Ekrem Tansel

Gluten İntoleransı Hakkında Bilinmeyenler: Yanılgılarınızı Gözden Geçirin!

Gluten İntoleransı Hakkında Bilinmeyenler: Yanılgılarınızı Gözden Geçirin!

### Glutenin İrritabl Bağırsak Sendromuna Etkisi Yeniden Gözden Geçiriliyor

Glutenin irritabl bağırsak sendromu (IBS) semptomlarını tetiklediğine dair yaygın bir algı, tüm hastalar için geçerli olmayabilir. Kanada’daki McMaster Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma, glutenin düşünüldüğü kadar yaygın bir tetikleyici olmadığını öne sürmektedir.
Bu çalışma, Sindirim Hastalıkları Kliniği'nde, gluten intoleransı olduğuna inanarak glutensiz diyet uygulayan 28 IBS hastasını incelemiştir. Katılımcılara bir hafta boyunca farklı içeriklere sahip tahıl barları verilmiştir: saf glüten, tam buğday unu ve glütensiz un içeren ürünler. Bu barların hangi içerikte olduğunu katılımcılar bilmemekteydi. Her bir bar sonrasında iki hafta süren bir ara verilmiştir.

Araştırma sonrasında üç farklı grup, hatta glütensiz plasebo barı tüketenlerin bile semptomlarında kayda değer bir farklılık gözlemlenmemiştir. Glütensiz barı tüketen hastaların yaklaşık yüzde 30’u, IBS semptom şiddeti ölçeğinde 50 puanlık bir kötüleşme yaşamıştır.

Çalışmanın kıdemli yazarı Prof. Premysl Bercik, "Bazı bireylerde glütene karşı gerçek bir hassasiyet olabilir. Ancak pek çok hasta için asıl belirleyici etken, glutenin zararlı olduğuna dair güçlü inançlarıdır" açıklamasında bulundu.
Araştırmacılar, bu inancın hastaları gereksiz ve potansiyel olarak zararlı diyet kısıtlamalarına yönelttiğini belirtmiştir. Glütensiz ürünlerin çoğu, daha fazla yağ, şeker ve tuz içermenin yanı sıra daha az lif ve protein sunarak uzun vadede yetersiz beslenmeye ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açabilir.
Dikkat çekici bir başka bulgu ise, sonuçlar kendilerine anlatılsa dahi katılımcıların çoğunun glüteni tetikleyici olarak görmeye devam etmesidir. Prof. Bercik, bu durumun psikolojik etkenlerle bağlantılı olabileceğine vurgu yaparak, "Hastaların klinik yönetiminde psikolojik danışmanlık da önemli bir yer edinmelidir" dedi.

Lancet Gastroenterology and Hepatology dergisinde yayımlanan bu çalışmada, sosyal medyanın bu eğilimde etkili olduğu vurgulandı. Birçok birey, etkili kişilerin glutenle ilgili olumsuz deneyimlerini izleyerek kendi diyet tercihlerine yön vermektedir.
Çalışmaya katılmayan Ruhr Üniversitesi'nden Prof. Sigrid Elsenbruch ise, “Sağlıklı alışkanlıkları değiştirmek zordur. IBS gibi kronik durumlarda diyet tercihleri, inançlardan çok hastalığın karmaşıklığını yansıtıyor olabilir” şeklinde ifadelerde bulunmuştur.

Araştırma, IBS tedavisinde psikolojik faktörlerin ve bireysel inançların kritik bir rol oynadığını ortaya koyarken, bilim insanları bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerektiğinin altını çizmektedir.

İrritabl bağırsak sendromu; şişkinlik, ishal, kabızlık ve karın krampları gibi semptomlara neden olan kronik bir sindirim bozukluğudur. İngiltere’de yetişkinlerin yaklaşık yüzde 20’sini etkilediği tahmin edilmektedir. Diğer yandan, çölyak hastalığı glütene karşı bağışıklık sistemi kaynaklı bir reaksiyon olarak nüfusun yaklaşık yüzde 1’ini etkilerken, gluten duyarlılığı (NCGS) adı verilen durumun toplumda yaklaşık yüzde 13 oranında görüldüğü düşünülmektedir. Bilim insanları, belirtilerin bazı durumlarda "nocebo etkisi" ile ortaya çıkabileceğine de dikkat çekmektedir.