İbrahim Uysal

Kendini Gizlemekten Öte: Utangaçlığın Derinlikleri

Kendini Gizlemekten Öte: Utangaçlığın Derinlikleri

Sosyal Kaygı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Yeni bir ortama girdiğinizde kısa bir süre için çekingenlik hissetmeniz oldukça yaygındır. Ancak, uzun süredir tanıdığınız kişilerin bulunduğu bir ortamda bile zihninizin performansınızı değerlendirmesi ve bunu tehlikeli bir durum olarak algılaması halinde yaşadığınız bu durum, sosyal kaygı bozukluğu ile ilişkili olabilir.
Bu durumun en belirgin özelliği, sosyal ortamlardayken çevrenizdekilerin sizin hakkınızda olumsuz düşünceler beslediğini düşünmenizdir.
Bu düşüncenin etkisiyle istem dışı fiziksel tepkiler vermeye başlayabilirsiniz. Kalp atışlarınız hızlanır, yüzünüzde kızarıklık görülür, ellerinizde terleme başlar, karnınızda rahatsızlık hissedebilir ve tüm bu belirtilerin diğerleri tarafından gözlemlendiğini düşünürsünüz. Bu düşünceler ortamdan ayrıldığınızda bile zihninizde uzun süre kalabilir.

Sosyal kaygı yaşayan bireylerin genellikle utanç verici bir duruma düşmekten kaçınmak istekleri vardır. Bu kişiler, kendilerini küçük düşürebileceklerinden ve yeterince ilgi çekici olamayacaklarından korkarak sosyal ortamlardan uzak dururlar. Sosyal kaygıyı arttıran durumlar, her bireye göre farklılık gösterebilir ancak sık karşılaşılan bazı durumlar şunlardır:
Toplum önünde değerlendirildiğinizi hissettiğiniz anlar: Spor yaparken, sahnede performans sergilerken, sunum yaparken…
Başka insanlar tarafından izlendiğinizi düşündüren durumlar: Yemek yerken, iş yaparken…
Telefonla konuşmak, sohbet başlatmak, diyalog sürdürmek ya da hoşlandığınız birisiyle konuşmaya çalışmak gibi iletişim gerektiren durumlar.

Sosyal Kaygı Bozukluğu, psikiyatristler veya klinik psikologlar tarafından tanılama sürecine tabi tutulabilen, bilişsel, duygusal ve davranışsal boyutları bulunan bir rahatsızlıktır. Bu durum, kalıtsal özellikler yoluyla aileden aktarılmış bir problem olabileceği gibi, sosyal çevrenin etkisiyle öğrenilmiş bir davranış biçimi de olabilir. Çocukluk döneminde yaşanan travmalar, aile içi istismar ve akran zorbalıkları, sosyal kaygının tetiklenmesinde önemli bir rol oynayabilir.

Sosyal bir ortamda yoğun endişe hissetmek,
Terleme,
Kalp çarpıntıları,
Yüzde kızarma,
Titreme ve baş dönmesi,
Mide-bağırsak sorunları,
Ses titremesi,
Kekeleme,
Dikkatlerin üzerinizde olduğunu düşünerek geri çekilme,
Yeni kişilerle tanışma ve iletişime geçme kaygısı ve bu durumdan kaçınma,
Etkileşim sonrası o günü zihninizde sürekli canlandırmak.

Sosyal kaygıyı azaltmak için uygulanan bazı yöntemler arasında;
Bilişsel Davranışçı Terapi,
Sosyal Beceri Geliştirme Eğitimleri,
Kaygı ile Mücadele Teknikleri,
Duygu Regülasyonu Yöntemleri,
İlaç Tedavileri,
bulunmaktadır.

Sosyal kaygı, ciddiyet arz eden bir psikolojik sorundur. Bu durumun getirdiği kaygı ve panik hislerinden kurtulmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için profesyonel psikolojik destek almak büyük önem taşımaktadır.