Ekrem Tansel

Eski milli atlet, sporcular yetiştirerek ekmeğini taştan kazanıyor!

Eski milli atlet, sporcular yetiştirerek ekmeğini taştan kazanıyor!

Koçyiğit: Zorluklara Rağmen Atletizmden Vazgeçmedi

Ortaokul döneminde beden eğitimi öğretmeninin teşvikiyle atletizme adım atan Muzaffer Koçyiğit, lise yıllarında 3 bin, 5 bin ve 10 bin metrelerde kazandığı Türkiye şampiyonlukları sayesinde "yılın en iyi sporcusu" unvanını elde etti.

Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünü kazanan Koçyiğit, üniversite yıllarında da başarılı sporculuk kariyerine devam etti. Ancak, üçüncü sınıfta yaşadığı sakatlık nedeniyle pistlere veda etmek zorunda kaldı.

Bu süreçten sonra antrenörlük kariyerine yönelen Koçyiğit, milli takıma önemli atletler kazandırmak için çalışmalarını sürdürdü. Ailesinin geçimini sağlayabilmek adına taş ocağında çalışmaya da başladı.

Taş ocağında kaya biçimlendirme gibi çeşitli işlerde görev alan Koçyiğit, zorlu bir işte çalışmasına rağmen atletizmden kopmadı. İş günlerinin ardından gönüllü antrenörlük yaparak Türk atletizmine yeni yetenekler kazandırmaya devam etti.

Geçmişte Türkiye'yi yurt dışında temsilen koşu ve yürüyüş branşlarında milli atletlerin antrenörlüğünü üstlenen Koçyiğit, günümüzde de Muhammed Miraç Şahin ve Sinem Yurt gibi Türkiye rekoru sahibi sporcularla antrenmanlarını sürdürmektedir.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Muzaffer Koçyiğit, atletizm serüvenini başarılar ve madalyalarla dolu bir dönem olarak tanımlarken, özellikle uzun mesafe ve maraton koşularında Türkiye'nin önde gelen atletlerinden biri olmayı başardığını ifade etti.

Ömer Halisdemir Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünü tamamladığını belirten Koçyiğit, ardından Aksaray'da antrenörlük yapmaya başladığını söyledi. Milli takım antrenörlüğüne yükseldiğini dile getiren Koçyiğit, "Üniversite yıllarımda da sporculuk yaptım ve kulüplerde yarıştım. 3 bin, 5 bin ve engelli koşularında şampiyonluklarım var. Lisede yılın en iyi sporcusu seçilmiştim. 3 bin ve 5 bin metrede en iyi performansa sahip sporcu oldum. Bu başarılar hayatıma olumlu yansıdı." diye konuştu.

Aksaray'da antrenörlük yaptığı dönemde 2003 yılında memleketi Kayseri'ye döndüğünü ve ailesinin geçimini sağlama amacıyla taş ocağında işçi olarak çalışmaya başladığını ifade eden Koçyiğit, şunları söyledi:
"Kayseri Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'nde antrenör kadrosu alamadım. Kadro olmadığından, çalışmak ve ailemin geçimini sağlamak zorundaydım. Arkadaşlarımın önerisi üzerine bu işe başladım. Taş ustalığını öğrendim, atölyede kesim yaptım ve fabrikada makineleri kullandım. Yaptığım iş kişiliğime uygun geldi. Antrenörlüğe dönüş yapmak istedim fakat günümüz şartları buna uygun olmadı. İçimdeki ukdeyi gidermek ve ülkemize vefa borcumuzu ödemek için bilgi birikimlerimle spora katkıda bulunmak adına fabrikadan kalan zamanlarımda sporcu yetiştirdim."
Spordaki azim ve mücadeleci karakterinin taş ocağındaki işine de yansıdığını belirten Koçyiğit, "İşimde prensipli çalıştığım için iş yerleri de bana iyi maaş vererek mesleğimden kopmamı sağladı. Bu işi ne kadar bırakmak istesem de nasip olmadı. Ekmeğimizi taşla kazanmamız gerektiğini deneyimleyerek öğrendik." dedi.

Koçyiğit, zaman zaman umutsuzluğa kapıldığına rağmen, ağır ve yorucu bir mesai sonrasında bile sporcu yetiştirmekten vazgeçmediğini ifade etti.

Vakti olmamasına rağmen sevdiği spordan uzak kalamadığını anlatan Koçyiğit, şöyle devam etti:
"Şampiyon sporcular yetiştirmeyi başardım. Zamanım olsaydı, daha üst seviyede ülkemiz için sporcular yetiştirirdim. Taş malzemesi ağır, herkes çalışamayacak kadar zor. Biz taşa biçim veriyoruz; milimetrik hassasiyetle kesiyoruz ve şekillendiriyoruz. Aynı özeni sporcularımıza da gösteriyorum; onların fiziklerinin gelişimi ve şampiyon olabilmeleri için elimden geleni yapıyorum. Sporcularımı adeta taş gibi işliyorum. Bugüne kadar düğünler ve akraba etkinliklerine katılmadım. Akşamları öğrencilerle antrenman yapıyorum. Zamanım kısıtlı, bu yüzden öğrencilerime harcıyorum. Bazen yorgunluk hissediyorum, bırakmak istiyorum ama gelen yeni yetenekler benim için bir umut. Onların hayatına dokunmak beni mutlu ediyor."


17 yaşındaki orta mesafe koşucusu Nurcan Akpınar da Muzaffer Koçyiğit ile bu spora başladığını ve 8 yıldır beraber çalıştıklarını belirtti.

Hocalarının fedakarca kendileriyle ilgilendiğini kaydeden Akpınar, "Hocamız çalıştığı için bazen antrenmanlara geç geliyor, ama zor bir işte çalışıyor. Bazen işinden dolayı sakatlık yaşıyor ama bizi asla mahrum bırakmıyor. Muzaffer hocam sabahtan akşama kadar çalışıyor, çocuklarının yanına gitmeden bizim yanımıza geliyor. 3 saat boyunca bizimle antrenman yapıyor. Kendisine çok teşekkür ediyoruz." ifadelerini kullandı.