Damla Cesur

Japonya'nın Robot Pet Tutkusu: "4 Milyon Kişiliğiyle Dikkat Çekiyor!"

Japonya'nın Robot Pet Tutkusu:

Casio'nun Yenilikçi Robotu Moflin, Kullanıcıların Kalbini Fetholdu

Japonya merkezli Casio Computer Co., yapay zeka destekli Moflin adlı robotuyla kısa sürede pek çok kullanıcının ilgisini çekmeyi başardı.

Tüylü robot evcil hayvan, yetiştirilme koşullarına bağlı olarak kendine ait bir kişilik ve alışkanlıklar geliştiriyor.

Casio'nun açıklamasına göre, Moflin 4 milyondan fazla farklı kişilik özelliği sunma kapasitesine sahip. Bu robot, en çok konuştuğu kişiyi “sahibi” olarak tanımlıyor ve zamanla sahibinin ilgi alanları hakkında bilgi ediniyor.

Okşama, sarılma ve sohbet gibi etkileşimler, Moflin’in karakterinin şekillenmesini sağlamakla kalmayıp, duygusal tepkiler geliştirmesine de yardımcı oluyor.

Hedef Kitle Kadınlar

Geliştirme ekibinin lideri Erina Ichikawa, 42 yaşında, bu ürünün ilk başta kadınları hedef alarak tasarlandığını ifade etti.

Ichikawa, “İş veya özel yaşamda zorluk yaşadıkları zamanlarda bile destek olabilecek bir dost hayal ettik” dedi ve projeye bir mühendisin, küçük hayvanların sevimliliğini taklit eden bir prototip sunduğunu belirtti.

Satış Beklentilerini Aştı

Moflin, geçtiğimiz kasım ayında piyasaya sürüldü ve sadece birkaç ay içinde 7 binden fazla satış gerçekleştirerek şirketin beklentilerini aştı. Özellikle 30’larının sonları ile 40’lı yaşlardaki kadınlar arasında büyük ilgi gördüğü bildiriliyor.

Ichikawa, bazı kullanıcıların hafta sonlarında Moflin’lerini gezilere bile götürdüklerini aktardı.

“Her Moflin Farklı”

Moflin robotlarının en belirgin özelliğiyse, her birinin farklılık göstermesi. Şirket, bu robotların gerçek hayvanlar gibi çeşitli duygular, uyku döngüleri ve kişilikler sergilediğini belirtiyor.

Strait Times’a verdiği röportajda Ichikawa, “İnsanlar, kendi Moflin’lerinin diğerlerinden ayrı olduğunu hissedebiliyor. Çünkü her biri büyüyüp gelişiyor ve bireysel bir karakter kazanıyor” dedi.

Casio’nun tüylü robot evcil hayvanı, teknolojinin yalnızca işlevsellik değil, aynı zamanda duygusal bağ kurma kapasitesini sunduğu yeni bir dönemi müjdeleyen bir yenilik olarak değerlendiriliyor.