Ali Şen Yoğun Bakımda

İş insanı ve Fenerbahçe Spor Kulübü'nün 31. başkanı Ali Şen, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle yoğun bakıma alındı.

KİMSEYİ TANIMIYOR

Sabah gazetesi yazarı Yavuz Onat, bu üzücü durumu köşe yazısında duyurdu.

Onat, 86 yaşındaki Ali Şen'in konuşamadığını ve tanıdığı kimseyi hatırlamadığını aktardı.

Ali Şen’in oğlu Metin Şen, babasının sağlık durumu hakkında "Elimizden ne gelir? Dua etmekten başka." şeklinde ifade etti.

ALİ ŞEN KİMDİR?

Türk spor camiasının en unutulmaz isimlerinden biri olan Ali Şen, yalnızca Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığı değil, aynı zamanda iş hayatı, göç hikâyesi, mücadeleci kişiliği ve renkli yaşamıyla da hafızalarda yer edinmiştir.

Ali Şen, 1939 yılında Yugoslavya'nın dağılmasından önce Kosova’nın Prizren kentinde dünyaya geldi. Babası Hasan Maga, annesi ise Zehra Hanım’dır. Kendisi, üç kardeşin en küçüğüdür. Eğitimine Arnavutça başlayıp Türkçe ve Sırpça ile devam etmiştir.

17 yaşında, Yugoslavya'da "asker öncesi eğitim" dersinde Tito'ya bağlılık beklenirken, "Benim vatanım Türkiye ve beni Atatürk'ün ordusu ilgilendiriyor, Yugoslav ordusu değil." şeklinde bir cevap vermesi sonucu hayatı değişmiştir. Bu sözler üzerine, ailesiyle birlikte dört gün içerisinde Türkiye'ye göç etme kararı almışlardır. Tüm mal varlıklarını geride bırakan aile, İstanbul Fatih Saraçhane'de zorlu koşullar altında yeni bir hayata başlangıç yapmıştır.

ÇALIŞMA HAYATI

Göç sonrası ekonomik zorluklar sebebiyle Ali Şen’in eğitim hayatı yarım kalmıştır. Henüz 17 yaşındayken manavlık yaparak iş hayatına adım atmıştır. Kendi girişimciliğiyle sipariş sistemi geliştirmeye çalışsa da bu macera sadece 23 gün sürmüştür. O günlerden beridir "gavur" ifadesiyle yaşadığı kırgınlığı hayatı boyunca unutmadığını şu sözlerle ifade etmiştir:

"Yağmurlu bir gündü ve evlerden sipariş alıyordum. Adamın biri kapıyı açtı ve sinirli bir şekilde, 'Bana bak ulan! Siz gavurlar buraya geldiniz bizim kadınlara asılıyorsunuz.' dedi ve beni kovdu. O gavur lafı bana çok koydu. Asılmanın ne demek olduğunu bilmiyorum ben. Biz hanımefendi derdik, kadın bile demezdik. Osmanlı Türkçesi ayrı bir Türkçeydi. Manavlığımın 23. gününde adam yakama yapışıp o lafları söyleyince, o gün manavlığı bıraktım. Özellikle gavur lafı çok koydu bana, ki hala içimdedir bugün.”

DERİCİLİKLE GELEN SERVET

Kısa süre içinde kaynakçılıkta ustalaşan Ali Şen, aynı zamanda o dönemlerde sanata olan ilgisini geliştirmiş ve rock and roll şampiyonu olmuştur. Bu dans gösterileri sırasında ABD'li John Smith ile tanışmıştır. Tüpraş rafinerisini yapan şirketin önemli isimlerindendir. Smith, Ali Şen'e yurtdışında çalışma teklifi etmiştir.

Danimarka’da çalışırken geliştirdiği projelerle dikkat çekmiş ve üst düzey yöneticiliğe kadar yükselmiştir. Burada tanıştığı eşi Bente Hanım ile evlenmiş ve Adnan ile Metin adında iki çocukları olmuştur.

1960’ların sonlarına doğru dericilik sektörüne adım atarak Türkiye’ye dönmüştür. Danimarka’daki bağlantılarını Türkiye’de kurduğu işlerle birleştirerek kısa sürede ihracata yönelmiş ve ülkenin ilk deri konfeksiyon ihracatçılarından biri olmuştur. Kısa zamanda da milyonerliğe ulaşmıştır.

GAZETECİLİK VE SPOR DÜNYASINA ADIM

Danimarka'da tanıştığı gazeteci dostları aracılığıyla Türkiye'ye döndüğünde Milliyet gazetesinde yazmaya başlamıştır. Futbol dünyasının önemli figürleriyle röportajlar gerçekleştirmiştir. En unutamadığı anısı ise Pele ile yaptığı 10 dakikalık görüşmenin gazetede 11 gün boyunca yazı dizisi halinde yayımlanmasıdır.

Bu süreçte, Fenerbahçe Başkanı Emin Cankurtaran’a yönelttiği sert eleştiriler, Ali Şen’in aniden Fenerbahçe yönetimine girmesine neden olmuştur. Basketbol şubesinden sorumlu olmuş fakat tüm harcamaları cebinden karşıladığı için görevden ayrılmak zorunda kalmıştır.

"ALİ ŞEN BAŞKAN FENERBAHÇE ŞAMPİYON"

Türkiye Futbol Federasyonu'ndaki görev yıllarında kendi takımına bile ceza verilmesi gerektiğini savunmasıyla dikkati çekmiştir. Bu tavrı nedeniyle Fenerbahçe’den ihraç edilmesine rağmen kısa süre içerisinde taraftarların gönlünde bir yer edinmiştir. İşte o dönemde tarihe geçen slogan doğmuştur: “Ali Şen başkan, Fenerbahçe şampiyon!”

İlk başkanlık dönemi (1981-1983): Fenerbahçe’yi şampiyonluğa taşımış ve hem lig hem de Türkiye Kupası zaferi elde edilmiştir.

İkinci başkanlık dönemi (1994-1998): Fenerbahçe’ye tekrar şampiyonluk getirmiştir; Trabzonspor ile unutulmaz bir mücadele yaşamıştır.

Her iki dönemde de şampiyonluk sonrası görevi bırakması, Ali Şen’i Türk futbolunda farklı bir konuma taşımıştır.