İbrahim Uysal

Chikungunya Virüsü: Bulaşma Yolları ve Türkiye'ye Geliş İhtimali

Chikungunya Virüsü: Bulaşma Yolları ve Türkiye'ye Geliş İhtimali

Chikungunya Virüsü ve Yayılma Riski

Chikungunya, 1952 yılında Tanzanya'da ilk kez tanımlanan, Alphavirus cinsine ait RNA virüsüdür. Hastalık, Tanzanya'daki "çarpılarak yürüme" anlamına gelen bir terimle adlandırılmıştır. Bu kavram, hastalığın yol açtığı yoğun kas ve eklem ağrılarına atıfta bulunmaktadır.
Virüs, genellikle sivrisinek ısırıkları ile insana bulaşır ve ani ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, cilt döküntüleri ve yoğun eklem ağrıları gibi belirtilerle kendini gösterir. Bazı vakalarda eklem ağrıları uzun süre devam edebilir.

Chikungunya virüsü, Aedes aegypti ve Aedes albopictus türü sivrisinekler aracılığıyla insana geçiş yapar. Bu sivrisinekler özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın olarak bulunur ve dang humması ile Zika virüsü gibi hastalıkların da taşıyıcısı olabilirler.
Bu virüs, insandan insana doğrudan bulaşmamaktadır.
Enfekte bir sivrisinek, virüsü taşıyan bir kişiyi ısırdıktan sonra başka bir bireyi ısırarak virüsü yayabilir.
Nadir olarak, kan nakli veya anneden bebeğe geçiş gibi yollarla da bulaşma görülebilir.

Chikungunya virüsüne maruz kalan kişilerde belirtiler genellikle enfekte sivrisinek ısırmasından 3 ila 7 gün sonra gelişir. En sık karşılaşılan semptomlar şunlardır:
Yüksek ateş (genellikle aniden başlar)
Şiddetli eklem ağrıları (özellikle eller, bilekler, dizler ve ayak bileklerinde)
Baş ağrısı
Kas ağrısı
Deri döküntüleri
Halsizlik
Mide bulantısı
Çoğu hasta 7 ila 10 gün içerisinde iyileşir, ancak bazı bireylerde eklem ağrıları haftalar veya aylarca devam edebilir.

Son günlerde Çin’in güney bölgelerinde chikungunya virüsü vakalarının bildirilmesi, hastalığın yeniden uluslararası gündeme gelmesine sebep olmuştur. Çin’in iklimsel özellikleri ve taşıyıcı sivrisinek popülasyonunun yoğunluğu, bu tür virüslerin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilmektedir.
Türkiye'de Aedes türü sivrisineklerin varlığı, chikungunya virüsünün potansiyel olarak ülkemize ulaşabileceği endişesini doğurmaktadır. Özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz bölgeleri, bu sivrisineklerin barınabileceği uygun iklim şartlarına sahiptir.
Ancak şu an itibarıyla Türkiye’de herhangi bir chikungunya vakası tespit edilmemiştir. Yine de yaz aylarında artan sivrisinek popülasyonu ve uluslararası seyahat trafiği nedeniyle hastalığın riskinin dikkatle izlenmesi gerekmektedir.