Katar Saldırısının Arkasındaki Gizem: İsrail ve ABD Medyasındaki Farklı Bakış Açıları

İsrail, Hamas'a Yanıt Verdi: Doha'ya Saldırı Düzenlendi
İsrail, işgal altındaki Doğu Kudüs’te 5 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya karşılık olarak, Katar’ın başkenti Doha’da bulunan Hamas liderliğine bir saldırı gerçekleştirdi.
Bu saldırıda, Ateşkes müzakereleri için toplanmış olan Hamas heyetinin hedef alındığı bildirildi. Heyetin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’de ateşkes için sunduğu teklif üzerinde tartıştığı esnada vurulduğu kaydedildi.
Trump’ın, saldırı hakkında bilgi aldığı süre zarfında Katar’ı uyarmaya çalıştığını ancak önleyici adım atmanın çok geç olduğunu ifade etmesi tartışmalara yol açtı. Katar, Ortadoğu’da en büyük ABD askeri üssüne ev sahipliği yapan ve ABD'nin önemli bir yatırımcısının bulunduğu bir müttefik konumunda.
TRUMP MEMNUN DEĞİL
CNN International’a göre Trump, bu saldırının gerçekleşmesini engelleyememiş olmasının, uluslararası saygınlığına ciddi bir darbe vurduğunu belirtti. Saldırı sırasında üst düzey Hamas ekibinin hedef alındığını öğrenir öğrenmez Katar’a bilgi verdiğini vurgulayan Trump, “Bu durumdan memnun değilim. Olayın gelişiminden hiç memnun değiliz.” ifadelerini kullandı.
CNN’nın haberine göre, İsrail'in Doha’da gündüz vakti düzenlediği bu saldırı, Trump’ın yurtdışındaki sert güç kullanan bir lider imajını zedeleyebilir. Zira bu eylem, Ortadoğu’da en büyük ABD üssüne ev sahipliği yapan ve Beyaz Saray’ın talebi doğrultusunda Hamas ile Trump'ın ileride bir anlaşma yapabileceği umuduyla müzakereler yürüten önemli bir müttefikinin egemenliğini ihlal eder nitelikte.
BEYAZ SARAY NEDEN ÖFKELİ?
Bu durum, Trump’a yönelik kişisel bir hakaret olmanın ötesinde, Netanyahu’nun hedeflerinin ABD’nin kritik güvenlik öncelikleriyle çeliştiği anlamına geliyor. Netanyahu’nun danışmanlarından Ron Dermer’in, Trump’ın elçisi Steve Witkoff ile görüşmüş olmasına rağmen, saldırı hakkında küçük düşürücü bir operasyondan hiç bahsetmemesi bazı Beyaz Saray yetkililerini öfkelendirdi.
"ÇOK HASSAS BİR DÖNEMDE GERÇEKLEŞTİ"
Büyükelçi Edward Djerejian, CNN International’a verdiği demeçte, “Saldırılar, Trump yönetimi ve elçisi Witkoff’un, Başkan’ın kapsamlı bir ateşkes, tüm rehinelerin serbest bırakılması amacıyla çaba gösterdiğini belirttiği çok hassas müzakereler sırasında gerçekleşti.” dedi.
Bu saldırının yankıları, İsrail’in Gazze’deki savaşını sonlandırmak için müzakerelerle barış sağlama umudunu büyük ölçüde etkileyebilir. Bunun, Netanyahu’nun saldırıyı önermesinin bir nedeni olabileceği düşünülüyor, zira Gazze’de halen hayatlarını sürdüren İsrailli rehineler için sonuçlar doğurabilir.
Netanyahu, Doğu Kudüs'te saldırı noktasını ziyaret etti.
TRUMP-NETANYAHU İLİŞKİLERİ BOZULABİLİR
Bu hadise, ABD başkanı ve İsrail başbakanı arasındaki ilişkilerin zarar görmesine, ayrıca İsrail ile önemli müttefiki ABD arasında güvensizlik tohumlarının ekilmesine yol açabilir. Analizlere göre, saldırı Trump’ın İsrail ile Hamas arasında tarafsız bir arabulucu olarak sahip olduğu güvenilirliği ortadan kaldırabilir ve Katar’ın barış müzakerelerinden çekilmesine neden olabilir.
