Harvardli Uzmandan Şok İtiraf: Bu Meyve Bağırsaklarınızı Tehdit Ediyor!

Dr. Saurabh Sethi'den Meyveler Hakkında Önemli Uyarılar
Harvard mezunu gastroenterolog Dr. Saurabh Sethi, Instagram hesabı aracılığıyla meyvelerin hepsinin eşit olmadığını, bazı türlerinin sindirim sistemimize zarar verebileceğini belirtti.
Dr. Sethi'nin dikkat çektiği en zararlı meyve ise dünya genelinde sıklıkla kahvaltılarda tercih edilen aşırı olgunlaşmış muzlar oldu.
Dr. Sethi, aşırı olgunlaşmış muzların yüksek şeker içeriği sebebiyle kan şekerini artırabileceğini ve bağırsak bakterileri için yeterli besin kaynakları sağlamadığını ifade etti.
Araştırmalar, muz olgunlaştıkça dirençli nişasta ve toplam diyet lifinin azaldığını, buna karşın şeker miktarının arttığını göstermektedir.
Dirençli nişasta, sindirim sistemindeki enzimlere karşı koyarak sindirimi yavaşlatan bir karbonhidrat türüdür.
Bu tür nişasta, ince bağırsakta parçalanmadığı için glikoz seviyelerini artırmaz. Özellikle hafif yeşil muzlar, dirençli nişastalar içermesiyle kalın bağırsakta fermente olup, prebiyotik özellik göstererek bağırsaktaki yararlı bakterileri besler.
Bu nedenlerle, aşırı olgunlaşmış muzlar Dr. Sethi'nin önerileri arasında yer almazken, hafif yeşil muzlar daha az zararlı bulunarak on üzerinden beş puan aldı.
Dr. Sethi, her meyvenin aynı etkiye sahip olmadığını ve bazıların sindirim sistemimizde olumsuz etkilere yol açabileceği konusunda uyarılarda bulundu.
Aşırı olgunlaşmış muzlar, yüksek şeker içeriği nedeniyle kan şekerini yükseltebilirken, hafif olgunlaşmamış muzlar diyet lifi açısından daha zengin olup kalp hastalığı, felç, tip 2 diyabet ve bağırsak kanseri riskini azaltmakla ilişkilendirilmektedir.
Diyet lifinin kabızlığı önleme, sindirimi destekleme ve daha uzun süre tok hissetmemizi sağlama gibi faydaları bulunmaktadır.
Dr. Sethi'ye göre kivi, çözünür lif açısından mükemmel bir kaynak olup, 80 gramlık bir porsiyonunda yaklaşık 2 gram lif barındırmaktadır.
Çözünebilir lifler, bağırsakta suyu çekerek jel oluşturur ve kabızlığı hafifletirken, bağırsak hareketlerinin sıklığını artırır.
Kronik kabızlık, bağırsak kanseri ile ilişkilendirilmiş ciddi bir sorundur.
Araştırmalar, yavaş çalışan sindirim sisteminin, sindirim sistemi kanserlerine yakalanma riskini %50 oranında artırdığını, düzenli bağırsak hareketlerinin ise toksinlerin bağırsak duvarında kalış süresini en aza indirdiğini göstermektedir.
Kolorektal cerrah Haney Yousef, Daily Mail’e verdiği röportajda, 'Zarar veren maddelerle uzun süreli temas, kolon ve rektumun hassas dokusuna zarar verebilir,' demişti.
Bu nedenle, bu atıkların tuvaletle atılması ne kadar sık olursa o kadar faydalıdır.
Dr. Sethi'nin bağırsak sağlığını destekleyen meyveler arasında yaban mersini öne çıkarken, onu nar izlemektedir.
Bu meyveler, serbest radikallerle savaşarak vücudun hastalıklarla mücadelesine yardımcı olan antioksidanlar içermektedir.
Nar, vücuttaki iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olabilecek ve kalp hastalıkları ile ilişkilendirilen güçlü polifenol bileşeni ellagitaninleri barındırır.
Barselona Üniversitesi'ndeki beslenme uzmanları tarafından yürütülen bir araştırmada, koyu renkli meyveler, sirkelerin, kakao ve zeytinyağının yüksek polifenol içerikli bir diyeti uygulayan katılımcıların, az polifenol tüketenlere göre kalp hastalığına yakalanma riskinin %46 daha düşük olduğu gözlemlenmiştir.
Ortada kavun, armut ve elma yer alırken, üzümler ve portakallar ise on üzerinden iki ve üç puan aldı.
Üzüm, büyük ölçüde sudan oluşarak, C vitamini ve potasyum açısından zengin olduğu kadar, iltihaplanmayı azaltarak hastalık riskini de düşürmektedir.
Ancak diğer meyvelerle kıyaslandığında kalori ve besin değeri daha düşüktür.
Portakal, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve enfeksiyonlarla savaşmak için faydalı olan C vitamini, folat ve antioksidanlarla doludur; fakat fazla tüketimi olumsuz sonuçlar doğurabilir.
British Journal of Dermatology dergisinde yayımlanan bir araştırma, narenciye tüketiminin artmasıyla cilt kanseri riskinin de artabileceğine dair önemli bulgular elde etmiştir.
Uzmanlar, bu durumun meyvelerin cilde ışığa duyarlı hale getirmesinden kaynaklandığını öne sürmekte, ancak bu bulguların ve uzun vadeli sağlık üzerindeki etkilerinin daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyduğu vurgulanmaktadır.
C vitamini ise sağlıklı bir cilt, kan damarları, kemikler ve kıkırdaklar için gereklidir ve bu vitaminin eksikliği iskorbüt hastalığına yol açabilir.
NHS, yeterli C vitaminini günlük beslenmeyle alabileceğinizi belirtmesine rağmen, bu vitaminin vücutta depolanamaması bazı bireyler için takviye gereği doğurabilmektedir.