Kansere Yenik Düşmeyen Girişimci Kadın: Türkan Gürler'in Başarı Hikayesi

Kentte yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Türkan Gürler, 2013 yılında kanser tanısı aldı.
14 yıl boyunca sürdüğü sınıf öğretmenliği kariyerine sağlık sorunları nedeniyle son vermek zorunda kalan Gürler, 3 yıl süren tedavi sürecinin ardından kanseri atlattı.

Yeni bir iş kurarak insanlara hayat vermek isteyen Gürler, 2018 yılında 1500 metrekarelik bir alanda kurduğu mobilya atölyesinde kapı üretimine başladı.
İşini büyütmeyi başaran Gürler, Organize Sanayi Bölgesi’nde 10 bin metrekarelik kapalı alana sahip bir fabrika açtı.

Fabrikasında 50’si kadın 100 kişi istihdam eden Gürler, ürettikleri kapı, vestiyer, mutfak ve giyinme dolabı gibi ürünleri İngiltere, Gürcistan, Almanya, Romanya, Irak ve Rusya'ya ihraç ediyor.
Türkan Gürler, öğretmenlik yaptığı dönemlerde hastane ziyaretleri sırasında kanser teşhisi konulduğunu ifade etti.

Sağlık sebeplerinden ötürü mesleğinden ayrıldığını dile getiren Gürler, tedavi süreci sonunda kanseri yenmeyi başardığını belirtti.
Gürler, "Kanseri yendikten sonra her şeyi yapabileceğim konusunda kendime olan inancım arttı. Bu, bana yeni bir vizyon ve misyon kazandırdı. Daha geniş bir perspektiften olaylara bakabilmemi sağladı, yaratıcılığım da ön plana çıktı. Hastalığımla mücadele ederken, 'Bu hastalığı yenersem insanlara nasıl faydalı olabilirim?' düşüncesine yöneldim. Şükürler olsun ki hastalığı yendim ve böyle bir sektöre girmiş oldum." ifadelerini kullandı.

Kapıları bir evin veya bir yüreğin açılan kapısı olarak değerlendirdiğini ifade eden Gürler, bu sebeple kapı üretmeye karar verdiğini belirtti. 2018 yılında küçük bir sermayeyle 1500 metrekarelik bir alanda, 12 kişilik istihdam sağlayan ham kapı üretim atölyesi kurdu.

Zaman zaman üretim sürecine de katıldığını aktaran Gürler, şöyle konuştu:
"Süreç içinde ham kapının mobilya sektöründe bir kategori olduğunu fark ettik. Bunu genişletmek için araştırmalara yöneldik. Hem alanımızı büyüttük hem de yeni fonksiyonel makinelerle daha nitelikli elemanlar alımına başladık. Alanımızı 1500 metrekareden 4500 metrekareye çıkardık. Ancak 4500 metrekare bize yetmemeye başladı. OSB'de 30 bin metrekare alan üzerinde 10 bin metrekare kapalı alana sahip entegre bir tesis kurduk. Yaklaşık 5 ay önce yeni fabrikamızda üretime başladık. Şu anda bir evde bulunması gereken tüm sabit mobilyaları üretiyoruz. Projelerimizi anahtar teslim olarak uyguluyoruz. Şu anda yüzde 30 kapasite ile 100 personelle üretim yapmaktayız. Üretimimizi yüzde 100 kapasiteye çıkardığımızda yaklaşık 300 kişiyi istihdam etme olanağımız var. Kadın yöneticiler ve işverenler olarak bu iş yerinde kadınların çalışmasına yönelik bir altyapı kurmuş durumdayız. Fabrikada çalışanların yarısını kadınlar oluşturuyor."

"BÖYLECE BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUZ"

Gürler, kadınların iş hayatının her alanında yer alması gerektiğini vurgulayarak, "Kadınlar keşfedilmemiş bir potansiyele sahiptir. Her alanda başarılı olabilirler. Kadının yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Kadınların öncelikle kendilerine güvenmeleri ve 'Bu işi başarabilirim' düşüncesiyle yola koyulmaları gerekiyor. Bu durumda önlerindeki engeller teker teker ortadan kalkar. Bu işe başlanırken, 'Kadındır, yapamaz, üç ay içinde bu işi kapatır.' gibi söylemlerle karşılaştım. Ancak yaklaşık 7 yıldır bu sektördeyim ve büyümeye devam ediyorum. İşin başında eşimin de bazı çekinceleri vardı, ama bugün bana destek oluyor ve attığım her adımda yanımda." dedi.
Türkan Gürler, mobilya sektöründe hem Türkiye’ye hem de dünyaya açılan kapı olmayı hedeflediklerini belirterek, yurtiçinde ve yurtdışında pek çok projenin uygulamalarını gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.

Gürler, kapı ihracatına öncelik verdiklerini ancak "modüler stand" (sökülüp takılabilen, gerektiğinde yeni parçalar eklenebilen alüminyumdan yapılmış stand türleri) mobilyalarını da ihraç ettiklerini açıkladı. "İngiltere, Gürcistan, Almanya, Romanya, Irak ve en son Rusya’da bir otel projesi gerçekleştirdik. Siparişler gelmeye devam ediyor. Proje odaklı üretim yapan bir fabrikanın dünyanın dört bir yanından sipariş alması bizi gururlandırıyor. Özellikle kadınsanız bunun haklı gururunu yaşıyorsunuz. Bu, kadınlara fırsat verildiğinde neler yapabileceklerinin bir kanıtıdır." diye belirtti.