Evlilikte Mutluluğun Anahtarını Keşfettik!

Evlilik: Mutluluk İçin Bir Anahtar Değil Mi?

Evlilikle ilgili nesiller boyunca anlatılan parıltılı bir masal mevcuttur: Nikahın kıyıldığı anda her şeyin sihirli bir şekilde düzeleceği inancı. Sinema, ilişkideki tüm çatışmaların ve güvensizliklerin “Evet” denilmesiyle yok olacağını, gerçek mutluluğun o andan itibaren başlayacağını vaat ediyor.

Fakat Ağustos 2025’te Journal of Personality dergisinde yayımlanan bir çalışmanın sonuçları, bu romantik hikayenin gerçeği pek yansıtmadığını gözler önüne seriyor.

Bu araştırmaya göre, evlilik ne bir “mutluluk iksiri” oluşturuyor ne de ilişkideki tüm problemleri ortadan kaldıran bir dönüm noktası oluyor.

“EVLİLİK HER ŞEYİ ÇÖZER” YANILGISI

Psikolojik araştırmalar, uzun bir süredir romantik ilişkilerin bireylere duygusal, sosyal ve hatta fiziksel avantajlar sağladığını ortaya koymuştur. Ancak toplumda hâlâ bu avantajların en üst seviyesi olarak evliliğin görüldüğü bir algı mevcut. Evlilik, bir ilişkinin “doğal ve nihai çözümü” olarak düşünülüyor.

Bu varsayıma karşı koyan araştırma, 1984-2019 yılları arasında İngiltere ve Almanya’da toplanan 35 yıllık verileri inceledi. 1.100’ü aşkın evli bireyin yaşam memnuniyetinin ölçümü yapıldı. Amaç basit: Evliliğin bireylerin yaşam tatminini gerçekten artırıp artırmadığını belirlemek.

Veriler, beklenen “mutluluk artışının” evlilikten değil, ilişkinin başlangıcından kaynaklandığını gösterdi. Yani çiftlerin mutluluk seviyesindeki en büyük artış, iki kişinin birbirine aşık olup ilişkiye başladığı dönemlerde yaşanıyordu.

GERÇEK MUTLULUĞUN TEMELLERİ

Araştırmacılara göre bunun nedeni, mutluluğun ilişkiye bağlı olarak gelişmesidir. Evlilik, mevcut mutluluğun bir devamı olarak algılanıyor.

Gerçek mutluluk, partnerle kurulan bağdan, desteklenmekten ve ilişkinin tatmin edici ve sürdürülebilir hissettirmesinden kaynaklanıyor. Sağlıklı bir ilişkide evlenmek veya birlikte yaşamak gibi kilit noktalar bu mutluluğu pekiştiriyor, ancak var olmayan bir mutluluğu yaratmıyor.

“HER ŞEY DÜZELECEK” TUZAĞI

Araştırma, “mutlu son” inancının yarattığı tehlikeye de değiniyor. Birçok çift, sorunlarının evlilikle çözüleceğini düşünmekte ve birlikte yaşarlarsa tartışmaların sona ereceğini, evlenirlerse aralarındaki mesafenin kapanacağını ummaktadır. Oysaki Forbes’un yaşam yazarı Mark Travers’a göre evlilik, mevcut sorunları büyütme eğilimindedir.

Mutlu çiftler genellikle zaten güçlü bir temele sahip olanlardır. Onlar için “Evet” demek, bir kurtuluş değil, bir kutlama anlamı taşımaktadır. Evlilik öncesindeki mutluluğunu inşa eden çiftler, evlendikten sonra da aynı tatmini sürdürmeye devam eder.

Zira evlilik, her zaman ilişkide halihazırda var olan dinamiklerin bir devamı niteliğindedir. Araştırmacılar, mutlu evliliğin asıl sırrının, süreklilik arz eden mutlu ilişkide yattığını vurguluyorlar."