Mert Doğru

Fransa'da Şok Gelişme: Hükümet Krizi ve Aşırı Sağın Etkisi!

Fransa'da Şok Gelişme: Hükümet Krizi ve Aşırı Sağın Etkisi!

Fransa'da Hükümet Krizi: Michel Barnier Güvenoyu Alamadı

Fransa'da güven oyu alamayan Michel Barnier'in hükümeti düştü.

Fransa’nın sol kanadı olan Yeni Halk Cephesi, Barnier’in eylül ayında başbakan olarak atanmasından bu yana sürekli onunla çatışma içinde olmasına rağmen, aşırı sağcı Ulusal Birlik’in (RN) kendi desteklemesine tam bağımlı bir hükümeti düşürme kararı alması daha da şaşırtıcı oldu.

France24'te yer alan habere göre, Marine Le Pen'in liderliğindeki RN, uzun yıllar boyunca kendisini hükümetin kontrolünü ele alabilecek, sorumlu bir parti olarak kamuoyunda konumlandırmaya çalıştı; hem kendi lekeli, Yahudi karşıtı geçmişinden kaçınarak, hem de solun son dönemdeki sert muhalefet gösterilerinden uzak durarak.

RN, ilk günden itibaren Barnier hükümetinin kaderi üzerinde önemli bir kontrol sağladı ve 49.3. Maddeyi uygulama kararını açıklamadan önce bile “isteksiz tavizler” talep etmeyi sürdürdü.

Oylamadan önceki günlerde, Barnier, parti tarafından belirlenen elektrik zamları ve ilaç geri ödemelerini azaltma planı gibi birçok “kırmızı çizgide” geri adım atmıştı.

Lorimer, RN'nin Barnier'in kemer sıkma politikalarını desteklemenin siyasi bedelinin çok yüksek olduğunu düşünebileceğini belirtti.

“Şu ana kadar 'saygınlaştırma' kartını etkili bir şekilde kullandılar. Ancak Barnier'in politikalarına çok yakın bir şekilde algılanmaları, destek kaybetme riski ile karşı karşıya kalacaklarının farkındalar,” dedi.

“Benim görüşüm, popüler olmayan bir hükümeti destekliyor gibi görünmenin, ona 'dur' demekten daha tehlikeli olduğuna karar verdiler ve bu durum, erken cumhurbaşkanlığı seçimi talebini haklı çıkardıklarını ileri sürdü.”

Capoccia ise durumu daha basit bir şekilde değerlendirdi. Aşırı sağın önde gelen isimlerinden Marine Le Pen’in Avrupa Birliği fonlarından milyonlarca avroyu zimmetine geçirme iddialarıyla beş yıl boyunca siyasi faaliyet yasağı ile karşı karşıya kaldığı bir dönemde RN'nin ani bir güç gösterisine ihtiyaç duymuş olabileceği ifade edildi.

“Bana kalırsa, bu gerçekten bir 'ya hep ya hiç' stratejisi,” dedi. Partinin, “istikrar sağlayıcı bir güç, yakın gelecekte hükümet kurma potansiyeline sahip güvenilir bir parti” olarak gösterilmesinin, sadece Marine Le Pen’in konumunun sorgulanmaya başlamasıyla sürdürülebileceğini vurguladı. Temelde RN, liderinden bağımsız olamayan bir partidir.”

Lorimer, sonuç olarak RN'nin kendi çelişkileri içinde sıkışıp kaldığını ve günümüz siyasi düzeninden kopmak için radikal bir arzu gösteren, fakat ülkenin siyasi kaos içine düşmesini istemeyen orta sınıf muhafazakârları arasında destek bulma gerekliliğiyle yüzleştiğini ifade etti.

“RN, aynı anda iki şeyi başarıyla yürütmeye çalışmak zorunda,” dedi. “Bir yandan mesajını yumuşatma ve cazibesini arttırma çabası içinde daha saygın görünmesi gerekiyor. Diğer yandan ise daha radikal seçmen kitlesinin desteğini kaybetme riskini üstlenemiyor.”