Cemre Duman

Koşu ve Yürüyüş: Hangi Egzersiz Yağ Yaktırmada Öne Çıkıyor?

Koşu ve Yürüyüş: Hangi Egzersiz Yağ Yaktırmada Öne Çıkıyor?

Yürüyüş mü Yoksa Koşu mu? Yağ Yakımında Hangisi Öne Çıkıyor?

Yürüyüş mü, koşu mu? Bu soru, kilo vermek isteyen pek çok kişinin zihinlerinde yer alıyor. Koşu, dakikada daha fazla kalori yakarken, iştahı baskılamak konusunda da avantajlar sunuyor. Öte yandan, yürüyüş düşük etkili bir aktivite olduğundan, hormon dengesi, kas koruma ve sürdürülebilirlik açısından önem kazanıyor. Uzmanlar, kalıcı yağ kaybında belirleyici olan unsurların “devam edilebilirlik” ve kişisel programlar olduğunu vurguluyor.

Ortalama 73 kilogram ağırlığında bir kişi koşarken dakikada yaklaşık 15,1 kalori, yürüyüş sırasında ise 8,7 kalori harcıyor. 30 dakikalık bir egzersiz için koşu, yaklaşık 453 kalori ile önde görünüyor. Ancak yürüyüşün düşük etkili yapısı, daha uzun süreli aktivite imkanı sunuyor. Günde bir saat yürüyüşle haftada yaklaşık 1800 kalori yakmak mümkün. Bu miktar, haftada üç gün boyunca yapılan 30 dakikalık koşuya eşdeğer bir enerji açığı oluşturabilir.

Egzersiz yoğunluğu, vücudun hangi enerji kaynağını kullandığını belirlerken, yürüyüşte daha çok yağ, koşuda ise karbonhidratlar yakıt olarak tüketiliyor. Ancak bu durum, düşük yoğunluklu egzersizlerin her zaman daha fazla yağ kaybı sağlayacağı anlamına gelmiyor. Araştırmalar, düşük tempolu yürüyüşün yağ oksidasyonunu artırabildiğini göstermesine rağmen, koşu, toplam kalori yakımı ve iştah kontrolü açısından uzun vadede daha fazla yağ kaybına yol açabiliyor.

Koşu, egzersiz sonrası vücudun oksijen tüketimini artırarak (EPOC) kalori yakımının devam etmesini sağlıyor. Ayrıca, araştırmalar koşucuların egzersiz sonrası daha az yediğini, yürüyüş yapanların ise yaktıkları kalorinin yaklaşık %28’ini yiyeceklerle telafi ettiğini ortaya koyuyor. Bu da koşunun iştah düzenlemesi açısından avantajlı olduğunu gösteriyor.

Koşu, eklemlere vücut ağırlığının 2,5 ila 3 katı kadar yük bindirerek, özellikle yeni başlayanlar ve kilolu bireyler için sakatlanma riskini artırabiliyor. Kaval kemiği ağrıları, diz sorunları ve plantar fasiit gibi rahatsızlıklar sıkça görülebiliyor. Buna karşın yürüyüş, eklemlere yalnızca vücut ağırlığının 1,2 katı kadar yük bindirerek daha nazik ve sürdürülebilir bir seçenek sunuyor.

Uzun dönem boyunca on binlerce bireyin incelendiği araştırmalar, koşu yapan kişilerin vücut kitle indekslerinde (BMI) yürüyüş yapanlara göre daha fazla düşüş yaşandığını gösterdi. Özellikle aşırı kilolu bireylerde, koşu, MET-saat başına %90’a varan oranlarda daha fazla kilo kaybı sağladı. Ancak bu, her birey için en ideal çözüm olduğu anlamına gelmiyor. Daha düşük kilolu veya eklem problemleri olan bireyler için yürüyüş daha uygun ve sürdürülebilir bir alternatif olabilir.

Tüm bilimsel verilere rağmen uzmanlar, yağ kaybının temelinde doğru beslenmenin yattığını vurguluyor. Egzersiz tek başına kilo kaybı üzerinde sınırlı bir etki yaparken, diyetle birlikte uygulandığında hem kilo kaybını hızlandırıyor hem de elde edilen kiloların korunmasını sağlıyor.
Koşu mu, yürüyüş mü? Bu sorunun yanıtı, kişisel tercihler, sağlık durumu, mevcut kilo ve yaşam tarzına bağlı olarak değişiyor. Kısa sürede yüksek kalori yakmak isteyenler için koşu çekici bir seçenek olabilir.

Ancak uzun vadeli, sürdürülebilir ve daha düşük riskli bir yol arayanlar için yürüyüş etkili bir alternatif sunuyor. Uzmanlar, mümkünse her iki aktivitenin de programda yer almasının en iyi yaklaşım olduğunu belirtiyor. Günlük yürüyüş rutinleri, haftalık birkaç koşu seansı ve dengeli bir beslenme planıyla kalıcı yağ kaybı mümkün hale geliyor.