hücre tipine dayandığını hatırlatarak, bu yeni modelin damar ve bağışıklık unsurlarını da içermesinin, hastalıkların laboratuvar ortamında incelenmesi ve ilaç geliştirilmesinde büyük katkılar sağlayacağını vurguladı.

Bilim insanları, bu organoidlerin sedef hastalığı, atopik dermatit ve skleroderma gibi yaygın cilt hastalıklarının yanı sıra çok nadir genetik bozuklukların araştırılmasında da önemli bir araç olabileceğini dile getiriyor. Bununla birlikte, geniş yanıklar, travmatik yaralar ve bazı cerrahi müdahalelerde kullanılan cilt nakillerinin geliştirilmesine de katkı sağlaması bekleniyor.

Prof. Khosrotehrani, ileriye dönük olarak geliştirdikleri damar ve sinir içeren yapay derinin, nakil edilen hastalara kıl, ter bezi ve hissiyat kazandırabileceğine de dikkat çekti.

KELEBEK HASTALIĞINA YENİ UMUT

Gelişmeleri değerlendiren Güney Avustralya Üniversitesi'nden Prof. Allison Cowin, bu çalışmanın özellikle "kelebek hastalığı" olarak bilinen epidermolizis bülloza (EB) gibi nadir genetik hastalıkların tedavisinde önemli bir adım olabileceğini belirtti. Cowin, yeni modelin klinik denemeler için değerli bir aşama olabileceğini vurgularken, gelecekteki uygulamalarda dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi:

“Laboratuvar ortamından insanlara nakil süreçleri oldukça karmaşık. Sonuçlar umut verici olsa da, hastalara erken vadelerde umut verilmemesi önemlidir.”