Atilla Türkoğlu

İran'a Yönelik Saldırılar: Dünya Medyası Trump'ı Suçluyor, ABD'yi Savaşın Eşiğine Getirdi!

İran'a Yönelik Saldırılar: Dünya Medyası Trump'ı Suçluyor, ABD'yi Savaşın Eşiğine Getirdi!

İsrail ve İran Arasındaki Savaşta ABD’nin Rolü

İsrail’in İran’a yönelik saldırısıyla başlayan ve İran’ın karşılık verme saldırılarıyla devam eden çatışmada ABD de dahil oldu. ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’daki üç nükleer tesisi hedef aldıklarını duyurması, hem ülkede hem de dünya genelinde geniş yankılar uyandırdı. 
NYT: Trump, ABD’yi Ortadoğu Çatışmasına Dâhil Etti
Amerikan The New York Times gazetesi, “İran’ı bombalama kararıyla Trump, ABD’yi Ortadoğu çatışmasına enjekte etti” başlıklı analizinde, ABD’nin İran’daki üç nükleer tesisi bombalayarak İsrail’in çatışmasına katıldığını ve şu anda İran’ın misillemesine hazırlandığını bildirdi. 
Trump’ın Kasım 2024’teki seçim öncesinde ülkesini “yabancı savaşların dışında tutma” vaadini hatırlatan NYT’ye konuşan Trump’ın danışmanlarından biri, Trump’ın bu saldırıları özel olarak “sınırlı eylem” olarak tanımladığını aktardı. 
NYT, İranlı üst düzey yetkililerin muhtemel bir savaş durumunda ABD’ye misilleme yapacağını açıkladığını ve “ABD’nin askeri üslerinin ve bölgedeki diğer çıkarlarının İran füzelerinin menzilinde olduğu” yorumunu yaptı. 
Der Spiegel: Trump, Büyük Bir Risk Aldı
Almanya’nın Der Spiegel dergisi, ABD’nin İran’a yönelik saldırılarını “Trump’ın savaşı” başlığıyla değerlendirdi. Haberde, “ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer tesislerine bombalı saldırılarla birlikte ülkesini yeni bir Ortadoğu savaşının içerisine soktu. Bunun yanı sıra büyük bir risk üstlendi” ifadelerine yer verildi. 
Trump’ın “Yeni savaş yok” taahhüdünü hatırlatan haberde, Trump’ın ABD’yi yeni bir savaşın içine çektiği belirtildi. “Bu, tarihi bir an” şeklinde değerlendirilerek, “Bu an, Trump'ın başkanlığını olumlu ya da olumsuz bir şekilde şekillendirecek. Ayrıca, dikkatleri kesinlikle Trump'ın son zamanlarda artan krizler ve eleştirilerle başa çıkma durumundan başka bir yöne kaydıracak.” vurgusu yapıldı.
ABD Başkanı’nın saldırılarla ilgili sosyal medyada yaptığı paylaşımlar da dikkat çekti. Bu paylaşımların “Trump’ın ilk kişisel savaşı olması ve bunun sosyal medya üzerinden yürütüldüğü” iddia edildi. Trump’ın paylaşımlarının bir gencin üslubunda olduğu belirtilirken, “Her şey kişisel, aşırı, duygu ve ilgi açlığıyla dolu... Genelde eğlenceli, ancak bu kez varoluşsal ve gerçekten korkutucu” denildi. 
France 24: Netanyahu Saldırdı, Trump U Dönüşü Yaptı
Fransa’nın France 24 haber sitesi, “İran'ı bombalayan Trump, diplomasi yerine güç kullanımına bahse girdi” başlıklı değerlendirmesinde, ABD’nin İran ile yaşadığı çatışmanın sıklıkla “gölgelendiği” ve ABD’deki politika yapıcıların “çoğu zaman diplomasinin tercih edilebilir bir yol olduğuna inandıklarını” belirtti. 
Trump’ın saldırı emri ile birlikte güç kazanan İsrail ile ABD’nin çatışmayı gün yüzüne çıkardığına dikkat çeken haberde, bunun “sonuçlarının bir süre daha net olmayacağı” ifade edildi. 
ABD istihbaratının İran’ın nükleer bombaya sahip olmadığı sonucuna vardığını hatırlatan haberde, İran doğumlu İsveçli yazar ve aktivist Trita Parsi’nin değerlendirmesine de yer verildi. Parsi, Trump’ın “İran’ın 5 ile 10 yıl içinde nükleer silahlara sahip bir ülke haline gelme ihtimalini artırdığını” belirtti. Aynı zamanda Quincy Sorumlu Devlet İdaresi Enstitüsü’nün İcra Direktör Yardımcısı olan Parsi, “Stratejik başarıyı taktiksel başarı ile karıştırmamalıyız” dedi. 
Trump’ın kendisini uzlaştırıcı bir figür olarak tanıttığı ve İran ile nükleer anlaşmaya varılması konusunda umutlu olduğunu söyleyen France 24, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İran’a saldırmasının ardından Trump yönetiminin İran ile yeni müzakerelere hazırlanmakta olduğunu vurguladı. 
Bunun “Trump’ın aniden U dönüşü yapmasına yol açtığını” kaydeden France 24’te, Savunma Öncelikleri askeri analiz direktörü Jennifer Kavanagh, “Trump’ın kendi diplomasi çabalarını yarıda kesmesi, orta ya da uzun vadede bir anlaşma yapma olasılığını çok daha zor hale getiriyor. İran’dan artık Trump’ın sözlerine güvenmesini ya da taviz vermenin ülkenin çıkarına olacağına inanmasını sağlayacak hiçbir şey yok” şeklinde görüş belirtti.