İstanbul ve Diğer Şehirler Haritada Karanlığa Büründü: Uzmanlardan Alarm!

TÜRKİYE'DE ŞİDDETLİ KURAKLIK ETKİSİ ARTMAKTA
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı Standartlaştırılmış Yağış İndeksi (SPI) verilerine göre, ağustos ayında Türkiye'nin büyük bir kısmında ciddi kuraklık etkileri hissedildi. Bu yılın ağustosu, son 55 yılın en sıcak dördüncü ağustos ayı olarak kayıtlara geçti.
Ayrıca, Türkiye genelinde ağustosta ortalama yağış miktarı 7,9 milimetre olarak tespit edildi. 1991-2020 yılları arasındaki normal değerlere göre, 14,8 milimetre olan ortalama yağış miktarının yüzde 47, geçtiğimiz yılın ise yüzde 43 altında gerçekleşti.
Son üç aylık dönemi kapsayan kuraklık haritasında, Türkiye'nin büyük kesiminde şiddetli kuraklıkların etkili olduğu gözlemleniyor. Trakya, Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinde ise kuraklığın olağanüstü seviyelere ulaştığı belirtiliyor.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, son iki yıldır Türkiye'nin pek çok yerinde kısa ve uzun süreli kuraklıkların devam ettiğini ifade etti.
MARMARA'DAN GÜNEYDOĞU'YA KURAKLIK KRİZİ
Marmara'dan Güneydoğu Anadolu'ya kadar geniş bir alanda ciddi ve aşırı kuraklıkların görüldüğüne dikkat çeken Türkeş, "Özellikle Marmara, Kuzey Ege, İç Anadolu, Orta ve Doğu Akdeniz ile Doğu Anadolu'nun batı ve güney kesimlerinde tarımsal, hidrolojik ve ekolojik anlamda uzun süreli kuraklıklar yaşanmakta." dedi.
ŞİDDETLİ KURAKLIK MEVCUT
Türkeş, ağustos ayı kuraklık haritasına göre, İç Anadolu'nun güneyi, Afyonkarahisar, Uşak ve Denizli bölgeleri dışında Türkiye'nin büyük kısmında şiddetli kuraklık etkili olduğunu vurguladı; bu durumun üç aylık değerlendirmelerde de doğrulandığını belirtti.
Konya ve Isparta arasında yer alan Beyşehir Gölü'nde su seviyesinin bazı yerlerde 300 metre çekildiği gözlendi. Beyşehir Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Hasan Kurt, "Beyşehir Gölü adeta sona ermiştir. Tüm Türkiye'nin başı sağ olsun." şeklinde durumu özetledi.
Standartlaştırılmış yağış-buharlaşma indeksine de değinen Türkeş, ağustosta Türkiye genelinde, İç Anadolu'nun güneybatısı ve kısmen Güneybatı Anadolu ile Doğu Karadeniz dışındaki bölgelerde meteorolojik kuraklığın devam ettiğini belirtti. 12 aylık verilere bakıldığında ise Doğu Karadeniz, Kuzeydoğu Anadolu ve Muğla haricinde ülkenin geniş bir kısmında uzun süreli şiddetli kuraklıkların sürdüğünü kaydetti.
KURAKLIK EYLÜLDE DE SÜRECEK
Kuraklığın eylülde de devam edeceğini belirten Türkeş, "Üzücü bir durum var ki, eylülde bu kuraklığı azaltacak bir yağış beklenmiyor." ifadelerini kullandı. Uzun vadeli tahminlerin eylülde yağışların genellikle normal seviyelerin altında kalacağını öngördüğünü belirtti. "Kuraklıkları dindirecek bir yağış görünmüyor." diyen Türkeş, kötü haberin, yeni su yılı olan 2025-2026'ya Türkiye'nin büyük bir kısmında şiddetli kuraklıkla gireceği oldu. "Yeni tarım mevsimine topraklar kuru girecek ki bu durum tarım açısından son derece olumsuz." şeklinde ekledi.
İstanbul ve Ankara'da son günlerde etkili olan sağanak yağışlar, barajlardaki durumu olumlu yönde etkilemekten oldukça uzak kaldı.
Türkeş, Türkiye'de 2023'ten bu yana kuraklık yaşandığını hatırlatarak, "Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye en az aynı ölçüde kurak. 2023 yılından itibaren ülkenin batı ve güney yarısında kuraklıkların alan ve şiddet açısından daha fazla etkili olduğu yıllar gündeme gelmeye başladı." değerlendirmesinde bulundu.
AKDENİZ İKLİMİ KARADENİZ'E YAYILIYOR
Kuraklığın Karadeniz bölgesindeki etkilerine de değinen Türkeş, iklim değişikliği nedeniyle Akdeniz ikliminin giderek Batı ve Orta Karadeniz bölgesinde etkisini göstermeye başladığını ifade etti. "Karadeniz'de önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde nemli, ılıman iklim karakterinin yerini Akdeniz iklimine bırakması bekleniyor. Batı Karadeniz'de bu yıl meydana gelen orman yangınları da bu durumu destekleyen bir göstergedir." dedi.
ÇEVRE ÜLKELERDE DE DURUM AYNIDIR
Türkiye'nin yanı sıra çevresinde de benzer bir durumun yaşandığına dikkat çeken Türkeş, "Son bir yıl içinde Balkanlar, Güney Rusya, Ukrayna, Irak ve Suriye'nin kuzeyi, Kafkasların büyük bölümü, Tunus ve Cezayir'de uzun süreli normallerine göre daha sıcak ve kurak koşullar yaşandı. Bu durum, toprak neminden hidrolojik su kaynaklarına, tarımdan enerjiye kadar pek çok alanı etkiliyor." uyarısında bulundu. Türkeş, "Artık her damla su, iklim değişikliği koşullarında çok daha kıymetli hale gelmiştir. Türkiye'nin tüm sektörlerde ve havzalarda entegre bir kuraklık yönetim döngüsünü benimsemesi, yeraltı sularının ve su toplama havzalarının korunması gerektiğini" vurguladı.