Kalpten Kalbe Bağ: İlişkilerde Şifa Arayışı

İlişkilerdeki Derinlik ve Korkular
En son ne zaman gerçekten bir ilişki kurduğunuzu düşünmeye ne dersiniz? İletişim ve ilişki kavramlarını bu noktada birbirinden ayırmak önem taşıyabilir.
Çünkü iletişim, çoğunlukla yüzeysel kalabilir, oysa ilişkiler belirli bir derinlik taşır. Şimdi, kurduğunuz bu ilişkinin size içsel bir yerden dokunup dokunmadığını irdeleyin. Bu ilişki, bağ kurarken mükemmel miydiniz? Hayatta hiç problemi olmayan birisi misiniz?
Günümüzde, sağlıklı, sürdürülebilir ve kalıcı ilişkilerin yalnızca iki tarafın güvenli bir bağ oluşturmasıyla mümkün olduğu, çoğu kişinin içsel ve dışsal sorunlarını çözmüş olması gerektiğine dair bir inanç ortaya çıkmıştır. Bu anlayışla, birçok birey arasında, taraflar hiçbir sorun yaşamıyorsa veya "mükemmel" bir durum varsa, bu bağlamda bir ilişki geliştirilip sürdürülebilir düşünücesi hâkim olmuştur. Ancak, insanların yanı sıra hayatın da kusursuz olmadığını kabul ettiğimizde, bu düşünce ve algıların aslında bir kaçış, koruma ve avutma taktiği olduğunun farkına varabiliriz.
NEDEN İLİŞKİLERDEN KAÇARIZ?
Hepimizin kendisi ve dünya hakkında geliştirdiği bazı inançlar mevcut. Bu inançlar, bilinçli veya bilinç dışı bir düzlemde evrim geçiriyor olsa da, genellikle farkına varmadan yaşamlarımızı şekillendirmektedirler. Birey, genelde kendi içinde mevcut olan, bildiği veya inandığı özellikleri karşı tarafla rahatlıkla ilişkilendirebilir. Ancak kişinin kabul etmeye istekli olmadığı, inkâr ettiği bir gerçeği başkasında gördüğünde, bu ilişkiyi bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde sabote edebilir.
Yani, değişime kapalı kaldığı ve görmek istemediği bir özelliği başka bir bireyde gözlemlediğinde, kendi kendinden kaçma hissiyle o ilişkiden uzaklaşmak isteyebilir. Peki, kaçmak yerine ilişkide iyileşmek nasıl mümkündür?
İlişkiler, özünde bir ortaklık kurma eylemidir. Bir ilişki, ortak hayaller ve zorlukları barındırma kapasiteleriyle bir araya gelir. Bireyler, bir ilişkide birbirlerinin yaşamlarına eşlik eder ve aralarındaki dostluk sayesinde zor anlarda oklarını kendilerine veya karşı tarafa değil, ilişkiye yönlendirmelidirler. Böylece zorlukların ve ilişkide yaşanan sorunların üzerinde derinlemesine düşünmek, hem ilişkilerin gelişmesine hem de tarafların sorumluluk alarak iyileşmesine katkıda bulunur. Sorumluluk alındıkça ve gelişim gözlemlendikçe, bireylerin özgüveni ve özsaygısı artar. Bu durum, bireyin duygu, düşünce ve davranışlarına da olumlu bir şekilde yansır. Nihayetinde, birey, kendisiyle beraber karşı tarafın elinden tutma cesaretini gösterebilir.
İLİŞKİLERDE CESARET NEDİR?
İlişkilerde cesaret, bireyin kendi içsel dünyasına yönelip iyileşme cesaretini gösterme yetisidir. Birey, kendisine ne kadar içten ve gerçek bir yaklaşım sergilerse, karşındaki şahsa da aynı ölçüde açık ve samimi olabilir. Rol yapmaya ihtiyaç duymadan, tüm yönleriyle kendini ifade edebilir ve gelişime açık olabilir.
Hayatta hem keyifli, hem de zor günler yaşamak mümkündür. Ancak bu iki zaman dilimi de paylaşıldığında, yeni bir anlam kazanır. Hepimiz insanız ve destek alma ihtiyacı doğal bir süreçtir. Önemli olan, kendimize karşı olan bakış açımızın cesareti. Bu aşamada zorlandığınızda ve desteğe ihtiyaç duyduğunuzda, ilk adım olarak güvende hissedeceğiniz bir uzmandan yardım almak, hem kendinizle olan ilişkinizi hem de gelecekteki ilişkilerinizi güçlendirebilir.