Emine Saydam

KKTC'de Seçimlerin Ardından Yeni Bir Dönem mi Kapıda?

KKTC'de Seçimlerin Ardından Yeni Bir Dönem mi Kapıda?

KKTC'de Cumhurbaşkanlığı Değişimi ve Kıbrıs Sorunu Üzerine Beklentiler

KKTC'de Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman'ın göreve gelmesiyle birlikte yeni bir dönem başlarken, Kıbrıs Rum tarafının adanın egemenlik haklarını ve doğal kaynaklarını Kıbrıs Türkleriyle paylaşmaya ne ölçüde hazır olduğu sorusu önem kazanmaktadır.

19 Ekim'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) adayı Tufan Erhürman'ın kazanmasının ardından, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yeni müzakerelerin başlatılıp başlatılmayacağı merak edilen konuların başında gelmektedir. Bu soruya yanıt arayanlar sadece Kıbrıs Türk ve Rum toplumlarıyla sınırlı kalmayıp, Türkiye ve Yunanistan da bu durumu yakından izlemektedir. Avrupa Birliği ve önde gelen diğer Avrupa ülkelerinin de bu sürece dâhil olması beklenmektedir.

Erhürman'ın, 2004 ve 2017 yıllarında Kıbrıs Rum tarafının federal çözümleri reddetmesi sonrası Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik daha esnek bir politika izleme niyeti, uluslararası alanda ilgi uyandırmaktadır. Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumları arasındaki müzakereler, Birleşmiş Milletler (BM) liderliğinde yürütülen ve siyasi eşitlik temelinde iki kesimli, iki toplumlu bir federasyon kurulmasını öngören parametreler çerçevesinde ilerlemeyi hedeflemektedir.

Ancak, Kıbrıs Rum tarafının geçmişteki reddi, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafını bu parametreler üzerinden müzakereye başlamaktan alıkoymuştur. 2020'deKKTC Cumhurbaşkanlığına seçilen Ersin Tatar, iki devletli çözüm önerisini gündeme getirirken, federal çözüm konusunda müzakerelere katılmayacaklarını belirtmiştir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in çabalarına rağmen, taraflar arasında ortak bir zemin bulunamaması yeni müzakerelerin başlaması açısından engel teşkil etmektedir.

Yeni Cumhurbaşkanının Vizyonu Ne Olacak?

Tufan Erhürman, hem seçim süresince hem de sonrasında yaptığı açıklamalarla önceki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın politikalarında değişiklik olacağının sinyallerini vermektedir. Ancak, bu değişimin Kıbrıs Türk toplumunun beklentilerini ve geçmiş müzakerelerden elde edilen deneyimleri yok saymayacağı öngörülmektedir. 24 Ekim’deki devir teslim töreninde, siyasi egemenliğin sağlanmasına odaklandığını belirten Erhürman, Kıbrıs Türk halkının eşit kurucu ortak olduğunu vurgulamıştır.

Erhürman'ın "eşit kurucu ortak" ifadesi, 2004'te reddedilen Annan Planı'nı ve yeni Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti oluşumunu hatırlatması bakımından önemlidir. Ancak, Erhürman yeni müzakerelerin sınırlandırılmasına yönelik bazı şartlar öne sürmektedir. Olası müzakerelerin kesin bir takvimle belirlenmesi, sonuç odaklı olması ve Kıbrıs Rum tarafının reddetmesi durumunda mevcut statükoya dönülmeyeceğine dair güvenceler olmadan bu sürecin anlamlı olmayacağını belirtmektedir. Ayrıca Türkiye'nin garantörlüğünün de tartışmaya kapalı olduğu vurgulanmaktadır.

Süreç Ankara ile Birlikte Belirlenecek

Yeni Cumhurbaşkanı'nın mesajları, ilerleyen süreçte tüm adımların Türkiye ile birlikte planlanacağını göstermektedir. Erhürman, KKTC Başbakanı olduğu dönemde Türkiye ile işbirliği yaptığını hatırlatarak, Cumhurbaşkanları arasında müzakere süreçlerinin Türkiye ile istişaresiz yürütülmeyeceğini ifade etmiştir. Seçim sonrası Türkiye'den gelen açıklamalar da işbirliği mesajlarını desteklemekte, Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilişkilerin aynı düzeyde devam edeceğini belirtmiştir.

Ankara Süreci Yakından İzliyor

Seçim sonrasında Ankara'nın yaptığı açıklamalar, Kıbrıs sorunu ile ilgili herhangi bir sinyal vermekten kaçınarak, adanın "gerçeklerine" uygun katkı yapma taahhüdünde bulunmuştur. Türkiye, bu ifadeyle iki ayrı halk ve yönetim olduğunu vurgulamakta ve çözümün bu gerçeklere uygun olması gerektiği mesajını vermektedir. Ancak, Erhürman'ın ardından Ankara'dan yeni bir değerlendirme beklenmektedir. KKTC Cumhurbaşkanı'nın Ankara ziyareti, Kıbrıs sorununun enerji kaynakları, Türk-Yunan ilişkileri ve Türkiye-AB sürecine etki edecek unsurlar açısından kritik bir dönüm noktası olacaktır. Ayrıca, Ankara ile AB'nin yanıt vermesi gereken konular arasında Kıbrıs Rum tarafının çıkarlarının da bulunduğu kaydedilmektedir.

Rum-Yunan Tarafının Perspektifi

Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan, KKTC seçimlerini dikkatle izlemektedir. Rum lider Nikos Hristodulides, federasyon temelli müzakerelere açık olduklarını belirtirken, Kıbrıs Türk tarafının bu çerçevede adımları kabul etmesini ummaktadır. Ancak geçmişteki reddedici tutumlarının değişmediği, Kıbrıs Türklerini mevcut Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bir azınlık grubu olarak konumlandırma çabalarının sürdüğü görülmektedir. Ayrıca, Türkiye ile olan sorunlarını bölgesel bir zeminde yayma teşebbüsleri, Rum-Yunan cephesinin stratejik hedefine ulaşma yönünde devam etmektedir.