Mert Doğru

Gökbilim Dünyasında Devrim: Samanyolu'nun Merkezindeki Kara Deliğin Sırrı Nihayet Ortaya Çıktı!

Gökbilim Dünyasında Devrim: Samanyolu'nun Merkezindeki Kara Deliğin Sırrı Nihayet Ortaya Çıktı!

Samanyolu’nun Merkezindeki Kara Delikten Gelen Gizemli Rüzgarlar Keşfedildi

Gökbilimciler, Samanyolu galaksisinin merkezindeki süper kütleli kara delikten dışarıya doğru esen ve uzun süre teorik bir varlık olarak bilinen fakat kanıtlanamayan rüzgarların izini buldu.

Diğer galaksilerdeki benzer kara deliklerden güçlü rüzgarlar gözlemlenirken, kendi galaksimizin merkezindeki Sagittarius A uzun bir dönem boyunca oldukça sessiz kalmıştı.

Geçtiğimiz ay bilimsel makale arşivi arXiv'de yayımlanan çalışmaya göre araştırmacılar, soğuk gazın temizlendiği koni biçiminde bir bölge keşfetti.

Bu buluş, astronominin son yarım yüzyıldaki en önemli sırlarından birini çözme potansiyeline sahip. Maryland Üniversitesi'nden astrofizikçi Lia Hankla, "Eğer bu veriler doğruysa, galaksimizin merkezi açısından son derece heyecan verici ve geniş çaplı sonuçlar doğuracak bir keşif" ifadelerini kullandı.

Ancak Hankla, "Bu rüzgarın varlığını gösteren kanıtların olması ve ölçülebilir parçacık akışına dair verilerin bulunması faydalı olur" diye ekledi.

Süper kütleli bir kara deliğin etrafında bulunan madde diskinin içine düşen gaz, aşırı derecede ısınma sürecine girer. Bu gaz, kara deliğe düşmek yerine ısı, radyasyon ve manyetik kuvvetlerin etkisiyle dışarı atılabilir.
Bu rüzgarlar, çevresindeki soğuk gazı dağıtarak yeni yıldızların oluşumunu engelleyebilir ve galaksilerin evriminde belirleyici bir rol üstlenir.

Ancak galaktik merkezde yoğun yıldız, gaz ve toz bulutlarının bulunması, Sagittarius A'dan kaynaklanan rüzgarların keşfini neredeyse imkansız hale getiriyordu.

Olay Ufku Teleskobu 2022 yılında Sagittarius A'yı görüntülemiş olsa da, gözlem alanı kara deliğin etrafına dair yeterli bilgi sağlayacak kadar geniş değildi.

Diğer yandan Northwestern Üniversitesi'nden astrofizikçi Lena Murchikova ve gökbilimci Mark Gorski, Şili'deki Atacama Büyük Milimetre/Milimetre-altı Dizisi (ALMA) teleskobunu kullanarak bu engeli aşabileceğini düşündü.

66 antenden oluşan bu radyo teleskop dizisi, hem toz bulutlarının arkasını görebilmekte hem de soğuk moleküler gazın zayıf sinyallerini algılayabilmektedir.

Yaklaşık 100 saatlik gözlem sonrası ekip, karbon monoksit gazına ait verileri haritalandırdı. Gorski, sinyallerin çok karmaşık olabileceği düşünülerek 1990'lardan beri bu gazın galaktik merkezde detaylı bir araştırmaya konu edilmediğini ifade ederek, "Zaman kalırsa bakarız diye düşünüyorduk" dedi.

Haritalama sonucu, kara deliğin yakınında koni şeklinde belirgin bir boşluk tespit edildi. Ekip, bu haritanın üzerine NASA'nın Chandra X-ışını Gözlemevi verilerini eklediğinde, X-ışınlarının da aynı konik şekli izlediğini fark etti. Araştırmacılar, bu durumu daha önce tespit edilememiş sıcak bir plazma rüzgarının etkisiyle soğuk gazı süpürerek X-ışınları yaymasına bağladı.

Bulgulara göre rüzgar, galaktik diskin düzleminden 45 derecelik bir açıyla dışarıya doğru yayılmakta ve yaklaşık 3 ışık yılı uzunluğunda bir alanı etkilemektedir. Bu açı, Sagittarius A'nın dönüş ekseninin galaktik düzlemle tam olarak hizalı olmadığını göstermektedir.

Murchikova, "Bu bulgu evrendeki yerimizin eşsiz olmadığını doğruluyor" dedi ve ekledi:
"Şimdi araştırmacıların, bu rüzgarların kara deliğin etrafında dönen maddeden nasıl oluştuğunu daha ayrıntılı bir biçimde anlamaları gerekiyor."
Bununla beraber George Mason Üniversitesi'nden astrofizikçi Shobita Satyapal ise bu keşfin, kara delik rüzgarlarının zaman içindeki değişimini ve yıldız oluşumunu nasıl şekillendirdiğini anlamak için yeni araştırmaları tetikleyeceğini belirtti.

Satyapal, "Bu alanda büyük bir dönüşüme tanıklık edeceğiz" diyerek sözlerine devam etti. Araştırmanın bir sonraki adımı, Sagittarius A'nın geçmişteki aktivitesini anlamak ve bu rüzgarların galaktik düzlemin 50 bin ışık yılı üzerine ve altına uzanan "Fermi kabarcıkları" olarak bilinen dev gama ışını yapılarını nasıl oluşturduğunu çözmek olacak.

Gorski, rüzgarın "tuhaf bir şekilde yapılandığını" ve yakındaki gaz bulutlarının akış yönünü değiştirebileceğini belirtse de, bu bulgunun "kendi kozmik yuvamıza bakışımızı köklü bir biçimde değiştirdiğini" düşündüğünü sözlerine ekledi.