Cuma Hutbesi 15 Ağustos 2025: Kul Hakkı, Hesaplaşmanın Kaçınılmaz Gerçeği!

15 Ağustos 2025 Cuma Hutbesi: Kul Hakkı Ateşten Gömlektir
Bugün kılınacak cuma namazı öncesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayımladığı 15 Ağustos 2025 tarihli hutbe metni gündeme geldi. Bu haftaki hutbenin teması "Kul hakkı ateşten gömlektir" olarak belirlendi. İşte hutbenin ayrıntıları:
KUL HAKKI ATEŞTEN GÖMLEKTİR
Muhterem Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir gün sahabesine, “Müflis kimdir biliyor musunuz?” diye sordu. Sahabe-i kirâm, “Malını kaybetmiş, iflas etmiş olan kimsedir.” yanıtını verdiler. Allah Resûlü (s.a.s) buna karşılık: “Kıyamet günü bir kişi, kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği zekâtla gelecektir. Ancak dünyada, birine sövmüş, bir başkasının malını yemiş veya kanını dökmüştür. Bu kişiden iyilikleri alınır ve hak sahiplerine verilir. Eğer hesap tamamlanmadan iyilikleri biterse, mağdur ettiği insanların günahları ona yüklenir ve cehenneme atılır. İşte gerçek müflis budur.” dedi.
Aziz Müminler!
Ailede, toplumda ve dünyada yaşanan kötülüklerin kökeninde kul hakkı ihlalleri yatmaktadır. Ne yazık ki bazı durumlarda alışkanlık, ihmal ve kasten kul hakları ihlal edilmektedir. Canın, dinin, malın, aklın ve neslin korunması, İslam'ın en temel prensiplerindendir. Bu haklar, Allah katında kutsal ve dokunulmazdır; ihlalleri ise ağır bir sorumluluk ve zulüm anlamına gelir.
Kıymetli Müslümanlar!
Kul hakkı ihlallerinin en büyüğü, bir insanın canına kast etmektir. Bugün, siyonist zalimlerin bu insanlık suçuna devam ettiği acı bir gerçektir. Yüce Rabbimizin bu konudaki uyarısı nettir: “Bir mümini kasten öldürenin cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap hazırlamıştır.” Bize düşen, başta Gazze olmak üzere dünyadaki zulümlere kayıtsız kalmamak ve mazlumlara maddi ve manevi destek sunmaktır.
Değerli Müminler!
Karşılıklı rıza olmadan Allah’ın belirlediği miras paylaşımını değiştirmek, ilahi adalete aykırıdır. Kız çocuklarını mirastan mahrum bırakmak veya onların haklarına razı olmamasını sağlamak kul hakkıdır. Başkasının mülkünü gasp etmek, nedensiz yere insanların mallarını almak ve yalan beyanlarla insanları mağdur etmek de aynı şekilde kul hakkıdır. Resûl-i Ekrem (s.a.s), “Hiç kimse hakkı olmayan bir karış toprağı bile almasın! Eğer alırsa, kıyamet günü Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar.” buyurarak bu konunun önemine dikkatimizi çekmektedir.
Aziz Müslümanlar!
Çalışanlar arasında adil davranmamak, işverenin çalışanlarına kesinlikle zamanında ücret ödememesi ve onları sigortasız çalıştırması da kul hakkıdır ve günahtır. İşverenin mallarına zarar vermek, fazla mesaiye riayet etmemek de kul hakkına girmektedir. Ayrıca, zemin etüdü yapılmadan bina inşa etmek, inşaat malzemesinden çalmak, kalitesiz ürün kullanmak ve son kullanma tarihi geçmiş ürünleri piyasaya sürmek de insanları kandırarak kul hakkına girmektir.
Kıymetli Müminler!
Sektörden bağımsız olarak, üreticinin malını değersiz alıp yüksek fiyattan satmak, sağlığa zarar verecek maddeler katmak ve elle tutulur malın kusurunu saklayarak satmak kul hakkıdır ve haramdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) “Bizi aldatan bizden değildir.” diyerek bu konunun önemini vurgulamaktadır. Sokakları ve kaldırımları şahsi çıkarlar için işgal etmek, sosyal medyada yalan ve yanlış haberlerle insanlara iftira atmak da kul hakkıdır.
Değerli Müslümanlar!
Kul hakkı bilinci, ailede başlar ve manevi değerlerle beslenerek gelişir. Unutmayalım ki kul hakkı, ahirette en ağır hesaplardan biridir. Hak sahibinden helallik alınmadan veya onun zararları karşılanmadan ahiretin ağır azabından kurtuluş mümkün olmayacaktır.
Hutbemizi Bakara Sûresi’nin 281. ayetiyle sonlandırıyorum: “Sakının öyle bir günden ki, o gün hepiniz Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandıkları amellerin karşılığı tam olarak verilecek ve onlara asla haksızlık edilmeyecektir.”