İbrahim Uysal

Cuma Hutbesi 6 Haziran 2025: Müslümanın Net Bir Tavrı Olmalı

Cuma Hutbesi 6 Haziran 2025: Müslümanın Net Bir Tavrı Olmalı

6 Haziran 2025 Cuma Hutbesinin Konusu "Müslümanın Bir Duruşu Vardır"

Bugün kılınacak olan cuma namazı öncesi, 6 Haziran 2025 tarihli hutbenin konusu merak edilmeye başlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamasıyla, bu haftaki hutbenin teması "Müslümanın bir duruşu vardır" olarak belirlendi. İşte hutbenin detayları.
Muhterem Müslümanlar!

Bir gün sahabelerden biri, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e, “İslam ile ilgili bana öyle bir şey söyle ki, başka kimseye sormak zorunda kalmayayım.” demiştir. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şu şekilde cevap vermiştir: “Allah’a iman ettim, sonra da dosdoğru ol.”
Peygamber Efendimiz (s.a.s), bu sözleriyle Müslümanın sarsılmaz bir imanını ve istikrarla sürdürdüğü dosdoğru bir duruşunu bizlere öğretmektedir.
Aziz Müminler!
Müslümanın bir kararlılığı vardır. Bu kararlılık; Allah ve Resûlünü herkesten ve her şeyden daha çok seven, Kur’an’ı ve Sünnet’i kendisine rehber edinen bir inanç duruşudur. Müslüman, “Nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.” ayetine dayanarak her an Rabbinin kontrolü altında olduğunun bilinci ile hareket eder. Arafat’ta kefen gibi ihram giymiş hacılar gibi, makam ve statülerden sıyrılarak Beytullah’a yönelir ve kalbini Allah’a çevirir.
Kardeşlerim!
Müslümanın bir duruşu vardır. Bu duruş, imanımızı güçlü tutan, ahlakımızı olgunlaştıran ve bize kişilik kazandıran bir kulluk bilincidir. Müslüman; hangi şart ve koşulda olursa olsun ibadetlerini geçici dünya hayatına feda etmemelidir. İş, okul ya da tatil gibi mazeretlerle ibadetlerini ihmal etmemelidir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.s), Cenâb-ı Hak’tan aktardığı bir kutsi hadiste, kulu Allah’a en yakın kılan ve O’nun sevgisini kazandıran en kıymetli şeyin öncelikle farz ibadetleri, ardından nafile ibadetler olduğunu bizlere bildirmiştir.
Değerli Müminler!
Müslümanın bir duruşu vardır. Bu duruş; aileden komşuluğa, iş hayatından ticarete, okuldan trafiğe, kısacası hayatın her alanında Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ahlakını referans alan bir duruştur.
Müslüman; Yüce Allah’ın “O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için infak ederler; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler…” ayeti gereğince günlük yaşamda şiddetin yerini sevgiye; öfkenin yerini merhamete, kötülüğün yerini iyiliğe bırakmalıdır. Faiz, alkol, kumar, zina, iftira, yalan gibi tüm haramları cehennem ateşinden birer parça olarak görmelidir. Tembellik, umursamazlık ve çalışmadan kazanma gibi olumsuz özellikleri hayatından çıkarmalıdır. Hakkı olmayan hiçbir şeye el uzatmamalıdır.
Değerli Müminler!
Müslümanın bir duruşu vardır. Bu duruş, zulmün ve zalimin karşısında, mazlumun ve mağdurun yanında yer alan insani ve vicdani bir duruştur.
Müslüman; “Ey iman edenler! Size ne oldu ki, ‘Allah yolunda mücadele edin.’ denildiğinde yerinizde kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına mı razı oldunuz?” ayetinin gereği olarak, Filistin’de, Gazze’de ümmetin çocuklarını siyonist zalimler ve işbirlikçilerinin insafına terk etmemelidir. Mazlumlar açlık çekip kıvranırken, sanki her şey normal gibi yaşanmamalıdır.
Aziz Müslümanlar!
Bugün, inananlar olarak Allah ve Resûlunun emrettiği bir yaşam tarzına ve Müslümanca bir duruşa ihtiyaç duymaktayız.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in
“Müminler, birbirini destekleyen bir binanın tuğlaları gibidir.”[6] hadisi ile işaret ettiği üzere, birbirine kenetlenen, merhametle muamele eden bir duruşa ihtiyacımız var. Dünyasal menfaatler karşısında eğilip bükülmeden, onurlu, kararlı ve ilkeli bir duruş sergilemeliyiz. Yük alan, çalışkan ve üretken; kin ve nefret ile hareket eden değil, sevgi ve saygı ile davranan bir duruşa muhtacız. Kısacası, imanımızı ibadetlerimize, ibadetlerimizi ahlakımıza, ahlakımızı da yaşamımızın her alanına yansıtacak bir duruş sergilemeliyiz.
Hutbenizi, Yüce Rabbimizin şu ayetindeki müjdesiyle sonlandırıyorum: “Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur; onlar asla üzülmeyeceklerdir.”