Yasemin Döngü

Katar Zirvesi: Trump, İsrail'in Kontrolünü Ele Alabilir mi?

Katar Zirvesi: Trump, İsrail'in Kontrolünü Ele Alabilir mi?

Doha'da İslam Ülkeleri Zirvesi Gerçekleştirildi

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin ev sahipliğinde düzenlenen zirveye yaklaşık 50 İslam ülkesinin lideri katıldı. Zirve, dün Doha'da gerçekleştirildi.
Zirveye katılanlar arasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Filistin Cumhurbaşkanı Mahmud Abbas ve Suriye geçiş dönemi lideri Ahmed Şara yer aldı.
İsrail'in, Doha’da ateşkes müzakereleri yürüten Hamas heyetine yönelik saldırısının ardından gerçekleşen zirve, İsrail'in artan saldırganlığına karşı alınacak önlemleri ve Gazze'deki insani krizin çözüm yollarını belirlemek açısından kritik bir öneme sahipti.
Sonuç bildirgesinde geçmişten daha sert ifadelerle yer alan metin, somut adımlar hakkında açık bir yol haritası sunmaktan çok, uluslararası topluma İsrail'e karşı daha fazla yaptırım çağrısı içerdi.
İslam dünyası, İsrail’in Katar’a yönelik saldırısını kınadı ve Gazze’de soykırım suçu işlediğini belirtti. Açıklamada, bu saldırının “İsrail hükümetinin aşırılıkçı düşmanlığını teşhir eden ve bölgesel ile uluslararası güvenlik ve huzuru tehdit eden bir suç siciline yeni bir eklenti” olduğuna dikkat çekildi.
Aynı gün Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri, ABD ile devam eden savunma işbirliğini ele almak için ayrıca bir toplantı yaptı. İsrail’in Katar’a yönelik saldırısı, tüm savunma yeteneklerini ABD’ye devreden bu zengin ama küçük devletler için büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

SALDIRI ARAP VE İSLAM DEVLETLERİNE YÖNELİK
Ortak bildiride, Katar Devleti ile tam dayanışma içinde olunduğu belirtilirken, “İsrail’in bu hain saldırısına karşı Katar’ın attığı her adımda yanında olacağımızı ifade ederiz” denildi. Ancak bildiride, Katar’ın İsrail’e askeri misilleme yapma yönünde bir politikası veya kararı bulunmadığı vurgulandı.
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman el Sani’nin ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmenin bölgede gerilimin tırmandırılmaması açısından önem taşıdığı ifade edildi. Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun da aynı gün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir görüşme gerçekleştirdiği belirtildi.
ABD'nin Katar’a, İsrail’in bir daha saldırmayacağına dair güvenceler verdiği, Rubio’nun basın toplantılarında Washington’un bu saldırıya duyduğu rahatsızlığı aktardığı ifade edildi. Böylece taraflar arasındaki diplomasi neticesinde, Katar’dan gerilimi artıracak bir adım beklenmediği kaydedildi.

TOM BARRACK DA KATAR’DAYDI
İslam ülkeleri zirvesine katılanlar arasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın varlığı dikkat çekti. Barrack, sosyal medya hesabından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile birlikte yaptığı ikili temaslar hakkında bilgi verdi ve ortak çabanın bölgesel barış ile istikrar olduğunu vurguladı.
Barrack’ın son dönemde görev alanını genişlettiği ve Suriye ile Türkiye-ABD ilişkilerinin yanı sıra Lübnan ve Türkiye-İsrail ilişkilerini kapsayacak şekilde Ortadoğu genelinde aktif olduğu gözlemlendi.

"BÜYÜK İSRAİL" HEDEFİNE KARŞI ORTAK VİZYON
Ortak bildiride, İsrail’in Katar veya herhangi bir Arap ya da İslam ülkesini tekrar hedef alabileceği yönündeki tehditlerin reddedildiği ve bunun uluslararası güvenliği tehdit eden bir provokasyon olarak değerlendirildiği kaydedildi. Bu çerçevede, Arap Birliği'nin 5 Eylül’de İsrail hükümetinin “Büyük İsrail” planına karşı ilan ettiği “Bölgede Güvenlik ve İşbirliği için Ortak Vizyon” konulu kararı İslam devletleri tarafından desteklendi.
Bildiride, Arap ve İslam ülkelerinin ortak kaderi doğrultusunda tehditlere karşı mücadele için gerekli mekanizmaların geliştirilmesinin önemine vurgu yapıldı. Ayrıca, İsrail’in İran, Lübnan, Suriye ve Yemen’e yönelik son saldırılarının yarattığı gerilime dikkat çekilerek uluslararası toplumun aktif rol üstlenmesi gerektiği ifade edildi.

MÜCADELE BM’YE TAŞINIYOR
Katar toplantısının, 22 Eylül’de başlayacak BM Genel Kurulu öncesinde gerçekleşmesi, sonuç bildirgesinde New York toplantılarından beklentilere yer verilmesini sağladı. İslam devletleri, BM Genel Kurulu’nda Fransa ve Suudi Arabistan’ın öncülüğünde yürütülen New York Bildirisi’nde Filistin Devleti’nin tanınmasına yönelik çabaların devam etmesinin önemini vurguladılar.
New York Bildirisi, Filistin-İsrail sorununu iki devletli çözüme dayalı olarak ele alırken, Gazze’nin Hamas yönetiminden çıkması ve bu grubun silahsızlanması çağrısını içeriyordu. Sonuç bildirgesi, 22 Eylül’de New York’ta Fransa ve Suudi Arabistan tarafından düzenlenecek konferanstan duyulan memnuniyeti de dile getirdi. Bu esnada, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Filistin Devleti'ni tanıdığına dair açıklama yapması bekleniyor.