Japonya'nın İlk Kadın Başbakanı Adayı: "Demir Leydi" Sanae Takaichi'yi Tanıyalım

Japonya İlk Kadın Başbakanını Seçmeye Hazırlanıyor
Japonya, siyasi tarihinde bir ilk yaşamak üzere. İktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin (LDP) yeni genel başkanı olarak seçilen Sanae Takaichi, parlamento oylamasının ardından ülkenin ilk kadın başbakanı olmaya hazırlanmaktadır.
Bugün gerçekleştirilen parti seçiminde Takaichi, ikinci turda 185 oy alarak dört erkek rakibini geride bıraktı. Bu zafer, son bir yıl içinde iki seçim yenilgisi yaşayan LDP’nin yönünü yeniden belirleyebilecek kritik bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Ancak, Takaichi’nin yükselişi, Japonya’da kadın temsili ve sağ siyasetin geleceği konusunda yeni tartışmalar başlattı.
Feminist Vekilin Yanında Staj Yaptı
Nara Eyaleti'nde dünyaya gelen Takaichi, Japon siyasetinde alışılmışın dışında bir profil çiziyor. Bir otomobil fabrikasında işçi olan bir baba ve polis memuru bir annenin kızı olan Takaichi, Kobe Üniversitesi'nde işletme eğitimi aldı ve mezuniyetinin ardından ABD'de Demokrat Partili feminist vekil Patricia Schroeder’ın yanında staj yaptı.
1993 yılında bağımsız aday olarak parlamentoya girmeyi başararak 1996’da LDP’ye katıldı. Kariyeri boyunca dokuz kez yeniden seçilen Takaichi, eski Başbakan Shinzo Abe'nin en yakın müttefiklerinden biri haline geldi. Abe döneminde içişleri, iletişim ve ekonomik güvenlik bakanlıklarında görev aldı. 2021 ve 2024'te başbakanlık yarışını kaybettikten sonra, 2025'te bu hedefe ulaştı.
Japonya'nın Demir Leydisi
Takaichi, kendisini sık sık İngiltere'nin eski başbakanı Margaret Thatcher ile kıyaslıyor. Thatcher’ın anı kitabı için “Benim hazinem” ifadelerini kullanan Takaichi, Japonya'da "erkek gibi davranan kadın" imajıyla tanınmakta. Ancak bu benzetme, kadın hakları savunucularını endişelendiriyor.
Takaichi, erkek-kadın eşitliği konusunda tutucu görüşleriyle biliniyor. Evlilikte tek soyadı zorunluluğunun sürmesini savunarak, çiftlerin farklı soyadı kullanmasına izin veren reformlara “aile yapısını tehdit eder” yanıtını veriyor. Ayrıca, sadece erkeklerin tahta geçebildiği ataerkil imparatorluk geleneğinin sürdürülmesi gerektiğini düşünüyor.
Yine de, bu seçim kampanyasında imajını kısmen yumuşatarak kadın istihdamı ve çocuk bakımında yeni adımlar atma sözü verdi. Kadınların kabinede “İskandinav ülkelerindeki oranlara yakın” bir temsili olacağını ve çocuk bakımı vergisi indirimleri ile kreş desteği getireceğini belirtti.
Sağ Çizgide Kararlı
Takaichi, tıpkı mentoru Abe gibi, Japonya'nın pasifist anayasasının değiştirilmesi, ordunun güçlendirilmesi ve Çin’in bölgesel etkisine karşı daha sert bir duruş sergilenmesini savunuyor.
Dış politikada ABD ile yakın ilişkileri sürdürmesi beklenen Takaichi, Başkan Trump’ın bu ayki Asya ziyaretinde önemli bir muhatap haline gelecek. Ancak, ülke içinde onu bekleyen manzara karmaşık görünüyor: Japonya, artan gıda fiyatları, düşük maaşlar ve hızla yaşlanan nüfus gibi sorunlarla karşı karşıya.
Takaichi'nin yükselişi sembolik olarak tarihi bir öneme sahip olsa da, Japonya hâlâ G7 ülkeleri arasında kadın temsili açısından en geri konumda yer alıyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun 2025 Cinsiyet Eşitliği Raporu’na göre Japonya 148 ülke arasında 118. sırada yer almakta. Mevcut kabinede yalnızca iki kadın bakan bulunmakta; parlamentodaki kadın oranı ise yüzde 15 civarında.
Gerçek Zorluklar Şimdi Başlıyor
Parti seçimlerindeki zaferinin ardından bir konuşma yapan Takaichi, “Sadece kutlama zamanı değil, gerçek zorluklar şimdi başlıyor. Hep birlikte halkın endişelerini umuda dönüştüreceğiz” ifadesini kullandı.
Takaichi, Japonya'nın ilk kadın başbakanlığına hazırlanırken, siyasi görüşleri ve tutumu hala erkeklerin egemen olduğu bir sistemin içinden kaynaklanıyor.