Açık Denizler Antlaşması Resmen Yürürlüğe Girdi

Uluslararası sularda biyolojik çeşitliliği korumayı amaçlayan “Açık Denizler Antlaşması” resmen yürürlüğe girdi. Fas'ın onayıyla birlikte 60 ülke, bu önemli anlaşmayı imzaladı ve böylece tarihi düzenleme için 120 günlük geri sayım başlamış oldu.

Okyanusların yaklaşık üçte ikisini kapsayan uluslararası sular, bugüne dek herhangi bir hukuki çerçeveye tabi değildi. Yeni anlaşma, aşırı avlanma, iklim değişikliği ve derin deniz madenciliği gibi tehditlere karşı deniz ekosistemlerini korumayı gaye edinmektedir.

Açık Denizler: En Büyük Suç Mahalli

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın okyanuslarla ilgili kıdemli başkan yardımcısı Johan Bergenas, “Açık denizler, dünyanın en büyük suç mahallidir; bu alanlar yönetilmiyor, denetlenmiyor ve düzenleyici bir yasal yapıya kesinlikle ihtiyaç duyuluyor.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Ancak, dünyanın en büyük aktörlerinden bazıları hâlâ bu anlaşmaya taraf değil. ABD ve Çin, anlaşmayı imzalamış olsalar da yasal yükümlülük altına girmediler; Rusya ve Japonya ise sürece katılmadılar. Uzmanlar, bu ülkelerin anlaşmanın dışında kalmasının etkinliğini zayıflatabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Anlaşma, ülkelerin uluslararası sularda deniz koruma alanları kurmasına, yıkıcı faaliyetleri sınırlamasına ve bilimsel iş birliği yürütmesine olanak tanımaktadır. Alınacak kararlar, taraf ülkelerin katılımıyla düzenlenecek konferanslarda çok taraflı bir şekilde belirlenecektir.

Okyanus Araştırmacısı Sylvia Earle'den Uyarı

Okyanus araştırmacısı Sylvia Earle, anlaşmanın onaylanmasını memnuniyetle karşılayarak, “Burası bir ara istasyon; nihai hedef değil. Eğer okyanusları çöplük gibi kullanmaya devam edersek, en büyük tehlike bizi bekliyor.” uyarısında bulundu. Vanuatu İklim Değişikliği Bakanı Ralph Regenvanu ise bu anlaşmanın küçük ada ülkeleri için önemine dikkat çekerek, “Okyanusu etkileyen her şey, bizi de etkiliyor.” ifadelerini kullandı.