Kırım'ın Jeopolitik Önemi Nedir?

Kırım Yarımadası ve Stratejik Önemi
Ukrayna savaşında barış çabaları devam ederken, dikkatler yeniden Kırım yarımadasına yöneldi. 27 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip Kırım, stratejik ve ekonomik açıdan son derece değerli bir bölgede yer alıyor.
Kırım'ın kontrolü, ticari gemilerin rotalarının yanı sıra doğal gaz ve petrol kaynaklarının denetimi açısından da büyük önem taşıyor. Bu bölge, sadece enerji kaynakları değil, aynı zamanda tahıl sevkiyatı bakımından da kritik bir konumda bulunuyor.
Bir ülkenin Kırım üzerindeki egemenliği, söz konusu ülkenin Karadeniz'den tahıl ve diğer malların taşınmasını kontrol edebilmesi anlamına geliyor. Kırım, tatil beldeleri ve ılıman yaz iklimi ile Rusların gözünde bir cazibe merkezi özelliği taşıyor.
Rusya İçin Kırım'ın Tarihsel Önemi
Kırım, Ruslar için tarihi açıdan büyük bir öneme sahip. Ruslar, Kırım ile aralarında canlı ve kopmaz bir bağ bulunduğuna inanıyorlar. Kırım, 1783 yılında Büyük Katerina döneminde Çarlık Rusyası'na katıldı ve uzun yıllar Rus topraklarının bir parçası olarak kaldı.
Çoğunluğunu Müslüman Tatarların oluşturduğu Kırım, 1921 yılında Sovyetler Birliği'nin bir parçası oldu. Tatarlar, 1944 yılındaki sürgünle Kırım'dan uzaklaştırıldılar ve Karadeniz'e hakim olma amacıyla Rus nüfusu yerleştirildi.
Günümüzde Kırım'ın nüfusunun yarısından fazlasını Ruslar oluşturuyor. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla 1989'da sürgünden dönen Kırım Tatarları, bugün Kırım nüfusunun yaklaşık yüzde 15'ini temsil ediyor.
Kırım'ın Kaderini Değiştiren Olaylar
1954 yılına gelindiğinde, Kırım'ın kaderi yine değişti. Dönemin Sovyetler Birliği lideri Nikita Kruşçev, Rusya-Ukrayna birleşmesinin 300. yıldönümünde Kırım'ı Ukrayna'ya devretti. O dönemde, Ukrayna'nın Sovyetler Birliği'ne bağlı olması nedeniyle bu karar sembolik bir anlam taşıyordu.
Ancak, Sovyetler Birliği'nin 1991'deki çöküşüyle birlikte Ukrayna bağımsızlığını ilan etti ve Kırım, Ukrayna'nın özerk bir cumhuriyeti haline geldi. Kırım'daki Sivastopol Limanı, Rus donanması için Moskova'ya kiralandı.
Şubat 2014'te Rusya yanlısı Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in protestolar sonucunda devrilmesi, Kırım'ın da kaderinin değişmesine yol açtı. Yanukoviç'in düşüşünün ardından Rusya, Kırım'ı işgal etti ve Mart 2014'te gerçekleştirilen referandum ile yarımadayı kendi topraklarına kattı. Ancak, bu referandum uluslararası toplum tarafından geçersiz olarak değerlendirildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Ukrayna'nın egemenliğini destekledi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi de Rusya'nın Kırım'daki varlığını işgal olarak nitelendirdi. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, Rusya'ya karşı yaptırımlar uyguladı.
Rusya'nın Kırım Politikası
Rusya, uluslararası topluluğun tepkilerine rağmen Kırım'daki varlığını güçlendirmek için çeşitli adımlar attı. Kerç Boğazı'na, Kırım'ı Rusya anakarasına bağlayan 19 kilometrelik bir köprü inşa edildi. Bu köprü, hem karayolu hem de demiryolu bağlantısı sunarak, savaş süresince Ukrayna'nın güneyine yapılan saldırılarda kullanıldı.
Rusya, 2022'de başlattığı savaşla Ukrayna'nın doğusunu işgal ederek Kırım ile kara bağlantısını sağladı. Kerç Boğazı Köprüsü, Ukrayna'nın saldırı hedeflerinden biri oldu ve çeşitli saldırılar sonrası onarılarak kullanıma devam etti. Kırım, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırılarında füze ve drone saldırıları için bir üs olarak işlev gördü.
Rusya, Ukrayna'nın Karadeniz'deki limanlarına uyguladığı kuşatma ile Kiev'in savaş öncesi ekonomisi için hayati önemdeki tahıl ihracatını da büyük ölçüde engelledi.
Putin'in Kırmızı Çizgisi
Kırım, stratejik konumu nedeniyle Putin'in kırmızı çizgisi haline gelmiş durumda. Anketler, Kırım'ın Rus halkı için de aynı derecede önemli olduğunu ortaya koyuyor. 2014 yılında Kırım'ın ilhak edilmesinin ardından Putin'in halk desteği yüzde 65'ten yüzde 86'ya yükseldi.
Rusya'da Kırım'ın Ukrayna'nın parçası olduğu ifade edenlere ceza verilmesi, Putin'in bu konudaki hassasiyetini gösteriyor. Putin, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için Donbas ile birlikte Kırım'ın Rusya'ya terk edilmesini şart koşuyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'nin Kırım'daki Rus kontrolünü kabul etmesi ve NATO üyeliğinden vazgeçmesi durumunda barışın sağlanabileceğini öne sürdü. Trump, 2018 seçimlerinde de Kırım'ı Rus toprağı olarak tanıyabileceği sinyallerini vermişti. Ancak Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Kırım'ın Rus toprakları olarak tanınmayacağını belirten bir açıklama yaptı.
ABD'de bazı politikacılar, Kırım'ın Rusya tarafından ilhakına karşı çıkarken, Kırım Tatarları da bu duruma kesin bir şekilde itiraz ediyor. Türkiye, Kırım'ı Ukrayna'nın bir parçası olarak görme konusundaki hassasiyetini sürdürüyor. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ise Kırım'dan vazgeçme yetkisinin bulunmadığını vurgulayarak, "Burada bir müzakere söz konusu değil. Bu, anayasamıza aykırı." diyor.
Ukrayna'nın anayasasının ikinci maddesi, ülkenin egemenliğinin tüm toprakları boyunca geçerli olduğunu ve mevcut sınırlarının dokunulmaz olduğunu belirtmektedir. Ukrayna'daki toprak değişiklikleri için referandum yapılması ve bu değişikliğin Ukrayna Parlamentosu tarafından onaylanması gerekmektedir.
Rusya'nın yasadışı ilhakının kabulü, sadece Ukrayna için değil, Avrupa Birliği için de son derece önemli bir mesele. Bu tür bir adımın kötü bir emsal teşkil edeceği vurgulanmaktadır. Karadeniz'e kıyısı bulunan ülkeler için Rus hakimiyetinin artması anlamına gelen bu durum, Ukrayna'nın güç kullanarak Kırım'ı geri almasının ise gerçekleşmesi zor bir hedef olduğu belirtilmektedir.