İbrahim Uysal

EDS'ler artık ceza kapısı değil, güvenlik sağlıyor!

EDS'ler artık ceza kapısı değil, güvenlik sağlıyor!

EDS Sistemleri Yeniden Gözden Geçirilecek

Trafik Kanunu çerçevesinde, belediyeler veya belediyelere bağlı şirketler tarafından kurulan Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) yeniden değerlendirilecek. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 21 Ekim'de yaptığı açıklamada bu sistemlerin gözden geçirileceğini duyurdu. 

Bu sistemlerin, İçişleri Bakanlığı ve bölgedeki polis tarafından işletildiği düşünülse de, gerçekte bu sistemlerin kurucuları belediyelerdir.

Trafik Kanunu, "Belediyeler veya sermayesinin tamamı belediyelere ait şirketler tarafından kendi bütçe kaynakları kullanılarak, karayollarında can ve mal güvenliğini sağlamak ve düzenli, güvenli bir trafik akışını temin etmek amacıyla kurulan elektronik sistemlere" yer vermektedir. Bu durum, belediyelerin önemli bir gelir kaynağına ulaşmasını sağladı. 

Yasa gereği, bu sistemler "Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından trafik ihlallerinin tespitinde kullanılmakta ise", trafik cezalarının %30'unun belediyelere aktarılmaya başlandı.

Belediyeler, bu gelir paylarını hizmet bedeli olarak almaya başladı. Özellikle yoğun kullanılan yollarda, bu yasa maddesi belediyeler için adeta bir gelir kaynağı haline geldi. 

Birkaç yerleşim alanının içinden geçen bu yolda, başlangıçta neredeyse her yere hız sınırı bölgeleri kurulurken, ilçelerin merkezlerinden geçen yollar üzerinde de EDS bölgeleri oluşturuldu. Yasa ilk yürürlüğe girdiğinde, sistemin kurulmasında özel firmalar devreye girdi ve bu durum belediyeler için gelir sağladı. 

Kurulan bu sistemler, ilk günlerinden itibaren çeşitli eleştiriler almaya başladı. 

Trafik kazalarının önlenmesine yönelik yapılan düzenlemeler, birçok bölgede haksız yere hız tuzağına dönüştürüldü. Bunun sonucu olarak, belediyeler önemli gelirler elde etmeye başladı. Sürücüler aniden hız sınırı bölgeleri ve EDS sistemleri ile karşılaşmaya başladı. 

Bu sistemlerin çoğunluğu, uygulama esaslarına aykırı bir şekilde oluşturuldu. EDS bölgelerinin en az 500 metre ilerisinde uyarı levhası bulunması gerekmekte iken, birçok hız sınırı bölgesinde bu levhaların yer almadığı ve yolların sürücülerin EDS'lerin nerede sona erdiğini anlayamayacakları şekillerde düzenlendiği görüldü.

Uygulama esaslarına göre, "Anlık hız ihlal tespit sistemlerinin kurulu olduğu alanlardan 500 metre öncesinde ve sonrasında farklı hız limitleri uygulanmamalıdır." Ancak bu düzenlemeden çoğu sürücünün haberi yokken, otoyollarda hız sınırı levhasının hemen sonrasında bile radarlar yerleştirildi. 90 ve 82 kilometre hız sınırı gördüğünde sürücünün hızını düşürmesi beklenirken, levhanın 50 metre ilerisinde bulunan radarın hangi limit üzerinden ceza yazdığı anlaşılamayan durumlar meydana geldi. 

Bu sistemlerin en fazla tepki çektiği noktalar, Karadeniz Yolu üzerindeki Tosya ve Osmancık bölgeleri. Hız sınırı levhaları, yaya geçitleri, EDS uyarıları, güvenlik kameraları, radar uyarı levhaları ve araçlar gibi çeşitli uyarılar ile karşılaşan sürücüler, kafa karışıklığına neden olan bu alanlardan ceza yemeden geçebilenlerin şanslı olduğunu hissetmelerine sebep oldu.  

Kamuoyunda, belediyelerin ve sistemi kuran şirketlerin, trafik güvenliğini sağlamak yerine daha fazla trafik cezası yazmak üzerine odaklandığı algısı oluştu. 

EDS'lerin düzenli olarak test edilmesi gerekirken, bu testlerin ne ölçüde sağlıklı yapıldığı da tartışma konusu haline geldi. 

Yeni düzenlemeyle, bu sistemlerin işletilmesi ve denetimi net bir biçimde belirlenmesi hedefleniyor.