KÖRFEZDE SORULAR YÜKSELECEK
Amerika’nın en yakın Ortadoğu müttefiki Katar, bu saldırıyı bir ihanet olarak değerlendirecek. Ayrıca, Trump’ın Arap dünyasında izleyeceği kişisel ve siyasi çıkarlar için de olumsuz sonuçlar doğurabilir.
CNN’ye göre, Körfez ülkeleri, İsrail’in ABD garnizonunun gözü önünde Katar’a karşı cezasız bir saldırı gerçekleştirebiliyorsa, sırada kendilerinin olup olmayacağını sorgulamaya başlayacaklar. Eski NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı emekli Amiral James Stavridis, “İsrailliler bu saldırıyı gerçekleştirmekle büyük bir bedel ödediler.” diyerek durumu değerlendirdi.
KRİTİK NOKTA SALDIRININ YERİ
İsrail'in Haaretz gazetesine göre, binlerce kilometre uzakta gerçekleştirilen bu saldırı, Haziran ayında İran ile yaşanan savaş ve İsrail’in Yemen’deki Husi hedeflerine yönelik tekrarlanan saldırılar sonrasında artık olağanüstü bir başarı olarak değerlendirilmiyor. Bu seferki saldırıyı farklı kılan unsur, olayın gerçekleştirildiği yer: Netanyahu’nun İsrail ile karmaşık ilişkiler içinde olduğunu belirttiği Katar toprağı.
Şimdiye kadar İsrail, Katar ile diplomatik iletişim kanallarını açık tutmak adına Doha’da bu tür eylemlerden kaçınmıştı.
Kritik sorular ise gelecekteki müzakereler ve savaşın ilerleyişi üzerindeki olası etkileri etrafında şekilleniyor. Katar, ilerleme kaydedilememesi ve Netanyahu’nun ABD destekli anlaşma önerileri konusunda sürekli geri adım atması gerekçesiyle olası bir ateşkes arabuluculuğundan çekileceğini açıkladı.
TRUMP: “MEMNUN DEĞİLİM”
"BATI ŞERİA LİDERLİĞİ ETKİ KAZANABİLİR"
Hamas’a yönelik gerçekleştirilen kapsamlı bir saldırının, şu anda hayatta olan son üst düzey askeri komutanlardan biri olan İzzeddin el-Haddad’ın liderliğindeki Gazze’deki grubun komuta yapısını etkileyebileceği belirtiliyor. Ancak Gazze Şeridi dışındaki grup liderliği, el-Haddad’dan daha katı bir yaklaşım sergilemiyor.
Hamas içindeki karar süreçleri, Batı Şeria’daki liderlik ve İsrail’de tutuklu bulunan üyeler gibi diğer güç merkezlerinin katkılarıyla topluca şekilleniyor. İronik bir biçimde, bu savaş sırasında İsrail tarafından pek hedef alınmayan grup liderliği, Batı Şeria’da daha fazla etki gösterebilir.
"PARMAKLARINA HAFİF BİR VURUŞ"
BBC’ye göre, Doha’daki saldırı, Netanyahu ve hükümetinin yalnızca Gazze’de değil, tüm cephelerde Amerikan desteği ile askeri iradeyi uygulayabileceği anlamına gelen bir gösterge niteliği taşıyor. Doha saldırısı, Beyaz Saray’dan nadir bir kınama aldı. Katar, büyük bir ABD askeri üssüne ev sahipliği yapan ve ABD’nin önemli bir yatırımcısı olan bir müttefik konumunda.
Ancak Netanyahu, sadece dinlemesi gereken lider olarak düşündüğü Donald Trump’ın, diplomatik alanda “parmaklarına hafif bir vuruşla” yetinmesini umuyor gibi görünüyor.
FİLİSTİN DEVLETİNİN TANINACAĞI BM ZİRVESİ YAKLAŞIYOR
Diğer yandan, İsrail’in Gazze’deki saldırıları devam ediyor. İngiltere, Fransa, Kanada, Avustralya ve diğer Batı ülkeleri, 22 Eylül’de Birleşmiş Milletler’de Filistin’in bağımsızlığının tanınması planı yaklaşırken, Netanyahu’nun aşırı milliyetçi kabine müttefikleri, Batı Şeria’daki işgal altındaki Filistin topraklarının ilhakına yönelik çağrılarını artırmayı hedefliyor.