Kalp Uzmanından Çarpıcı Açıklama: İlaçsız Yüksek Tansiyon Kontrolü Mümkün!

Yüksek Tansiyonun Tehlikeleri ve Yönetim Yöntemleri

Tedavi edilmediği takdirde hayatı tehdit eden bu durum, böbrek yetmezliği ve vasküler demans gibi ciddi sağlık problemlerine neden olabiliyor.

Genetik etkenler risk faktörlerini artırırken, obezite, sigara tüketimi, yetersiz fiziksel aktivite ve tuz oranı yüksek beslenme de bu hastalığın gelişmesine katkıda bulunabiliyor.

TUZ TÜKETİMİNİ AZALTMAK İÇİN İLK ADIM

Kardiyoloji profesörü Rasha Al Lamee, kan basıncını düşürmede en önemli değişikliğin tuz alımını azaltmak olduğunu belirtiyor. Profesör Al Lamee, “Tuzun hangi seviyesi olursa olsun, yüksek tansiyon şikayetiyle kliniğimize gelen herkese bunu öneriyoruz” ifadelerini kullanıyor.

İngiltere’de yetişkinlerin günlük ortalama tuz tüketimi 8-9 gram civarındayken, önerilen limit sadece 6 gramdır. Ekmek, soslar, çorbalar ve işlenmiş gıdalar, fazla tuz alımına yol açan temel kaynaklar arasında yer alıyor. Uzmanlar, evde yemek yapmanın ve işlenmiş gıdaları sınırlamanın tansiyonu düşürmeye yardımcı olduğunu ifade ediyorlar.

POTASYUM ZENGİNİ BESİNLER TANSİYONU DENGELER

Aşırı sodyum alımı, kan hacmini artırarak kan basıncını yükseltebiliyor. Bu durumu dengelemek amacıyla potasyum açısından zengin gıdaların tüketilmesi önerilmektedir. Muz, kivi, patates, fasulye, mercimek, yeşil yapraklı sebzeler, yoğurt, avokado ve somon iyi potasyum kaynakları düzenindedir.
Profesör Al Lamee, potasyum alımının önerilen seviyelerde olmasının önemine vurgu yapıyor. 19-64 yaş arası bireylerin günlük potasyum gereksinimi yaklaşık 3.500 mg olurken, Amerikan Kalp Vakfı yüksek tansiyonu yönetmek için günde 5.000 mg'a kadar potasyum öneriyor. Ancak aşırı alım hiperkalemi riskini artırarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

KİLO KONTROLÜ VE FİZİKSEL AKTİVİTE

Sağlıklı kilonun korunması, tansiyon yönetiminde kritik rol oynamaktadır. Araştırmalar, vücut ağırlığının %5-10’unun kaybının dahi kan basıncını düşürebileceğini göstermektedir. Erkeklerde bel çevresi 94 cm, kadınlarda ise 80 cm'yi aşmamalıdır.
Profesör Al Lamee, yüksek tansiyonu bulunan bireylerin haftada en az üç kez, 20 dakika süresince kalp atış hızını artıracak egzersizler yapmalarını tavsiye ediyor. NHS yönergeleri haftada en az 150 dakika orta şiddette fiziksel aktivite öneriyor. Tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklet sürmek ve merdiven çıkmak gibi etkinlikler, tansiyonu düşürmede yardımcı olmaktadır.

ALKOL VE SİGARAYI BIRAKIN

Alkol tüketimi, kalp atışını hızlandırarak ve damarları daraltarak tansiyonu yükseltebiliyor. Uzun vadede önerilen limitlerin aşılması kalıcı hipertansiyona yol açma riski taşımaktadır. Uzmanlar, alkol alımının haftalık 14 üniteyi geçmemesi gerektiğini ifade ediyor.
Sigara içmek, kan basıncını geçici olarak yükseltmenin yanı sıra atardamarların sertleşmesine de yol açarak kardiyovasküler riski artırıyor. Sigarayı bırakmak, hem kan basıncını hem de genel kalp sağlığını olumlu yönde etkileyen kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

SAĞLIKLI BESLENME VE UYKU DÜZENİ

Profesör Al Lamee, Akdeniz diyeti ile kan basıncının düşürülebileceğini vurguluyor. Bu diyet, meyve, sebze, tam tahıllar, baklagiller ve kuruyemişler açısından zengin olup işlenmiş etler ve doymuş yağlar tüketiminde kısıtlamalar getirmektedir. Zeytinyağı ve kanola yağı gibi sağlıklı yağların tüketimi, tansiyonun düzenlenmesine yardımcı olmaktadır.
Ayrıca stres yönetimi ve yeterli ve kaliteli uyku da tansiyon kontrolü açısından önem taşımaktadır. Uzmanlar, rahatlatıcı nefes egzersizleri, yoga ve doğada zaman geçirmeyi öneriyor. Gece 7-8 saat uyumak, kan basıncının sağlıklı seviyelerde kalmasına katkıda bulunmaktadır.

DÜZENLİ KONTROL VE İLAÇ KULLANIMI

Yüksek tansiyon sıklıkla belirti göstermediği için düzenli ölçüm gereklidir. Evde kan basıncı ölçümü, bireylerin risk seviyelerini anlamalarına yardımcı olmaktadır. Hedeflenen değerler 135/85 mmHg altında olmalıdır.

Yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kan basıncı yüksek kalanlar için ilaç tedavisi gereksinimi doğabilir. Profesör Al Lamee, “Kilo verildiğinde veya beslenme düzeni değiştirildiğinde ilaç dozları azaltılabilir” açıklamasında bulundu. Aile hekimleri, hastaların durumuna göre ilaç kullanımı hakkında yönlendirme yapabilir.