Mert Doğru

"Bir Ülke Daha 'Haftada 4 Gün Çalışma' Modeline Göz Atıyor!"

Uzaktan Çalışma ve Dört Günlük Model Dikkat Çekiyor

Covid-19 sonrası dönemde uzaktan çalışma uygulamalarının yaygınlık kazanması, iş ve özel yaşam sınırlarının belirsizleşmesine ve çalışanlar arasında tükenmişlik hissiyatının artmasına neden olduğu belirtildi. Uzmanlar, bu bağlamda dört günlük çalışma modelinin tartışmalara açıldığını ifade ediyor.

Belçika, bu sistemi yasal hale getiren ilk Avrupa ülkesi olarak öne çıkmıştı. Ancak, haftalık çalışma süresinin 40 saatten dört güne sıkıştırılması, uygulamanın sınırlı kalmasına yol açtı. 2025 yılı itibarıyla yalnızca çalışanların %0,8’i ve şirketlerin ise %3’ü bu modele geçiş yaptı.

Litvanya’daki sendikalar da benzer kaygıları paylaşıyor. Sendika başkanı Dalia Jakutavičė, “Gerçek bir serbest zamanın sağlanabilmesi için haftalık çalışma saatlerinin 40’tan 32’ye düşürülmesi gerekmektedir” şeklinde görüş bildirdi.

7/24 HİZMET SUNAN SEKTÖRLERDE ZORLUKLAR YAŞANIYOR

Litvanya'daki bazı şirketler bu modeli denemeye başladı. Teknoloji firması OBDeleven, ilk aşamada çalışanlar arasında stres ve memnuniyetsizlik oranlarının artış gösterdiğini, fakat zamanla planlama becerilerinin gelişmesiyle çalışanların verimliliğinde artış kaydedildiğini gözlemledi. Ancak, müşteri hizmetleri ve lojistik gibi 7/24 hizmet sunan sektörlerin bu modelde büyük zorluklar yaşadığı ifade ediliyor.
Ekonomistler, yapay zeka ve teknoloji kullanımının yaygınlaşmadığı bir ortamda çalışma saatlerinin azaltılmasının ülkenin rekabet gücünü olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

"VERİMLİLİĞİ NASIL TELAFİ EDECEĞİMİZ BELİRSİZ"

Litvanya Sanayiciler Konfederasyonu’ndan Eglė Stonkutė, ülkenin yaşlanan nüfusu ve iş gücü açığına dikkat çekerek, “Çalışma saatlerinin kısalması kaçınılmaz hale gelse de kaybedilen verimliliği nasıl telafi edeceğimiz belirsiz” değerlendirmesini yaptı.